183 IQ’su ile Einstein’ı solladı

183 IQ’su ile İsrail’in en zeki kişisi konumundaki Yaron Mirelman dünyanın en zeki 33 kişisi arasında yer alıyor. Eğitim hayatında başarılı bir öğrenci olmayan Mirelman günün 2-3 saati ekonomi danışmanı olarak çalışıyor ve zamanının büyük kısmını hobilerine ayırıyor.

Nelly BAROKAS Köşe Yazısı
14 Ekim 2015 Çarşamba

Yarım gün danışmanlık yapan, deniz meraklısı, dövüş sporlarını amatör olarak sürdüren Yaron Mirelman dünyadaki en zeki İsrailli. Albert Einstein’dan 20 puan fazla, dahi düzeyindeki183 IQ’su ile dünyanın en zeki 33 kişisi sıralamasında yer alıyor.

Kendisi ile yapılan bir söyleşide Mirelman, üstün yeteneğinin çocukken yaşıtlarıyla ilişkilerinde yarattığı sorunlara değindi. “Çocukluğum süresince farklılığımı bastırmaya çalışıyordum. Çünkü yaşıtlarımın gösterdiği tepkilerden nefret ediyor, her zaman anlaşılmıyor, kabul görmüyordum” derken Mirelman okul yıllarının genellikle çok sıkıcı geçtiğine değiniyor.

Bunun sonucu olarak Mirelman geri çekilmiş, yaşıtları ve öğretmenleriyle özgüvenini zedeleyen ilişkilerini yavaş yavaş en aza indirgemiş. Mirelman’ın üstün zekâsı ailesi için de düş kırıklığı olmuş. Annesi onu müzik dersleri aldırmak, edebiyat kulüplerine yazdırmak gibi entelektüel etkinliklere yönlendirmeye çalıştıysa da bu girişimler çocuğu pek ilgilendirmemiş.

Yaron Mirelman’ın çok sık iş seyahatlerine çıkan babası oğlunun IQ seviyesinden çok fazla mutluluk duymuyor, okulda aldığı notların yüksek olmamasından dolayı kızıyor, düş kırıklığı yaşıyordu.

Mirelman şimdilerde şirketlere, çok farklı iş kollarında çalışan müşterilerine ticari danışmanlık yapıyor. Danışanlarının sorunlarını çözüyor, üretimin daha verimli duruma gelmesi için çalışıyor. Sahibi olduğu danışmanlık şirketinde Mirelman günde 2 veya 3 saatini harcıyor, gününün diğer bölümünü hobilerine ayırıyor. Sahilde vakit geçiriyor, stüdyolarda Thai boksu yapıyor.

Yüksek IQ’ya sahip olmak tabii ki kişinin hayatının tüm sorunlarını çözmüyor. Üç yıl önce eşinden boşandığında tükendiği, kendisi için fikir üretemediği hissine kapılmış. İnsanlar arasındaki ilişkilerin zekâ değil dinamizm gerektirdiğine inanan Yaron Mirelman’a yüksek zekâsını insanlık yararına, örneğin araştırmalar yoluyla tıbbi gelişmeler yönünde niçin kullanmadığı sorulduğunda ilginç bir yanıt veriyor: “Uzun vadeli inisyatiflere konsantre olamıyorum, hayatımı bilimsel bir araştırma peşinde yaşamaya hazır değilim. İnsanlık için iyi bir şey yaptığım kanısındayım, çünkü yardımcı olduğum şirketler sayemde kârlarını arttırdıklarında, çalışanlarına daha dengeli ve düzeyli bir yaşam sağlayabiliyorlar.