Şana Tova…

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
17 Eylül 2015 Perşembe

Geçtiğimiz senelerde sağlığın kıymetini öğrendim. Tam iki sene önce yine eylül ayında, omuzumla kol arasındaki minicik bir kırığın düzelmesinin aylara mal olabileceğini gördüm. Her gün düşünmeden yaptığımız giyinmek veya kolumuzu uzatarak otopark fişi almak gibi sıradan bir işlemin ne kadar acı verebileceğini tattım. İnsanın acısı neredeyse canı ordadır derler. Bir ameliyatla atlatabilecek kadar şanslı olduğum için hep şükrettim.

Çevremdeki insanların hayatlarının, sevdikleri insanların hastalanması ile yirmi dört saatte nasıl değiştiğine şahit oldum. Tek bir günde değişti hayatları… Olumlu olaylar neticesinde de pozitif yönde tek bir günde değişebilir hayatlar. Ancak, her şeyin başı gerçekten sağlık. Sevdiklerimizin Roş Aşana bayramını kutladığımız bugünlerde, klişe olarak değil en içten bir şekilde “Sağlıklı” diye başlıyorum sözlerime… Sağlıklı, mutlu çok keyifli bir yıl dilerim. Şana Tova! 

***

Yeni yılların, başlangıçların en güzel yanlarından biri de dünyanın öbür ucundaki sevdiklerimizden haber almak. Üniversite birinci sınıftaki yabancı öğrenciler için olan İngilizce dersinde yan yana oturduğum Kolombiyalı arkadaşımın, 22 yıl sonra ikiz kızlarının ve küçük oğlunun resmini görmek, yıllarca haber alamadığım ve beni facebook’da bulan Meksikalı bir arkadaşımın Şana Tova mesajı, çocukluk arkadaşlarımın farklı şehirlerden attığı içten mesajlar, bütün gün yüzümü gülümsetti. 

***

Bayramlarda izini kaybettiğiniz birinin sizi bulması, yüzünüzü gülümsetirken sizi yıllar önceye götürüyor. Dün değişik ülkelerde kutladığım, değişik Roş Aşana bayramlarını düşündüm.  Amerika’da öğrenciyken gittiğim ilk reformist sinagogun ve söylenen şarkıların ne kadar farklı ve güzel geldiğini, annelerimizin hazırladığı şık bayram sofraları yerine farklı ülkelerden Yahudi arkadaşların getirdiği yemeklerle zenginleşen farklı sofraları… İtalya’da bulunduğum bir Roş Aşana akşamı, beni misafir eden babamın arkadaşının eşinin sinagog dönüşü yarım saatte iki farklı lazanyayı birer sandviç yapar gibi el çabukluğuyla hazırlaması ve İstanbul’daki en şık İtalyan lokantasından daha lezzetli yapması… İtalya’daki sinagogun Türkiye’deki sinagogdan da daha gürültülü olması… Farklı ülkelerde Roş Aşana’yı kutlamak benim için bazen buruk, bazen komik, ama yine de yaşanması gereken anlar oldu.  Kadınlarla erkeklerin birlikte oturduğu şarkılı sinagoglar da oldu, Akdeniz insanının dua dinlerken bile nefes almadan vıdı vıdı konuştuğu sinagoglar da… Meksikalı bir arkadaşımın bütün gün özenle pişirdiği tüm yemekler tatlı çıktığında boğazımdan geçemediği de oldu, İtalyan ailedeki yemeklerin lezzetine inanamadığım da… Hepsi yıllar öncesinden kalma keyifli, hatırladıkça insanın yüzünü gülümseten anılar.  Ancak hiçbiri ailece kutlanan bayramların yerini tutmuyor. 

Tüm bayramları sevdikleriniz ile birlikte geçirmeniz dileğiyle… Sağlıklı, mutlu, huzurlu ve çok keyifli bir yıl olsun. Şana Tova!