Lübnan’da asıl kokan çöp değil!

Selin NASİ Köşe Yazısı
2 Eylül 2015 Çarşamba

‘YouStink -Kokuyorsunuz…’ Yozlaşmış siyaset bundan daha iyi tarif edilemezdi herhalde. Lübnan’da geçtiğimiz hafta sonundan bu yana sokak gösterileri aralıklı olarak devam ediyor. Yirmi bine yakın kişiyi sokaklara döken, epey bir süredir hükümetin bir türlü çözüm bulamadığı çöp sorunu.

1997’den beri şehrin atıkları herhangi bir işlemden geçirilmeksizin Beyrut’un güneyindeki Naameh’de depolanıyordu. Haddinden fazla dolan tesisin kullanım süresi temmuz ayında bitti. Hükümet ise yeni bir alan tesis etmediği gibi çöpleri toplayan Sukleen adındaki taşeron servisin kontratını da yenilemedi. Ve Lübnanlılar yaz sıcağında çöp dağları arasında yaşamaya mahkum oldu. Çareyi çöpleri yakarak imha etmekte arayan Lübnanlılar, bir süredir giderek artan pis koku, haşerat, üstüne bir de toksik dumanlarla baş ediyordu.

En temel hizmetleri bile vermekten aciz olan hükümete duyulan öfke sonunda sokaklara taştı. Çoğunluğu gençlerden oluşan sivil aktivistlerin başlattığı ‘youstink’ isimli hareket, beraberinde yürüttükleri sosyal medya kampanyası sayesinde Lübnan’ın çöp krizini dünya gündemine taşıdı.

Türkiye’deki Gezi protestolarını andıran karelere sahne olan Beyrut’ta güvenlik güçleri göstericilere biber gazı, tazyikli su ve plastik mermilerle müdahale etti. Polisin aşırı şiddet kullanımı, farklı siyasi gruplara mensup olmalarına rağmen, yolsuzluğa karşı birleşen göstericileri birbirilerine daha da kenetledi. Ta ki geçtiğimiz hafta ortasından itibaren barışçı protestoların rengi değişip, Hizbullah etkisi kendisini hissettirmeye başlayıncaya dek...

Aktivistlerden Mark Daou her onurlu vatandaşın hak ettiği şekilde düzgün yaşam şartları ve düzgün işleyen bir yönetim için mücadele ettiklerini söylüyor. Aslına bakarsanız, Lübnan halkının tek derdi biriken çöpler değil. Elektrik kesintileri, internet erişimi, su sıkıntısı gibi birçok başka sorunlar da çözüm bekliyor. Ne var ki hükümetin karar alma mekanizması kilitlenmiş durumda. Kökeninde yatan ise siyasal sistem krizi.

Lübnan’da toplum içinde farklı din ve mezhepler belli bir kotaya bağlı kalınarak parlamentoda temsil ediliyor. Buna göre devlet başkanının Hıristiyan, başbakanın Sünni, meclis başkanının ise Şii olma koşulu var. Parlamentoda, herhangi bir kararın kabulü içinse üçte iki çoğunluk sağlanması gerekli. Hal böyleyken işler yürümüyor. Birbirine karşıt hizipler, kendilerini iktidarda tutan ve zenginleşmelerini sağlayan düzeni değiştirmek için tek bir adım atmaksızın, rekabet uğruna sistemi fena halde tıkayabiliyorlar.

Örnek vermek gerekirse, geçtiğimiz temmuz ayında parlamento 25. kez devlet başkanını seçemedi. Yanlış duymadınız. Lübnan’ın bir seneden fazladır devlet başkanı yok. Görev süresi iki kez uzatılan parlamento seçimlere gidemiyor çünkü seçim yasası üzerinde uzlaşılamıyor. Farklı siyasi partilerin temsilcileri bir araya gelmek istemediğinden kabine toplanamıyor. Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’ndan Lübnanlı uzman Joseph Bahout’un dediği gibi “Ortada ne bir sistem, ne de doğru düzgün işleyen bir hükümet var. Hükümetin istifasını istiyorlar da yerine kim gelecek? Mısır’daki gibi askeri yönetim mi? Hizbullah mı?”

Lübnan siyasi sahnesinde esas mücadele Batı taraftarı ve Suudi Arabistan destekli Sünni kanat (Hariri tarafları) ile İran destekli Şii Hizbullah arasında geçiyor. Hizbullah’ın en sıkı destekçisi de Hıristiyanları temsil eden Michel Aoun’un liderliğindeki Özgür Yurtsever Hareketi. Bahout’a göre protestoların hedefinin çöp sorunundan hükümet değişikliğine kaymasının arkasında Hizbullah’ın kendi istediği adayı devlet başkanı seçtirme planları yatıyor. Zaten bundan bir ay kadar önce Hizbullah lideri Nasrallah açık bir şekilde Aoun’un başkan adaylığını desteklediklerini söylemişti. Yine geçtiğimiz hafta ortası  çöp krizini “20 yıldır süregelen yolsuzluğun sonucu” ve barışçıl gösterileri de “meşru bir hak” olarak niteleyen Hizbullah’ın açıklamaları sivil hareketi sahiplenmeye çalıştığı şeklinde yorumlandı. Bunda şüphesiz güvenlik güçleriyle çatışan bazı göstericilerin Şii olduklarının ortaya çıkmasının da payı var. Hizbullah’ın çıkışından rahatsız olup YouStink hareketinden desteğini çekenler olduğu da söylentiler arasında.

Gösterilerin amacını aşıp topyekûn siyasi bir ayaklanmaya evirilmesi, iç savaşın izlerini halen belleklerinde taze tutan Lübnan halkı için fazlasıyla tehlikeli bir kumar. Hem iç hem de dış dinamikler göz önüne alındığında çöp krizinin Lübnan’da şu an için bir devrim yaratmasını beklemek gerçekçi değil. Siyasi bloklar arası rekabet, ancak mezhepler üstü ve vatandaşlık temelli siyaset anlayışının yerleşmesiyle aşılabilir. Bu bağlamda, YouStink tarafından dışa vurulan haklı talepler, vatandaşlık bilincinin kök salmaya başladığının kanıtı. İktidar sahipleri koltuklarını kaybetmek istemiyorlarsa, gerginliği en kısa zamanda yatıştırmak için uzlaşmayı denemek zorunda. Başardıkları takdirde, böylesi bir kazanımı Ortadoğu şartlarında hafife almamak gerekir.