“Sigara öldürür!”, Size bir puro ikram edebilir miyim?

Sami AJİ Köşe Yazısı
2 Eylül 2015 Çarşamba

Başlık size çelişkili geliyor değil mi?

Bana da öyle görünüyor ama devletlerin sigara tüketimini azaltmaya yönelik tedbirlerinin bazılarını anlamakta güçlük çektiğimi ifade etmeliyim. Beraberce irdeleyelim:

Sigara paketlerinin üzerinde bir hüküm cümlesi var: “Sigara içmek öldürür.” Öldüreceği açıkça belirtilen bir maddenin satışına kamu yönetimleri niye müsaade ediyorlar?

Daha da ilginci, birçok devlet tütün üreticilerine çeşitli şekillerde mali destek sağlamaktalar. Örneğin ülkemizde, geçimini tütünden sağlayan 65 bin kadar çiftçi bulunmakta. Her yıl düzenli olarak teşvik ve desteklerini almaktalar.

65 bin çiftçinin ürettiği 68 bin ton kadar tütün1 ülkemizdeki ihtiyacı hem kalite hem de miktar bakımından karşılamıyor. Özellikle son beş yılda müthiş bir artış gösteren sigara ihracatımız2 yurt dışından sürekli tütün ithal etmemizi gerektiriyor.

Diğer bir deyimle, her sene yüz binlerce insanın ölümüne sebebiyet veren bir tarım ürününün, hem satışına müsaade edilmekte, hem üretimi teşvik edilmekte, hem ithaline de izin verilmekte, hem de diğer komşu ülke halklarına sunularak onların da hayatlarını tehlikeye atmalarına göz yumulmaktadır. 

Buna ilaveten devletler, halktan topladıkları vergilerin bir bölümünü, sigaranın zararlarını topluma anlatmak için harcarken, aynı zamanda ham maddesini üreten çiftçilere de vergilerimizden pay ayırıyorlar.

Müthiş bir çelişkiler yumağı değil mi? Ne dersiniz?

İş bununla bitmiyor.

Geçen mayıs ayında, Londra’da iken (“İyi ki bir Londra’ya gittin!” dediğinizi duyar gibiyim) London Weekly adlı dergide, purolarla ilgili bir yazıya rastladım. Son günlerde piyasaya çıkan purolardan bahsediyordu. Her bir markanın özelliklerini, belli parametrelere göre kıyaslamakta ve her birine bir puan vererek, en iyisini okuyucularına tavsiye etmekteydi. Yazının sonunu da şöyle bitiriyordu: “Let’s meet in Boisdale events.”

Merak ettim. Meğerse ‘Boisdale’ Londra’nın ünlü restoranlarından biri imiş. Ve orada belli tarihlerde “Puro tanıtım veya tadım geceleri” tertipleniyormuş. Özel bir puro terası ayrılmış; ikram ve tadım o mekânda yapılıyormuş. Serin gecelerde misafirlere (ister inanın ister inanmayın) İskoç yününden örülmüş battaniyeler veriliyormuş. Tabii puronun yanında en iyi marka viskiler ve süper kaliteli istiridyeler de servis ediliyormuş.

Eğer böyle bir geceye katılmak isterseniz geç kalmadınız. 9 Eylül 2015 tarihinde Küba purolarının ve Küba romunun tanıtıldığı bir faaliyet var.

Hayret etmemek elde değil. Çünkü İngiltere, sigara içilmesini önlemek için en ciddi tedbirleri alan ülkelerden biri. Üstüne üstelik benzeri geceler sadece Londra’da değil diğer şehirlerde de tertipleniyormuş.

Kısa bir araştırmadan sonra ABD’nin de neredeyse tüm eyaletlerinde, puro festivallerinin organize edildiğini öğrendim. İnanılmaz güçte tanıtım kampanyaları ile satışların arttırılmasına çalışılıyor. Hâlbuki ve özelikle ABD kökenli neşriyatlar sigara ve tütün kullanımlarının zararlarını anlatmak için neredeyse her gün başka bir hastalığı sigara içilmesine bağlıyorlar.

Peki, ülkemizde puroya nasıl yaklaşılıyor? Emin olun diğer ülkelerden pek farkımız yok. Puro üretimimiz ve ihracatımız artıyor. Tıpkı yabancı ülkelerde olduğu gibi, biz de geniş katılımlı bir puro sevenler platformuna sahibiz.

Hatta Küba’lılarla ortak kurulmuş bir fabrikamız bile var.

Vahap Munyar’ın 24 Ağustos tarihli Hürriyet gazetesindeki yazısını okumanızı tavsiye ederim. Türkiye’de puroluk tütün, sarmalık tütün ve pipo tütünü üretiliyor. Ayrıca, Dominik Cumhuriyeti, Honduras, Ekvator gibi ülkelerden puro tütünleri ithal ediliyor. ABD’ye ihracat için kollar da sıvanmış. Ünlü FDA’ya (Food And Drug Administration: Gıda ve ilaç üretimi tüketimi ve ithalatını yöneten devlet kurumu), müracaat edilmiş ve yakında gerekli satış izinleri alınacakmış. En iyi harmanları yapmak için Kübalı bir aileden yardım alınmasına karar verilmiş. İcap ederse, yine Küba’dan bir el sarması ekibi de getirilecekmiş.

Kafanız epeyce karıştı değil mi? Tenakuzlar bir büyük bilmece gibi karşımızda duruyor.

Naçizane kanaatime göre meseleyi tekrar ve temelden almak lazım. Samimi, dürüst, geniş ve uluslararası çapta derinlemesine bir araştırma başlatmak gerekir: “Tütün ve tütün mamullerini kullanmak hangi ölçüde ve kimler için zararlıdır? Bu derecede yoğun ve kapsamlı uyarı yayınlarına rağmen niçin tütün kullanımı istenen seviyelere inmiyor? Devletlerin bu üründen topladığı vergiler başka kaynaklardan sağlanabilir mi?”

Bugüne kadar ağzına sigarayı almamış bir kişi olarak, bendenizin, böyle yazıyı kaleme alması da bir çelişki sayılmaz mı?

1 Rakamları, Dünya gazetesinin 18 Haziran 2015 tarihli nüshasından.

2 En fazla sigara ihracatı yaptığımız ülkeler sırasıyla Bahreyn, İran, Irak ve İsrail.