Börek ayaklarını yerim

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
29 Temmuz 2015 Çarşamba

Pazartesi sabahı 09.05 deniz otobüsü ile Kabataş’a gittim. Çok sevdiğimiz dostların torununun Brit Mila töreni için Ortaköy’e gidecektim. İDO’da birçok ortak tanıdık görmeme rağmen, çıkışta herkesi gözden kaybettim. Zaten kimseye ‘yapışmayı’ da sevmem. Fazla kibarlığın sonu, bir taksi bulabilmek için ‘Bankalar’a kadar yürüdüm. Arabaya biner binmez, bir serinlik, klima çalışıyor. Tanrı’m sen ne büyüksün. Trafik de açık. Kısa sürede mekâna vardım. Sokağa saparken bir bayanın ısrarla ana kapıya vurduğunu fark ettim. El salladım, sohbet ede ede yürümeye başladık. “Kapı niye kapalı, bari bir yazı yazsalardı; insanlar nasıl bulacak?” dedi. Kapalı oluşunun gerekçelerini anlattım. “Yok yok daha önce birkaç kere geldim buraya. Ama hep akşam vaktiydi ve ön taraftan girdim” cevabını verdi.

Hiç yadırgamadım. Sadece orta yaşın çok üzerinde olan söz konusu bayan gibi, geç de olsa ‘öğrenmenin yaşı yok’.

***

Küçük sinagogları ve orada yapılan kutlamaları her zaman tercih etmişimdir. Kendimi daha çok olayın bir parçası gibi hissederim. Şık ve zarif bir düzenlemede yeşil yaprakla tutturulmuş lavanta demetleri, mavi ortancalar, Eyal bebeğin şerefineydi. Günümüzde bebeklerin hepsi birbirinden hoş; neredeyse ‘iştah açıcı’ diyebilirim.

Malum, biz bebekleri biraz hunharca severiz. “Yerim seni, ben yerim; koparırım yanaklarını; bu ayaklar börek börek, bir lokmada…” Bütün bunların birini  bile uygularsanız ve çocuk ağlamaya başlarsa, sakın bir danışmana götürmeye kalkmayın…

Genç ebeveynlerin kutlamaya bebekleriyle katılmaları ayrı bir neşe kaynağı.

Sadece özellikle sıcak havada kız bebeklere takılan, görüntüde çok şık ama pratikte azap veren saç bantlarını her gördüğümde, içimden çıkartıp bebeği özgürlüğüne kavuşturasım geliyor.

La Casa Catering, hazırladığı açık büfe ile hem görsel hem de lezzet açısından kendini aşmıştı. Leon Cibili her davete bizzat gidiyor mu, yoksa tesadüfen mi geldi, bilemiyorum. Ama bir kuruluş sorumlusunun şahsen orada bulunması olaya bir fark getiriyor.

Bütün bunlar küçük ayrıntılar…

Biz çok sevdiğimiz dostlarımızın mutlu günlerine paydaş olmak için oraya gidip Brit Mila’ya katıldık. Yoksa yaz sıcağında kolay kolay yerimizden kımıldamazdık.

En büyük sevincim ise, Eyal Rozales ile Şalom gazetesi ileride sağlam bir idareci daha kazanacak.

Eyal’e ablası Noa, anne-babası ve büyük aile efradı ile sağlıklı, mutlu, güzel bir yaşam diliyorum.