“No, No, No! Well Maybe…”

Yunan tragedyasından kimler geldi kimler geçti. Agamemnon, Herakles, Elektra, Oedipus ve son olarak Syriza diyebiliriz. Tragedya’nın antik Yunancası ‘tragos’ ve ‘ode’ kelime kökenleri ile ‘keçi şarkısı’ demektir. Akademik boyuttan bakıldığında, “Winkler, tragos’un (keçi) sesleri çatallanan, kaba ve küstah davranışlarda bulunan ergenlik dönemindeki gençleri tanımlamak için kullanılan argo bir terim olduğunu iddia eder.”* Pazartesi itibarı ile istifa eden eski Maliye Bakanı Varoufakis’in satirik tweet mesajlarında tragedyanın izlerini görmek mümkündür. İnsani yardım çağrısı alacak kadar bir trajedi beklemektedir Yunan halkını.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
8 Temmuz 2015 Çarşamba

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek borç yapılandırma sürecinde belki de tek doğru hareketini yaptı Çipras Hükümeti, kendisine sunulan kreditör reçetesi için. Fakat referandumun sonucunda ‘OXİ’ çıkınca acı reçeteyi Yunan halkının daha fazla içmek zorunda olduğunu tüm piyasalar biliyor. Aslında Yunanlılar için ‘OXİ Günü’nün anlamı sembolik. II. Dünya Savaşı’nda İtalyanların ve Almanların Yunanistan’a giremeyeceğini ifade eden telgraftaki tek kelimedir ‘Ochi’. Fakat 350 milyar Euro borç yapmış ve GSYİH’nın yüzde 200’üne yaklaşmış bir borç (sermaye) hareketi ile o sınırlar çoktan aşılmıştır Yunanistan için.

Bundan sonra ne olur?

Önce iyimser senaryo ile başlayalım. Güneş Taner’in efsane tişörtünün ‘Well Maybe’ kısmı sayesinde, Avrupa Birliği ile yeni bir takvim ve içerik üzerinden anlaşma sağlanır ve sıkıntılar bir sonraki dalgaya kadar ötelenir. Bu arada, Avrupa Merkez Bankası Yunan bankalarına likidite sağlamaya devam eder ve batmaktan kurtarır. Ama nüfusu artmayan, yaşlanan, turizm ve navlun dışında küçük işletmeler ile üretmeden sirtaki yapan Yunanistan için ‘Never Ending Story’ ve ‘Dün Aslında Bugündü’ filmleri ile önümüzdeki yıllarda ‘Back to the Future’ 57. zafer haftasına ulaşır. Özetle, içinden çıkılmaz kısır döngü tragedyası devam eder.

Tişörtün ilk kısmı ‘No, No, No’ senaryosunda ise; Yunanistan Euro’dan çıkar, Drahmi’yi aylarca basarak piyasanın ihtiyacını karşılamaya çalışır. Mykonos’ta bir hafta tatil fiyatına üç hafta tatil yapabilen turistler sayesinde bir süre sonra ihracat ve döviz gelirleri artar, ekonomisi canlanır, dip gören (-)yüzde 25 daralmış ekonomisi büyür ve borçlarını ödemeye başlayabilir. Bu canlanma ile işsizlik azalırken, vergi gelirleri artarak bütçe açıkları da kapanmaya başlar. Tabii bu durumu gören masum Portekiz, İspanyol, Finlandiya, İtalyan köylüsü bizim başımız kel mi diye Merkel’e, Hollande’a sorar. Euro Bölgesi ve hatta Avrupa Birliği dağılma riski ve süreci ile yüzleşir. Aslında, Yunanistan’dan önce birlikten çıkabilecek İngiltere ise, safkan olarak son düzlükte çoktan galopa kalkmıştır bile Veliefendi tabiri ile. Doğu Almanya’nın işsizlik, bütçe açığı gibi sorunlarını, AB ve Euro hikâyesi ile kıtaya ihraç eden başarılı ihracatçı Almanya, misyonu tamamlanmış birlikten, 1. ve 2. Dünya Savaşlarında alamadıklarını savaşmadan alma noktasında bu senaryolara çok ses çıkarır mı?

Yunanistan’da bundan sonra ne olur?

Avrupa Birliği’nin insani yardım çağrısı sorunun tek başına cevabıdır. Yunanistan için bunlar henüz iyi günler diyebiliriz eğer bir anlaşma gelmez ise. Bu durumda, borcu ötelemenin bir diğer yolu olan, genç Yunan subaylarının ne kadar rahatsız olduğu senaryosu olasılığını dikkate alacak kadar kötü bir durum var mı, onu da gelişen durumlara göre yaşayacağız. Çin ve Rusya ‘a port’ta bekliyor düşüncesi Ortodoks Yunan halkı için bir senaryo olarak görünse de, en önemli gelir kaynağı navlunda, Avrupa’nın taşımacılığı yapan Yunan Hükümeti’nin Akdeniz’i kaptırmak istemeyeceği senaryosunu da göz ardı etmemek lazım. Rus ve Çinli turistler adalara zaten her durumda gidebilir durumdalar. Yunan bankalarının likidite ihtiyacı üzerine bir çözüm yaratılamazsa banka iflasları, ardından şirket iflasları başlar. Ve bu durumda öyle ya da böyle ikinci bir Lehman Brothers vakası olabilecek bir olasılık var karşımızda.

Euro/dolar paritesinde ve piyasalarda ne olur?

Burada birden fazla senaryo bulunuyor. Drahmi’ye dönen Yunanistan’ın Euro’dan çıkması ve Euro bölgesinden başkaca bir çıkışın olmaması halinde, belirsizlik ortadan kalktığı için parite 1,10 civarı denge seviyesini 1,15 üzerine doğru taşır. Ancak, parasal genişleme kararı almış bir Avrupa Merkez Bankası için, bu halde takvim ve içerikte ciddi bir gözden geçirme ihtiyacı oluşur. Eğer AMB’nin parasal genişlemesi sekteye uğrar ve Euro Bölgesi sağlam durursa Euro değer kazanmaya devam eder, ta ki USD faizler artana kadar.

Tersi senaryoda ise, Euro’nun dağılma sürecine bağlı olarak USD ve altın değer kazanmaya başlar, bonolar ve petrol düşer. Aşırı değerli dolardan rahatsız olan FED, faiz artırım kararını bekletmek durumunda kalabilir. Çin Borsasındaki geri çekilme, Rusya’nın dolar rezervlerindeki erime Euro’ya kaçamayacağı için, ya dolara ya başka piyasalara doğru akmaya başlar. Bu senaryoda, hükümet kurabilen Türkiye portföy yatırımlarında (sıcak para) rahat pozisyonunu korumaya devam eder. Ancak bu durum, döviz pozisyon açığı taşıyan bankacılık sektörünün global kredi imkanlarından ve bankalararası piyasalardan ne kadar etkileneceğine ve erken seçim kararına bağlı olarak her an değişebilecek bir senaryodur.

Not: Bu yazı Pazartesi yazılmıştır. Yazıda yer alan bilgi ve yorumlar herhangi bir şekilde yatırım danışmanlığı ve önerisi kapsamına girmemektedir. Yer alan bilgiler ve bunların kapsamında alınan karar ve uygulamalardan, doğabilecek sonuçlarından, Şalom ve yazarın herhangi bir yükümlülüğü ve sorumluluğu bulunmamaktadır.

* http://abs.kafkas.edu.tr/upload/225/tragedya.pdf