Bu hafta ağımıza takılanlar

Sinagogdaki törene başlarken Türkiye Hahambaşı’sının yaptığı konuşma içimi yaktı. Hahambaşı İshak Haleva; “Çıkışta sokakta bekleme yapmayın, birlikte gidecek olanlar içeride buluşsun ve çıktıktan sonra hızla uzaklaşsın. Yoksa güvenliğiniz tehlikeye girebilir” diyordu. ‘Dünyanın en güvenli ve huzurlu yeri’ olması gereken ibadethanede, değerli bir din adamına şu cümleleri kurdurmak ne büyük bir acı bu ülke adına... Neve Şalom Sinagogu’na ayin sırasında yapılan bombalı terör eyleminden sonra kurulan güvenlik sistemiyle, kendimizi filmlerde gibi hissettik. Giriş ve çıkışta ufak gruplar halinde, demir kapılı bölmelerde bekletilerek yola devam ettik. İnsanların Allah’a en yakın oldukları yerde bile kendilerini güvende hissedememesi bir ülke için utanç kaynağıdır. NAZLI MENGİ - MİLLİYET

İzak BARON Diğer
8 Temmuz 2015 Çarşamba
  • NE YALAN SÖYLEYEYİM, YAKINLAŞMAYI İSTEMEYENİN TÜRKİYE OLDUĞUNU SANIYORDUM

GEÇTİĞİMİZ günlerde sürpriz bir diplomatik gelişmeden haberdar olduk: Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Roma’da, İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın yeni genel sekreteri (bizdeki müsteşarın karşılığı) Dore Gold ile görüşmüş...

Dore Gold, demek ki, bu defa dışişleri bakanlığını da uhdesine almış Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yanına gitmiş. Yeniden...

1990’larda ilk kez başbakan olduğunda da, Netanyahu, kendisi gibi ABD doğumlu Gold’u danışman olarak yanına almıştı.

Haberin benim için önemi şu: BBC kökenli Tim Sebastian’ın “Doha Debates” başlığı altında yaptığı TV münazaralarının en ses getireni İsrail konusundaydı ve Dore Gold, orada, Alan Dershowitz adlı hukuk profesörüyle birlikte, “ABD artık İsrail’e nazik davranmaktan vazgeçmeli’’ tezini çürütmeye çalışıyordu.

Başarılı olamadı. Münazaranın sonunda, izleyicilerin yüzde 65’i, Dore ile Dershowitz’in değil, “ABD İsrail’e karşı sertleşmeli’’ tezini savunan diğer ikilinin kendilerini ikna ettikleri yolunda oy kullandı.

Feridun Sinirlioğlu ile Roma buluşmasında “Neden ikili ilişkiler normalleşmiyor?’’ sorusuna cevap aramış Dore Gold. Öğrendiğime göre, “İsrail’in tutumu yüzünden’’ cevabı verilmiş kendisine... 18 ay önce üzerinde mutabakata varılan ve yazılı metne de dönüştürülen anlaşmayı Türkiye’nin onaylattığı, buna karşılık o kadar süredir İsrail tarafının onaylatmasının beklendiği Gold’a anlatılmış...

“Şimdi ne olacak?’’ soruma şu cevabı aldım: “Sonuçlandırmak üzere müzakerecileriyle buluşacağız; tabii normalleşmek istiyorlarsa...’’

Ne yalan söyleyeyim, yakınlaşmayı istemeyenin Türkiye olduğunu sanıyordum.

Taha Kıvanç

http://www.haberturk.com/yazarlar/taha-kivanc/1099381-siz-bu-teoriyi-ciddiye-almayin

 

  • BÖLGENİN JEOPOLİTİK HARİTASINDA MEYDANA GELEN DEĞİŞİKLİKLER MENFAATLERİ DE DEĞİŞTİRDİ, ESKİ TEHDİTLERİN YERİNİ BAŞKA TEHDİTLER ALDI

Türkiye de İsrail de ilişkilerde uzun zamandır beklenen normalleşmenin an meselesi olduğunu yalanlasa da temasların yeniden başladığını kabul ediyor. Türkler hâlen Gazze’de ablukanın kaldırılmasını talep ediyor ama bu talep eski şevkinden yoksun. Bunun nedeni Mavi Marmara olayının meydana geldiği 2010 ile 2015 arasında yaşanan bir başka olay. Aralık 2010’da Tunus’ta patlak veren Arap Baharı bölgeyi tanınmayacak kadar değiştirdi. Bu muazzam sarsıntı sınırları ve halkları aşarak ilgili herkesin dikkat ve enerjisinin ana odak noktası oldu. Tüm bu koşullar bir araya gelince İsrail donanması, uluslararası toplumda ve medyada fazla bir yankı uyandırmadan Gazze yolundaki Marianne gemisini kolayca durdurabildi.

İsrail bugün Gazze’ye mal ve hizmet sağlayan tek kaynak konumunda. Günde ortalama 800 kamyon Gazze’ye giriş yapıyor. İsrail’le Hamas arasındaki temaslar da hiç olmadığı kadar yoğun. 2010’daki filoyu organize edenlerin öne sürdüğü insani yardım gerekçesi bugün fiilen ortadan kalkmış durumda. Bunun da ötesinde görünen o ki Gazze’deki durum artık uluslararası medyanın ilgi alanında değil. Medyanın ilgisi günümüzün gerçek sıcak noktalarına yönelmiş durumda.

Tüm bunlar sayesinde donanmanın özel kuvvetler birimi Şayetet 13’ün askerleri 28 Haziran’ı 29 Haziran’a bağlayan gece Marianne teknesine çıktı ve kontrolü ele geçirerek tekneyi Aşdod limanına çekti.

Öte yandan Gold 28 Haziran’da Kahire’ye alışılmadık bir ziyaret yaptı. Mısır cephesinde de ikili temasların kesildiği uzunca bir aradan sonra diplomatik ilişkiler yeniden yumuşuyor.

Gold 4 Haziran’da da Washington’da Suudi Arabistan yönetimine yakınlığıyla bilinen emekli general Enver Eşki ile görüşmüştü. Beşinci defa bir araya gelen taraflar görüşmeyi gizleme çabasına girmedi. Suudi general daha da ileri giderek kendisinin ve Dore’nin Suudi Arabistan’la İsrail arasında mesaj iletmek için kurulan ve her iki ülkenin tehdit olarak gördüğü İran nükleer konusuna odaklanan bir platformun parçası olduklarını İsrail medyasının kameralarına karşı söyledi.

İki farklı dönem, iki farklı gemi… Arada hiçbir benzerlik yok. Yeni Orta Doğu’da İsrail’in daha geniş bir manevra alanına sahip olduğu ve resmi Arap çevrelerle daha çok iş birliği yapabildiği görülüyor. Bunun basit bir nedeni var: Bölgenin jeopolitik haritasında meydana gelen değişiklikler menfaatleri de değiştirdi, eski tehditlerin yerini başka tehditler aldı. Karşımızda bir bakıma yepyeni bir Orta Doğu var.

Ben Caspit

http://www.al-monitor.com/pulse/tr/originals/2015/06/israel-gaza-flotilla-hamas-turkey-saudi-arabia-egypt-region.html#ixzz3f8plp7Ga

 

  • “İNSANOĞLU, KÖTÜLÜKTE NE KADAR USTALAŞMIŞ OLABİLİR?”

Tarih, iki tarafı birbirinden farklı bir madalyon gibi zamana asılıdır. Bir tarafında umutlu, iyi huylu, huzurlu yüzler, öyküler vardır. Diğer taraf korkularla, endişelerle, soluk ve kötü silüetlerle doludur.

Geçen günlerde 106 yaşında hayata gözlerini yuman ve “Britanyalı Shindler” olarak anılan Sir Nicholas Winton madalyonun bir yüzündedir. İkinci Dünya Savaşı sırasında bankerlik yapan Winton, Alman işgali altındaki Çekoslovakya’nın Prag kentinden, sekiz tren ayarlayarak 669 çocuğun Almanya üstünden Britanya’ya kaçırılmasını sağlayarak, tümünün hayatlarını kurtarır. Dünya onun kahramanlığını ancak yarım asır sonra öğrenir. Çünkü Winton, bu konuda kimseye tek bir şey söylemez. Bu öykünün detayları yıllar sonra eşi tarafından paylaşılır.

Sir Nicholas Winton’ın geçtiği dünyada, bir dönem Ilse Koch’un da soluk aldığına inanmak güçtür. “Buchenwald Cadısı” olarak anılan Koch’un kim olduğunu Nazilerin korkunç öyküsüyle birlikte anlatmak yerinde olacaktır…

Tuna Nehri kıyısında yer alan Ulm şehri, Almanya’nın Baden-Württeemberg Eyaleti’ne bağlıdır. Yemyeşil doğasıyla dikkat çeken şehri, hayvanat bahçesi ilginç hale getirir.

Bin bir çeşit canlının sergilendiği mekânda, boş bırakılan bir kafesin içerisine ise, ayna yerleştirilmiştir. Onun karşısında kendilerine bakanlar aynı zamanda parmaklıklara asılan levhayı da okurlar: “Şu anda dünyanın en tehlikeli türüyle karşı karşıyasınız!”

Bu ibarenin, bugün tüm dünyada olup bitenleri, tarih bilgisiyle ve “eğer cesareti yerindeyse” kendi geçmişiyle harmanlayan pek çok kişide acı bir tebessüm yaratacağı kesindir.

Araştırma ve veriler, insanoğlunun bireysel ya da kitlesel kötülükte diğer tüm türlerin çok ötesine geçtiğini gösterir.

Bu noktada ortaya kaçınılmaz olarak bir soru çıkar:

“İnsanoğlu, kötülükte ne kadar ustalaşmış olabilir?”

Erk Acarer

http://www.birgun.net/haber-detay/669-cocuk-ve-insan-derisinden-abajur-84140.html

 

  • ‘DÜNYANIN EN GÜVENLİ VE HUZURLU YERİ’ OLMASI GEREKEN İBADETHANEDE, DEĞERLİ BİR DİN ADAMINA ŞU CÜMLELERİ KURDURMAK NE BÜYÜK BİR ACI BU ÜLKE ADINA...

Sinagog’daki törene başlarken Türkiye Hahambaşı’sının yaptığı konuşma içimi yaktı. Hahambaşı İshak Haleva; “Çıkışta sokakta bekleme yapmayın, birlikte gidecek olanlar içeride buluşsun ve çıktıktan sonra hızla uzaklaşsın. Yoksa güvenliğiniz tehlikeye girebilir” diyordu. ‘Dünyanın en güvenli ve huzurlu yeri’ olması gereken ibadethanede, değerli bir din adamına şu cümleleri kurdurmak ne büyük bir acı bu ülke adına...

Neve Şalom Sinagogu’na ayin sırasında yapılan bombalı terör eyleminden sonra kurulan güvenlik sistemiyle, kendimizi filmlerde gibi hissettik. Giriş ve çıkışta ufak gruplar halinde, demir kapılı bölmelerde bekletilerek yola devam ettik. İnsanların Allah’a en yakın oldukları yerde bile kendilerini güvende hissedememesi bir ülke için utanç kaynağıdır.

Nazlı Mengi

http://www.milliyet.com.tr/vakko-nun-annesine-veda/cadde/ydetay/2082915/default.htm

 

Netten okumalar

 

  • 669 YAHUDİ ÇOCUĞU NAZİLERDEN KURTARAN ‘BRİTANYALI SCHİNDLER’ , 106 YAŞINDA ÖLDÜ

http://www.diken.com.tr/669-yahudi-cocugu-nazilerden-kurtaran-britanyali-schindler-106-yasinda-oldu/

 

  • SKANDAL KAÇIŞ OYUNU SENARYOSUNA TEPKİ  - ZEYNEP BİLGEHAN

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/29475118.asp

 

  • BİR İZMİR KLASİĞİ: BOYOZ [TARİHİ VE TARİFİYLE] - CUMHUR KÜÇÜKKAHVECİ

http://www.egehaber.com/bir-izmir-klasigi-boyoz-tarihi-ve-tarifiyle-makale,212.html

 

  • DÜŞMAN – AVRAM AJİ

http://avramaji.blogspot.com.tr/2015/07/dusman.html

 

  • 6 MADDEDE ADOLPH HİTLER'İN HAYIRSIZ (!) YEĞENİ WİLLİAM PATRİCK HİTLER'İN İNANILMAZ HAYATI

http://onedio.com/haber/6-maddede-adolph-hitler-in-hayirsiz-yegeni-william-patrick-hitler-in-inanilmaz-hayati-540924

 

 

Facebook gruplarından

 

  • BAVAJADAS EN LADİNO










 Takılan Tweet’ler

nevsin mengu ‏@nevsinmengu  3 Tem

nevsin mengu retweetledi: Shiapulse

Komplo teorisinde çığır açmış adeta. Ayetullah Keşani "Suud ailesi Yahudi" diyor

 

Aliza ‏@BiaUnemesis  6 Tem

Antisemit çağdaş toplum düzeni anlayamaz Bunalım sürelerini 4 gözle bekler ki, ilkel topluluk yine ortaya çıksın ve kaynama derecesini bulsun

 

Aliza ‏@BiaUnemesis  6 Tem

Antisemit, yok etmek istediği bir düşman bulmadıkça, yaşamayan bir tiptir.

 

Rivva ‏@Rivokhay  3 Tem

ADL'in son araştırmasında Fransa ve Belçika’da antisemitizm düşmüş Avrupa’nın en antisemit ülkesi ise %71puanla Türkiye

 

Y. Emre Kocabasoglu ‏@Kocabasoglu  6 Tem

Yine "İsrail'i boykot" adı altında Vakko'yu boykot etmeyeceksiniz umarım. Evrildiği nokta genelde o da...