Stil

Riva ŞALHON Köşe Yazısı
14 Ocak 2015 Çarşamba

İngilizce bir kelime var: Style. Türkçeye çevirince tam karşılığını bulamadım, stil denebilir, tarz veya üslup denebilir. İnsan kavga ederken, iş dünyasında sözleşme bağlarken, yazı yazarken veya yemek yerken bile aslında tarzını ortaya koyuyor. Bazılarında ise tarz denen şeye pek rastlanmıyor. Stil sahibi olmak bana kalırsa her yaptığını kendi tarzı ile yapabilmek, şıkça ve zarifçe. Bukowski’ye ait bir şiirden bir bölüm aktarayım, benden daha iyi ifade ettiği kesin.

“Stil her şeyin yanıtıdır.

Sıkıcı veya tehlikeli bir güne taze bir yaklaşım yoludur.

Sıkıcı bir şeyi stil ile yapmak,

Tehlikeli bir şeyi stilsiz yapmaktan iyidir.

Tehlikeli bir şeyi stil ile yapmaya ise ben sanat derim

Boğa güreşi bir sanat olabilir.

Sevmek bir sanat olabilir.

Sardalye konservesini açmak bir sanat olabilir.

Stil sahibi insan pek yoktur.

Stili muhafaza edebilen insan da pek yoktur.

İnsandan daha çok stile sahip olan köpekler gördüm.

(...) Hapishanede stil sahibi insanlara rastladım.

Hapishanede, dışarıdakinden daha fazla stil sahibi insana rastladım.

Stil değişikliktir…

Sonuçta stil, bütün davranışlarımıza yansıyan gizli bir mekanizma geliştiriyor. J.D. Salinger hem yazılarında hem de kişiliğinde bir üslup taşıyan stil sahibi bir yazar bana göre. Oğuz Atay da stil sahibi, ama Ahmet Altan değil. Ajda stil sahibi, Bono değil… (Örnekler tamamen sübjektif lütfen alınmayın.)

İnsan ilişkilerinde de tarz sahibi olmak gerek diye düşünüyorum. Önceki bir yazımda kavga etme sanatından bahsetmişim. Düzeyli tartışmaların herkesin hayrına olduğunu savunmuşum. İnsan ilişkilerinde kavgaların ve kabullenmelerin şık olması sürdürülebilirlik getiriyor. Yıpranma olmuyor. Günümüz ilişkilerinde hep konuşma var. Sanki ilişki masaya yatırılmalı, sözlerle bir şekil almalı. Boş gurur ve can sıkıntısının sebep olduğu gereksiz statü tazelemeleri yapılmalı bolca. Hâlbuki hayattaki en tehlikeli iş ilişki; zira riskleri çok büyük, mal olduğu üzüntüler de yıkıcı. Onu sanat kıvamında yapabilmek gerek…

Devlet işlerinde de tarz sahibi olmak gerek. Geçmişten bir örnek verecek olursak, Watergate soruşturmasını başlatan sonuçta devletin kendisi idi, fakat soruşturmanın ucu gelip de kendi kayıtlarının dinlenmesine dayanınca Başkan Nixon bu duruma sinirlenmiş ve talebi reddetmişti. Adalet Bakanı’nı görevden almıştı, ancak yine de mahkeme tarafından kayıtları teslim etmesine karar verilmişti..  Bu süreçte halkın desteğini kaybettiği için istifa baskıları ile karşılaşan Nixon kısacık bir istifa mektubu ile makamını bırakmıştı. Zoraki de olsa, makama sımsıkı yapışmamak bir tarz ürünü…

Stil sahibi insanlar yaşam şekillerinde yadırganmazlar. İş dünyasında ve sosyal hayatlarında ara ara marjinal davranışlar sergileseler bile bunu şiirde Bukowski’nin de dediği gibi stil ile yaparlar.

Kısaca diyeceğim şu, ne yaparsanız yapın sanat kıvamında stilli olsun…