Tüyap onur yazarı Atilla Dorsay

33. İstanbul Kitap Fuarı, Türk Sineması’nın 100.yılını ‘Sinemamızın 100 Yılı’ teması ile kutlayıp, duayen eleştirmen Atilla Dorsay’a ‘Kitap Fuarı Onur Yazarı’ ödülü verdi. Oyuncu, yönetmen ve yazarların katıldığı bir yemekte 48 yıllık yazı emekçisi Dorsay taçlandırıldı.

Sanat
19 Kasım 2014 Çarşamba

Büyükçekmece TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde tertiplenen gecenin davetlileri arasındaydım. SİYAD üyeleri, Hasan Cemal, Taha Akyol, Ahmet Ümit, Doğan Hızlan gibi yazarlar, Türkan Şoray, Filiz Akın, Müjde Ar, İzzet Günay, Fatoş Güney, Nazan Ölçer, Ercan Karakaş gibi isimler geceye katılarak Dorsay’ı yalnız bırakmadılar.

Ödülünü TÜYAP Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal’ın elinden alan Dorsay, yaptığı konuşmada; “hayatımın en mutlu gecelerinden birini yaşıyorum, yalnız Türkiye’nin değil, dünyanın en güzel üç kadını olan Türkan Şoray, Filiz Akın, Müjde Ar ile aynı masayı paylaşıyorum, bu benim için büyük mutluluk. Ödülüm de çok teşvik edici bir ödül” diyerek geceye katılanlara teşekkür etti.

İstanbul Fuarı onuruna, bir kültür hizmeti olarak, ‘Renkli Sinemaskop Bir Hayat: Atilla Dorsay’ başlıklı, 750 adet olarak basılan kitap davetlilere dağıtıldı.

Yanında zarif eşi Leman ile birlikte masaları dolaşan Atilla Dorsay, hemen her masada kitabını imzaladı.

Faruk Şüyün’un yayına hazırladığı bu kitap giriş başlığı altında Dorsay’ı ‘Yazmayı Şehvetle Seven Usta’ olarak tarif ediyor. Kitabın sunuşunda “Tüyap’ın Onur Yazarı Atilla Dorsay Türk Sineması’na adadığı ömründe, 50’nin üstünde yapıt üreterek, Türkiye’de sinema yazımının gelişimine çok değerli katkılar sunmuş, sinema eleştirmenliğinin bir meslek olarak benimsenmesi ve yaygınlaşmasında öncü rol üstlenmiştir” deniliyor.

Dorsay’ın çocukluktan başlayan sinema aşkını, mimarlıktan turizm rehberliğine, oradan 1966’da başlayan sinema yazarlığına uzanan hayatını anlatan kitap, kendisiyle yapılan seri röportajlara yer veriyor.

Beni en çok mutlu eden, kitabın 61. sayfasında Atilla Dorsay ve rahmetli Arda Uskan ile 1972 Cannes Film Festivali sırasında çekilen fotoğraflarıma rastlamak oldu. Dorsay’ın kariyeri boyunca tanıştığı yönetmen, oyuncu ve sinema adamlarıyla çektirdiği fotoğraflar kitapta yer alıyor.

Bunların içinden yapılan titiz bir seçki, tasarımını Sadık Karamustafa’nın  gerçekleştirdiği ‘Renkli Sinemaskop Bir Hayat’ başlıklı bir fotoğraf sergisinde teşhir ediliyor.

Onur yazarının Atilla Dorsay olduğu fuar, yazarın sinemadaki uzun yolculuğunu, yönetmen ve yazarların katılımıyla Dorsay’ın eleştirmenliği, yazarlığı ve yaşamı üzerine söyleşiler ve paneller gerçekleştirdi.

Emek Sineması olayını kişileştiren “Emek yoksa ben de yokum” diye kendini angaje eden, sözünde duran ve yazılı basına veda eden Atilla Dorsay, kendisiyle yapılan bir röportajda aldığı ödülü şöyle yorumluyor:

“Sinema benim için büyük bir tutku oldu, ama yazmak da öyle. Sonuçta bu ikisini birleştirdim. İdeal bir sentez oldu benim için. Dokuz ayda üst üstte üç kitabım çıktı ve hiçbiri beklediğim ilgiyi görmedi. ‘Quo Vadis İstanbul?’, ‘Emek Yoksa Bende Yokum’ ve ‘100 yılın 100 Türk Filmi’, Türk Sineması’nın 100. yılını kutladığı bir zamanda ilgi görmemesine üzüldüm. Kırgınlık içindeydim çünkü marifet iltifata tabidir. Kızgın ve yorgun olduğum bir dönemde gelen ödül bana müthiş bir moral takviyesi oldu. Bundan sonra herhalde aynı enerji ile üretmeye devam edeceğim. Demek ki günün birinde, bu çabamın da kendine özgü bir değeri,kıymeti olduğu takdir edildi.’’