Başımıza gelenler, başımızdan geçenler: Hayatımız

Yankı YAZGAN Köşe Yazısı
12 Kasım 2014 Çarşamba

Bu ay okuması kolay gözüken ‘@yankiyazgancom’ dan seçmeleri bir araya getirdim. Bunları büyük ya da özlü sözler olarak değil, üzerinde düşünülüp tamamlanması gereken ham düşünceler olarak tasarladım. Çağrışımları ve fikirleri duyabilmek isterim.

Tartışma

Ağız tadıyla kavga edebilecek rahatlıkta bir yakınlık, terk edilme endişesiyle ters orantılı.

İtiraz kültürü ile aynı kanıda olmama (disagreement) kültürü arasındaki fark derin. İtiraz etme dışında bir anlaşmazlık biçimi olmazsa, işimiz ‘aman çatışma çıkmasın, tatsızlık çıkmasın’ ile anlaşmazlık noktalarını örtbas etmek oluyor.

İmkânsızı mümkün kılmaya çalışırken, mümkün olanı yapmamak. Günün gereğini yapmadan önemli bulduğuna odaklanmak…

Hayal bugünden kaçış ve acıya tahammül aracı olduğunda geliştirici ya da ‘kurucu’ bir etki sağlamaz.

Anne-baba-çocuk

Anne-babanın çocuk (ve arzu edilmeyen davranışı) karşısında hissettiği (bazen doğal sayılabilecek) öfkenin şiddete dönüşmesinin çocuk zihnindeki anlamı nettir: yetişkinin acizliği, kendini kontrol edemezliği.

Çocuğa dinleteceğiniz söz çok olunca hangi birisini dinleyeceğini şaşırıyor.

Görüş birliği mi, ağız birliği mi? ebeveynlikte ikisi birden olmazsa hangisi öncelikli?

Anne-baba çocuğun büyümesini istemeden frenleyebilir, çocuğu büyümüş anne-baba olma rolünü üstlenmek zor gelebilir.

Normal-anormal

Felaket durumlarında  ‘hazırlıksızlık’, ‘duyarsızlık’ ve ‘insafsızlık’ ile birleşince acıyı arttırır; öfke üzüntüyü aşar.

Co-rumination’: (beraberce geviş getirme) Hep beraberce ağlayıp sızlamak. Dünyanın halini kötülemek. Bunu başkalarıyla beraber yapmak…

‘Anormal’ özellikleri herkeste tek tek görebiliriz. Klinik bir durum ancak ‘anormal’ özelliklerin birçoğu aynı anda aynı kişide toplandığında oluşmaya başlar. Kasırgalar gibi…

‘Ben normalim, ama duygularım anormal olabilir’. (bir genç)

Negatif-pozitif

Negatif düşünenlerin belirleyici özelliği ‘pozitif bir kaza’nın olabileceğine (negatif bir kaza’nın olabilirliğiyle) aynı ölçüde inanmazlar. Pozitif düşünenler ise bu iki kazanın olasılıklarını yan yana koyup kıyaslamayı tercih ederler.

Bir işi (henüz başlamadan) bitmiş olarak görmek umut duygusunu da getirir.

Kimimiz olmamışın olmuşunu hayal ettiğinde olacak hissini derinden hisseder; o’na iyimser de diyebiliriz. İyimserliğin üstüne olmamıştan olmuşa adım adım nasıl geçileceğini de görebilirse, ‘vizyoner’ demek uygun olur!

Çeşitli

Şunu kabul edelim: ‘Hepimiz eşit ölçüde önemsiziz.’

Sosyal pornografi: bir durumu anlamak için ihtiyaç duymadığımız incelikleri ve detayları gözüne sokarak anlatmak.

Ölü Ozanlar Derneği’nde Keating (Robin Williams) okuldan kovulurken protesto için masanın üzerine çıkıp şiir okuyabilen öğrenciler gibi olamamak…

Doğru bulmadığımız durumlara karşı çıkamamanın verdiği ağırlıkla ahlaki olarak sakatlanıyoruz. Gerekeni çıkıp söyleyememiş olmanın verdiği eziklikle…

Başımıza gelenler ve başımızdan geçenler olarak tanımladığımız hayat olayları ile biyolojik-genetik altyapımız arasındaki karşılıklı etkileşim büyüme süreci boyunca kim olduğumuzu şekillendirir. (The School of Life-İstanbul kapsamında yapacağım ‘Büyümek’ seminerinin ana fikri).