Süleyman Seba Sezonu

Rıfat KARAKÖY Köşe Yazısı
17 Eylül 2014 Çarşamba

2014-2015 sezonu da başladı. Bu sezon TFF tarafından ‘Süleyman Seba’ sezonu olarak adlandırıldı.

Bir adam düşünün hayatını siyah beyaz bir futbola adamış. Kendi döneminde kimsenin hayal bile edemeyeceği tesislerle kulübünü geliştirmiş. Kulübü ve futbol dışında ne bir ailesi ne de bir çocuğu olmuş.

Kendi dönemindeki yöneticiliği “bizim zamanımızda yöneticilik hobiydi, biz bu işi tutkuyla heyecanla yapardık,” diye tanımlamış bir adam. Bir adam düşünün kulübünün şampiyonluğu göz göre göre elinden alınırken ve o dönemin şartlarında bu ispatlanamazken Türk futboluna “şerefli ikincilikler” terimini sokmuş. Bağırıp, kükremek yerine bir duruş kazandırmış camiasına.

Kulübünün sembol stadyumundaki ilk golü atmış, başkanlık sürecinde kontratı biten futbolcuları ile iki kelime etmeden gözleriyle konuşarak kontrat uzatmış bir adam. Rakiplerinin bile sevdiği, herkesin saygı duyduğu bir adam. İşte bu sezona ismi verilen adam bu adam.

Bir de isminin verildiği sezona bir göz atalım. Galatasaray ve Fenerbahçe yine saha kapatma ve para cezaları ile başladı sezona. Fenerbahçe kaptanı Volkan, ergen ilkokul çocukları gibi “Belediye köpekleri zehirlesin!” açıklamaları ile sezona start verdi. Galatasaray’ın binlere mal olmuş ismi Melo tek bir hareketi ile binlerce insanı yönlendireceğini bilmezmiş gibi küfürlü yazıları sosyal medya hesaplarından paylaşarak sezona başladı. Galatasaray federasyona çıkartma yaptı. Başkanlar sanki kendileri istemiyormuşçasına, “Bu sezon göğsümüze reklam almayacağız” palavralarıyla taraftarını uyutarak sezonu açtı. Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav iki haftada iki teknik direktör değiştirerek ne kadar amatör olduğumuzu gösterdi. Tribünler bomboş, saha zeminleri rezalet. Deplasman yasaklarına devam. Takımlarımızın kimi Avrupa kupaları’na cezalı olduğu için gidemiyor. Milli Takımımız İstanbul’un Şişli ilçesinin nüfusu kadar nüfusa sahip İzlanda’dan fark yiyor.

Süleyman Seba’nın isminin verildiği sezon beni hiç mi hiç tatmin etmiyor. Eskiden maç izlerken aldığım haz gitti, yıllardır izlediğim futbol yerine yılların alışkanlığı ile takip ettiğim futbola benzer bir spor geldi gibi sanki. Türkiye Ligi maçlarını “bitsin artık” düşüncesi ile izleyeceğim ve zevk almayacağım kolay kolay aklıma gelmezdi.

Böyle bir sezona ‘Süleyman Seba’ isminin yakışmadığını düşünüyorum. Umuyorum ki Süleyman Seba sezonu futbolu seven herkesin, bu sporun popüler olmasını sağlayan herkesin kendini ölüp biçtiği, yanlışlarını gördüğü ve Türk futbolunun yeniden doğduğu bir sezona dönüşür, yoksa bu hızla dibe doğru gidersek yeni nesillere futbolu izletemeyeceğiz.