Saldırıya uğramış bir ‘Barış Vahası’

‘Barış Vahası’ anlamına gelen Neve Şalom Sinagogu’nun 1986 yılında hedef olduğu terör saldırısında yaşamını yitirenler 28 Ağustos’ta mezarları başında anıldı

Ester BÜYÜKABOLAFYA Toplum
3 Eylül 2014 Çarşamba

Türk Yahudilerinin terörle ilk defa tanışması 6 Eylül 1986 Cumartesi günü,  Neve Şalom Sinagogu’na yapılan saldırı ile oldu. Şabat duası sırasında sinagogu basan Filistinli teröristlerin el bombalı ve makineli tüfekli saldırmaları sırasında dua etmekte olan 22 dindaş, iki saldırganın ellerinde bombalarının patlamaları sonucu hayatlarını kaybetti.

Saldırıda Davit Behar (Hazan), Aşer Ergün (Hazan), Daniel Daryo Baruh (Gabay), Eliyezer Hara (Gabay), Yuda Leon Levi Atalay (Şammaş), İbrahim Ergün, Robert İsrael Özfins, Salamon Ancel, Sefanya Şenkal, İsak Gerşon, Leon Levi Musaoğlu, Moiz Levi, Mirza Ağajan Babazadeh, Avram Eskenazi, Jozef Alhalel, Bensiyon Levi, Binyamin Ereskenazi, Dr. Moiz Şaul, İsak Barokas, Rafael Rafi Nassimiha, Şalom Çittone ve Yako Matalon yaşamlarını yitirdiler. Saldırıda yaşamlarını yitirilenlerin naaşları, 1999 yılında Ulus Aşkenaz Mezarlığı’nda oluşturulan anıt-mezara nakledildi.

Saldırının 29. yıldönümü olan 28 Ağustos Perşembe günü Ulus Aşkenaz Mezarlığı’nda yapılan senelik mevlüt ile 22 dindaşımız bir defa daha anıt-mezar başında anıldı. Duaya, yaşamlarını kaybedenlerin aileleri ile Bet-Din üyeleri, cemaat idarecileri ve az sayıda duyarlı dindaşımız katıldı. Hahambaşı Rav İsak Haleva ve Cemaat Başkanı İshak İbrahimzadeh Cumhurbaşkanlık yemin töreni için Ankara’da olmaları sebebi ile anma töreninde bulunamadılar. Bet-Din üyelerinden Rav Nafi Haleva, Rav İsak Alaluf, Rav İzak Peres, Rav Davit Sevi, Rav Yeuda Adoni, kurum ve dernek başkan ve yardımcıları hazır bulundu.

Hazan Natan Siliki’nin okuduğu duanın ardından vefat edenlerin anı mumlarının yakınları tarafından yakılma törenine geçildi. Ailelerinin İsrail’e göç ettiği ve yaşayan yakını olmayan kurbanların mumlarını cemaat ileri gelenleri yaktı. Mucize eseri saldırıdan kurtulan Gabriel Şaul, babası Dr. Moiz Şaul’un mumunu yaktı.

Selman Ruso anma töreninde, günün anlam ve önemine değinen bir konuşma yaptı. Ruso, “Biz Türk Yahudileri evimiz, yurdumuz olan bu topraklarda Türkiye’mizin yakın tarihinde 1934 Trakya Olayları, Varlık Vergisi, 20 Kura Nafia Askerleri gibi olaylar yaşadık. Ancak kutsalımız sinagoglarımızda dua ederken, Yaradan ile bütünleşmeye çalışırken saldırıya uğrayabileceğimizi ilk kez 6 Eylül 1986 günü saat 9’u 17 geçe öğrendik,” dedi. O günden sonra Türk Yahudilerinin yaşayış şeklinin değiştiğini, saldırıdan sonra kurşun geçirmeyen demir kapılar, silahlı korumalar ve sıkı güvenlik önlemleri altında yaşamaya çalıştıklarına değindi. 2003 yılında Şişli’deki muayenesinde antisemit bir saldırıya kurban giden Diş Hekimi Yasef Yahya’yı ve 15 Kasım 2003 tarihinde bomba yüklü araçların Neve Şalom ve Şişli Sinagoglarına saldırıları ile terörün neye benzediğini yeni neslin de öğrenmiş olduğunu belirtti. Ruso, “Gelecekteki nesiller terör acısını bir fiil yaşayarak değil, bizden dinleyerek öğrenmelidirler’” temennisinde bulundu ve “Kaybettiklerimizin anılarının hepimize yüklediği büyük sorumluluklar vardır. Bize emaneti olan ailelerini sarıp sarmalamalı ve yitirdiklerimizin anılarını canlı tutmalıyız,” dedi. Türkiye’de Yahudi olarak aşağılanmadan yaşamayı ve korkmadan, saldırıya uğramadan ibadet edebilme dileğinde bulundu. Selman Ruso, “Bize karşı yapılan her türlü kötülüğe, duyulan nefrete karşın atalarımızdan gelen var olma gücünün içimizde olduğunu bilelim ve bizden sonraki nesiller için geleceğe ümit dolu bakalım.” sözleri ile konuşmasına son verdi. 

Anma duası Bet-Din üyelerinin Mişna, Zohar, Kadiş ve Eşkava atılması ile yapıldı. Tören; topluca anıt mezarlar ziyaret edildikten sonra, verilen seuda ile sonlandı.