Futbol için hayatını verenlerle Futbol yüzünden öldürülen gencecik ömürler

Türk futbolu geçtiğimiz hafta belki de ‘babasını’ kaybetti. Gerçekten futbol için adanmış bir hayattı Süleyman Seba.

İgal MEVORAH Spor
20 Ağustos 2014 Çarşamba

Ne yazık ki, eski zamanlara dönüp baktığımız zaman aslında Türk futbolunun zamanla ne kadar kirlendiğini anlayabiliyoruz. Buyurun birkaç karşılaştırmayla, İstanbul beyefendisi kılığından, Roma arenası atmosferine bürünen futbolumuza yakından bakalım.

 

Türk futbolu geçtiğimiz hafta belki de ‘babasını’ kaybetti. Gerçekten futbol için adanmış bir hayattı Süleyman Seba. Babasız kalan her çocuk gibi, Türk futbolu da üzüntü içine girdi ancak, her babasını kaybeden çocuk kendini kaybedecek diye bir kural yok. Ne yazık ki, eski zamanlara dönüp baktığımız zaman aslında Türk futbolunun zamanla ne kadar kirlendiğini anlayabiliyoruz. Bir yerde ikinci olan takım üzülmesin diye kutlama yaptırmayan başkan, öbür yanda birbirine adeta küfür eden başkanlar. En önemlisi de, bir yanda futbol için hayatını veren büyük bir adam diğer yanda ise futbol yüzünden hayatını kaybetmiş gencecik bir ömür... Buyurun birkaç karşılaştırmayla, İstanbul beyefendisi kılığından, Roma arenası atmosferine bürünen futbolumuza yakından bakalım.

 

AYKUT KOCAMAN/GÜNÜMÜZ FUTBOLCULARI

Aykut Kocaman’ın futbolcu olduğu dönemde, hemen hemen herkes hatırlar; Fenerbahçe şampiyonluk için Trabzonspor karşısına çıkıyor. Sonuç Fenerbahçe’nin lehine sonuçlanıyor ve Fenerbahçe şampiyon oluyor. Maç sonu ise Aykut Kocaman’ın açıklamaları ‘Fair-Play’den anlamayan insanların’ zoruna gidiyor. Nitekim Aykut Kocaman tam olarak şunları söylüyor: “Kazandığımız için çok sevinçliyim ama onlar adına da üzülüyorum.”

Ancak şimdi baktığımız vakit adeta böyle açıklamaları mumla arıyoruz. Şimdiki şampiyonluk kutlamalarında, kimisi rakibe küfürlü marş başlatıyor, kimisi de rakibe açık açık el hareketi yapıyor. Daha da kötüsü tribünler de alkışlıyor. İyice Roma Arenası havasına bürünüyor...

KUPANIN İKİYE BÖLÜNMESİ/KUPA SAVAŞLARI

Bunun hikâyesini bilmeyen yoktur elbet. Fenerbahçe ve Galatasaray 1958 yılında başbakanlık kupası için mücadele ediyorlar ve maç 1-1 eşitlikle sonuçlanıyor. Ve bunun sonucunda iki takımın kaptanları bir araya gelip bu dostça mücadelenin dostça bitmesi gerektiğinde anlaşıyorlar. Bunun akabinde de kupa ortadan ikiye bölünüp iki takıma da veriliyor. Aslında kupanın sadece bir teneke parçası olduğu dersi veriliyor aslında hepimize. Ancak bir de gelin günümüze bakalım:

Gene iki aynı ezeli rakip. Ancak bu seferki senaryo ne yazık ki biraz farklı. Galatasaray bir kere Şükrü Saraçoğlu’nda, hakkıyla kupa kazanıyor ve bunun polemiği yaklaşık iki sene sürüyor. “Biz sizin stadınızda kupa aldık yaa”, “biz sizi 6-0 yenmiştik” gibi saçma sapan polemikler sürüp gidiyor. Ancak anlayamıyoruz ki kupa dediğimiz şey sadece bir teneke. Herkese düşen şampiyonu tebrik etmekken Fenerbahçeliler gidiyor şampiyon olunca Galatasaray’a küfür ediyor, Galatasaraylılar ise şampiyon olunca Fenerium’a saldırıyorlar. Türk futbolu da bu yönde değişmeye devam ediyor...

FUTBOL İÇİN ADANMIŞ BİR HAYAT/FUTBOL YÜZÜNDEN KAYBEDİLMİŞ BİR DEĞER

Yazımın sonuna gelmeden size başlığımı da açıklamak istedim. Bunun da bir karşılaştırma olduğu zaten aşikâr. Burada ele almak istediklerim, Süleyman Seba ve geçen sene farklı takımı tuttuğu için öldürülen Burak Yıldırım.

Süleyman Seba gerçekten Beşiktaş ve Türk Futbolu için anlamlı ve saygılı şekilde hayatını verebilecek bir adamdı. Zaten verdi de aslında. Ve vefat ettiği zaman bile futbolla uğurlandı. Futbol için adanmış bir hayat diye atıldı manşeti gazetelere. Ruhu şad mekânı cennet olsun.

Öbür yanda ise, sadece renkler uyuşmuyor diye öldürülen bir genç fidan. İnsan bu konuyu ele aldığında ne yazacağını bilemiyor gerçekten. Sadece böyle insanlarla aynı ülkede yaşadığı için utanıyor, sadece futboldan biraz daha kopuyor ve gitgide değişen Türk futboluna hüzünlü gözlerle veda ediyor. İnşallah iki melek cennette karşılaşırlar da şu futbol dünyasından uzak bir yerde rahat ederler...

Unutmadan, futbol ne bir insandan daha değerlidir ne de bir hayattan. Sadece bir oyundur aslında. Ancak o oyun yeri gelir saçma sapan şeylerden uzak tutar sizi. O sebepten futbolu istediğiniz gibi kullanmak sizin elinizde.

 

Not: Kişisel istek olarak bu sayfanın siyah-beyaz çıkmasını ilettim. Hem Süleyman Seba’nın Beşiktaşlılığını hem de kaybettiğimiz insanlarımızın anısına...