Şirinler ülkesi

Riva ŞALHON Köşe Yazısı 0 yorum
23 Temmuz 2014 Çarşamba

Bir zamanlar Şirinlerin yaşadığı bir ülke varmış. Mavi renkli ve aynı boylarda olan bu Şirinler, bolluk içinde yaşayacak kadar doğal zenginliği olan bir ormana sahipmiş.  Yer altından çıkartılan ve çıkartıldığı hiçbir ülkeyi mutlu etmeyen o malum zenginlik yokmuş o ülkede neyse ki… Ülkenin kurulması aşamasında Şirin Baba diğer Şirinlerin tam kavrayamadığı pek çok yenilik getirmiş. Bu sayede ülkedeki mavi yaratıklar dış renkleri mavi olduğu halde giysi renklerini istedikleri gibi yaşayacak bir toplum olmuşlar. Gerçi bazı Şirinlerin ülkeye sadakati hep sorgulanmış. Şirin Baba’nın kalkıp gitmesinden sonra Şirinler kendi yöneticilerini seçerek bolluk saçan ülkenin doğal kaynaklarını ve tarihi güzelliklerini cömertçe harcayarak yaşamaya devam etmişler. Yöneticiler ara ara halkın güvenini kaybeder gibi olsa da ekonominin kötü gidişine gazeteler aracılığı ile bazı Şirinleri hedef göstermişler. Ve tabii ki haberciliğin altın kuralı gereği halk hedef gösterilen Şirinlerin çilek ve elma dükkânlarını dağıtarak ekonominin düzelmesine hiçbir katkısı olmadığı halde o yöneticileri rahatlatmışlar. Ancak bu tür tepkiler bazı Şirinlerin küserek ülkeden ayrılmasına sebep olmuş. Gerçi buna öyle de üzülecek bir durum yokmuş, zira ülkede hala pek çok farklı kıyafet giyen Şirinler mevcutmuş

Şirinler ülkesinde bazıları Kutup Yıldızı’na Şimal Yıldızı demek istiyormuş, bazıları ise Polaris. Bu da aralarında abartılı bir hor görmeye birbirinin inancına karşı çıkmaya kadar varıyormuş. Şimal Yıldızı diyenlerin toplaştığı bir festival sırasında Polaris diyenlerden oluşan öfkeli göstericiler Şimal Yıldızı taraftarı bilgili ve sanatçı kişilikli Şirinleri yok etmişler. Bu durum tabii ki üzücüymüş, ama yapacak bir şey yokmuş adalet önünde biraz ceza alıp normal hayata dönülmüş. Zira ülkede hala Şimal Yıldızı demek isteyen pek çok Şirin varmış çok da azalmamışlar.

Şirinler ülkesinin etrafı aynı bolluğa sahip olmayan pek çok ülke ile çevriliymiş. Hatta ülkenin dağlık bir sınırı ayrılıp kendi ülkesini kurmak isteyen Şirinler yüzünden sürekli korku ve endişe kaynağıymış. Komşu ülkeler de bu durumdan pek memnun olurmuş. Hatta bir keresinde Şirinler ülkesi sınırdan elma ve çilek geçirerek geçimini vergisiz sağlayan Şirinleri habercilik hatası yaparak tehdit sanmış ve üzerlerine karpuzlar atmış. Bu durum tabii üzücüymüş ama çok da değil, zira ülkede hala o kıyafeti giyen pek çok Şirin mevcutmuş.

Biraz uzak bir coğrafyada küçük bir çöl ülkesi kendi sınır sorunu ile boğuşur dururmuş. Şirinlerle hiçbir alıp veremediği olmayan bu ülke ekonomik ve askeri yeterliliği sayesinde güvenilir bir dostmuş aynı zamanda. Hatta güneşe inananlardan oluşan bu ülke, bazı Şirinler de güneşe inandığı için Şirinler Ülkesi’ne ayrıca sevgi duyarmış. Bu sınır sorunu sırasında Şirinler, çöl ülkesinin yaptıklarını hiç beğenmemişler. Bu yüzden de kendi güneşe inanan Şirinlerini de suçlayıcı bir tavır almışlar. Onları açıkça tehdit etmeye başlamışlar. Güneşe inanan Şirinler bu durumda sessiz kalmışlar, ama biraz kendilerini yalnız hissetmişler. Küsüp gitmeyi düşünecek kadar. Ama bu bir sorun olarak görülmemiş, zira ülkede hala pek çok değişik kıyafetli Şirin mevcutmuş…

Bir sabah Şirinler ülkesinde halk uyanmış, artık etrafta sadece tek tip kıyafet giyen Şirinler varmış...

 

1 Yorum