Holokost öyküleri çizgi filmde canlandı

Çizgi film yönetmeni Nasya Kamrat, 98 yaşındaki büyükbabası Irving Kamrat’ın çocukluk döneminin yansımaları olan eserlerine anime bir belgeselde hayat vererek, gelecek nesillere aktarılacak bir projeyi tamamladı

Kültür
16 Temmuz 2014 Çarşamba

Mavi bir palto giyen Hitler’in Picasso’nun eserlerini andıran yamuk portresi, duvardaki gamalı haç çizimine bakmakta olan kahverengi ceketli bir çocuk, evlerin, yürüyen insanların, orman ve ağaçların tabloları. 98 yaşındaki Irving Kamrat’ın eserleri olan bu tablolar aslında onun çocukluk döneminin yansımaları.

Polonya doğumlu Irving Kamrat, Nazilerin bu ülkeyi işgal etmesinin ardından yaşadığı ştetl’dan Bergen Belsen temerküz kampına gönderilmişti. Hayatta kalmayı başaran Kamrat şimdi New York, Long Island’da yaşıyor. Geçmişte yaşadığı her şeyi eserleri sayesinde yad etmeyi, kalıcı kılmayı başarıyor. 34 yaşındaki torunu Nasya Kamrat, “Bazen Holokost konusunda konuşuyor, ama tüm zamanını o dönemi anlatan tabloları yapmaya ayırıyor,” demekte.

Brooklyn’de FacultyNY adlı bir çizgi film şirketini yöneten Nasya Kamrat çok önemli bir projenin hazırlıklarına başladı: Holokost kurtulanlarının kişisel öykülerine, aralarda söyleşilere de yer vererek büyükbabasının sanatsal çizimleri üzerine oturtup hayat vermek. Nasya Kamrat, teknik ekibi ile hazırlamakta olduğu ‘Unspeakable: An Animated Holocaust Documentary’, adlı belgeselin yapımcılığını da üstlendi.

Film, büyükbaba Irving Kamrat ile Yvonne Engelman adlı bir kadının öyküleri üzerine yoğunlaşacak. Yvonne 1944’te henüz 16 yaşındayken Çekoslovakya’dan Auschwitz’e, orada da gaz odasına gönderilmişti. Tutuklularla birlikte sahte duşlara girdiği sırada nedense kamp görevlisi Naziler tarafından dışarı çıkarılmışlardı.

Başlangıçta Nasya Kamrat’ın tek amacı büyükbabasının eserlerini kalıcı kılmaktı. Irving Kamrat hayatta kalmasını Alman bir askere borçluydu. Savaşın son zamanlarında Naziler oynadıkları oyunlarda Yahudileri piyon olarak kullanıyor, sudan sebeplerle ya asıyor ya da kurşuna diziyorlardı. Günün birinde Irving asılmak üzere cezalandırıldı. Onu tanıyan bir Alman askeri daha önce öldürülmüş tutukluların kirli çamaşır yığınları arasına Irving’i gizledi. Kısa süre sonra kamp özgürlüğüne kavuşunca Irving hayatta kalabildi.

Nasya Kamrat projesini arkadaşları ile paylaşınca, çoğu ona diğer birçok kurtulanın öyküsünü aktarmaya başladı. Böylece projenin kapsamı bir aile öyküsünü aştı, giderek büyüdü. Kamrat filminin Holokost eğitimi için ideal bir malzeme oluşturacağını düşünüyor. “Okullarda ve müzelerde siyah-beyaz fotoğraflar ve videolar gösterilir. Bu görüntüler tabii ki çok güçlüdür ama zamanla bunlara bağışıklık kazanırsınız,” diyor.

Waltz with Bashir’ ve ‘Persepolis’ anime belgesellerin başarısından etkilenen Nasya Kamrat ile iş ortağı Joshua Balgos, tamamlamakta oldukları belgeselin önümüzdeki yıl katılacağı birçok festivalde beğeni kazanacağı izlenimini taşıyorlar.

Yaşamakta olan Holokost Kurtulanlarının sayılarının giderek azalmakta olduğu günümüzde Nasya Kamrat projesini gelecek nesillere bırakılan bir miras olarak nitelendiriyor.