Çocuğunuzun davranışları kontrolden çıkıyorsa… CEZA MI? ÖDÜL MÜ?

Ödül-ceza sistemi, aile ile çocuk arasında kurulan işbirliğini temel alarak, davranış değiştirme, yeni bir davranış kazandırma ve uygun olmayan bir davranışı söndürme gibi çok çeşitli davranış yönetimlerinin temelini oluşturur. Ödül, bir çocuk için ne kadar cezbedici ise ceza da o kadar iticidir. O zaman neden cezaları tercih ediyoruz?

Çocuk-Aile
7 Mayıs 2014 Çarşamba

Psk. Sandra Pasensya Duenyas


Her yaştan çocuk zaman zaman uygun olmayan davranışlar, beklenmedik hareketler sergiler. Çocuk için ‘ifade edici’, aile içinse ‘isyan edici’ bir hal alır böyle durumlar. “Odanı topladın mı?” “Ne zaman derse başlayacaksın?” “Sınava daha çok çalışsaydın bu notu almazdın!” “Yine eve geç geldin, nerelerdeydin?”… Benzer aile isyanları ve benzer çocuk tepkileri… Senaryo genelde hep aynı devam eder. “Odanı toplayana kadar evden çıkamazsın,” “Dersini çabuk bitirmezsen bilgisayar yok,” “Düşük not aldığın için haftasonu arkadaşlarınla görüşmek yerine ders çalışacaksın,” “Bundan sonra benden habersiz dışarı çıkmıyorsun.” Çocuğun elindeki hoşa gideni almak, onu cezalandırmak her zaman çözüm yolu mudur? Yoksa onu ödüllendirmek de bir seçenek olabilir mi? Ceza mı, yoksa ödül mü daha etkili?

Ödül-ceza sistemi, aile ile çocuk arasında kurulan işbirliğini temel alarak, davranış değiştirme, yeni bir davranış kazandırma ve uygun olmayan bir davranışı söndürme gibi çok çeşitli davranış yönetimlerinin temelini oluşturur. Ödül, bir çocuk için ne kadar cezbedici ise ceza da o kadar iticidir. O zaman neden cezaları tercih ediyoruz? Ceza vermek, anne ve baba için ‘tepkinin bedeli’ni çocuğa göstermenin en kısa ve kolay yoludur. Hayır demek, zaman zaman ses yükseltmek, karşıt görüş bildirmek, bazense sadece sessiz kalarak otorite kurmak. Çocuğun vereceği tepki genelde ailenin kararına uyarak, odayı toplamadan evden çıkmamak, dersi bitirmeden bilgisayara dokunmamak, haftasonu evde kalıp ders çalışmak ve anneden habersiz dışarı çıkmamak olacaktır. Sadece cezaların varolduğu bir sistemde çocuk doğruyla yanlışın farkını ayırt edebilir mi? Dersini gerçekten yüksek not almak için mi yoksa annesinin cezalarından korunmak için mi çalışır? Olumsuz yaşantılar çocuğun davranışlarını ne derece düzeltebilir?

CEZALARI OLUMLU HALE GETİRMEK

Olumsuz pekiştirilmiş bir çocuk, kaygı dolu bir çocuktur. Çocuğun, gerçek amacının başarı elde etmek yerine, cezalardan kaçmak olduğu her an, çocuk olumsuz pekişir ve ailenin cezalandırması işe yaramış gibi görünse de, aynı oranda çocuğun kaygı seviyesi de artar. Hatta çocuklarda sıkça rastalanan yalan söyleme, gizleme ve içine kapanıklılık, artan kaygının dışa vurumları, benliğin kendini koruma isteğidir. Cezalar nasıl olumlu hale getirilebilinir?

Ödüller bu noktada devreye girmektedir. Her insan, övülmeyi, adından bahsedilmesini, hediyeler almayı ve alkışlanmayı sever. Çocuklar da aynı yetişkinler gibi, “bravo, süpersin” gibi övgüler almayı, renkli hediye paketleri açmayı, bol bol çikolata tatmayı, gezmeyi ve başkalarının onlar hakkındaki düşüncelerini bilmeyi çok sever ve önemser. Ödüller herkes gibi çocuklar için de son derece çekici ve keyiflidir. Küçük çocuklarda en sık görülen davranış örneği çikolata veya gofret gibi yiyecekler kazanmak için anne babalarının tüm isteklerini yerine getirme çabalarıdır. Aslında bu tür yiyecekler onların davranışlarını arttırmak üzere birer pekiştireçtir. Uygun davranışı pekiştirir ve arttırır. O zaman aileler çocuklarının davranışlarını nasıl kontrol edebilir?

 

Çocuğunuzun olumlu yönlerini gözlemleyin ve uygun davranışlarını bulun. Çocuğunuza, bir olayla ilgili uyarı yapmak yerine, onun olumsuz davranışlarını ona sürekli hatırlatıp düzeltmek yerine, en küçük olumlu davranışını övün, ona karşı olan ilginizi gösterin. Örneğin, ders çalışmakta güçlük çeken bir çocuğa “Neden çalışmıyorsun? Yine düşük not alacaksın. Böyle yapmamalısın,” gibi uyarıcı ve ikaz edici cümleler yerine, çocuğunuzun ders çalışmaya başladığını gördüğünüz ilk 10 dakika içerisinde, onunla ilgilenir nitelikte, “Harika çalışıyorsun, süpersin” gibi övgüler, mola sırasında övgü ile birlikte kek ve çay gibi hoşa giden somut ödüller verilebilinir. Böylece, hem anne ile çocuk arasındaki iletişimin ve bağın kuvvetlemesine, hem de ders çalışmaya zorlanan çocuğun motivasyonunu arttırıp, masa başındaki ders çalışma süresinin uzamasına yardımcı olacaktır.

 

Çocuğunuzun nelerden hoşlandığını keşfedin. Çocuğunuza yeni davranışlar kazandırmak, varolan uygun davranışları arttırmak için çocuğunuzun hoşuna gidebilecek ödülleri keşfedin. Onunla vakit geçirin, nelere değer verdiğini gözlemleyin. İlgisinin nelere yöneldiğine bakın ve bunları her uygun davranışta ona kazandırın.

 

Çocuğunuzla birlikte hedefler belirleyin, anlaşma yapın. Aile ile çocuk arasındaki anlaşmalar, kontratlar hem uyumlu bir ilişki geliştirir, hem de güven arttırır. Karşılıklı güven ise çocuğun davranışında artış kazandırır. Örneğin, çocuklarının ev kurallarına uymasını bekleyen bir anne, çocuklarıyla birlikte bir anlaşma yapıp, ödül belirleyebilir. Her gün, belirlenen ev kurallarına uyan çocuk gün başına 5TL harçlık alır, haftaiçi beş gün boyunca kurallara uyan çocuk ise haftasonu 20 TL kazanır. Fakat haftaiçi bir gün bile ikaz alan çocuk hafta sonu kazanacağı 20 TL’yi kaybeder ve hafta içi ev kurallarına uyduğu günlerde kazandığı ile haftaya devam eder. Böylece çocuk, kazanmak için ev kurallarına uyması gerektiğini öğrenir. Anlaşma yaş grubuna göre düzenlenebilinir. Para kavramını henüz öğrenmemiş olan küçük yaş grubu, her gün bir sembol kazanarak, beş günün sonunda biriktirdiği beş sembolü annesine vererek, haftasonu parka gitme ödülü kazanabilir. Bu şekilde geliştirilebilecek birçok anlaşma ve kontrat aile içindeki uyumu, güveni ve düzeni arttırır.

 

Çocuğunuzla birlikte çizelge oluşturun ve ona seçim şansı tanıyın. Çocuğunuzla belirlediğiniz hedeflerden yola çıkarak, ev içinde yapılacaklar için birlikte program yapın. Bir yetişkinin, ajandasına aldığı notlar gibi, çocuğunuzla birlikte bir ‘ev çizelgesi’ oluşturun. Çocuğunuza böylece bir düzen kazandırır ve okul dönüşünden akşam yemeğine kadar neler yapılabileceğine birlikte karar verebilirsiniz. Onun fikirlerini de önemseyerek, ona seçim şansı tanımak ve bu çizelgeyi birlikte oluşturmak, çocuklar için güven arttırıcı olacaktır.

 

Çocuğunuza karşı açık olun ve davranışlarınızda tutarlı bir tutum sergileyin. Çocuğunuzla birlikte belirlediğiniz hedeflerdeki beklentilerinizi, karşılaşacağı olumlu ve olumsuz sonuçları anlatın. Sorularına tutarlı cevaplar verin ve ona karşı açık olun. Onun yanında olduğunuzu hissettirin. Çocuğunuzu pekiştirirken, belirlediğiniz hedefi ve ara basamakları unutmayın. Örneğin, çocuğunuz uygun olmayan bir davranış sergilediğinde pekiştirmeyin, övgü sunmayın; yoksa çocuk olumlu ve olumsuz davranışlarını ayırt edemez ve uygun olmayan davranışlarda da kazanabileceğini düşünür. Bu da belirlediğiniz hedeflere ulaşmanızı engeller. Tepki göstermek için ağlayan bir çocuğun kafasını okşamak, ona sarılmak yerine, onun sessiz olduğu ve uygun davrandığı her anı pekiştirebilirsiniz. Böylece, çocuk nasıl davranması gerektiğini, ondan beklenilenleri daha kolay anlayacaktır.

ÖDÜL-CEZA DENGESİ

Ödül-ceza dengesi, ailenin uyarısı, memnuniyetsizlik belirtisi, öfkelenme, bağırma ve çocuğun üzerinde baskı kurma davranışının yerine, ödülün tercih edildiği bir öğretimde, kaybettirme sisteminin çocuğun uygun olmayan davranışını açık bir şekilde görebildiği bir döngü halini almalıdır. Böylece çocuk, davranışını ve sonuçlarını kolayca ayırt edebilir ve olumlu öğrenme gerçekleşir. Aile ise olumlu yaşantılar üzerine kurulu bir aile-çocuk ilişkisi ile çocuğunun davranışlarını daha kolay kontrol eder ve davranış-sonuç ilişkisini gören çocuğun hayattaki farkındalığını arttırır.