İstanbul’dan Barselona’ya sanat köprüsü

‘Artistas Sefardies desde Estambul a Barcelona’ sergisinin açılış daveti, Barselona’nın ünlü Katalan ressamı Pere Pruna’nın adını taşıyan kültür merkezinde sanatseverlerin, diplomatların ve seçkin bir davetli grubunun katılımıyla 3 Nisan Perşembe günü gerçekleşti.

Riva ŞALHON Toplum
9 Nisan 2014 Çarşamba

İki yüze yakın diplomat, Barselonalı sanatsever ve Türkiye’den gelen ziyaretçinin katıldığı sergiye görsel ve yazılı basın da büyük ilgi gösterdi

Barselona Türkiye Başkonsolosluğu ve Barselona Belediyesi’nin himayesinde oluşturulan, bir seneyi aşkın bir çalışmanın ürünü olan serginin küratörlüğünü Terry Katalan üstlendi. Sergiye onur konuğu olarak katılan sanatçı Habib Gerez, tablolarından ‘Işıkların Bayramı’ isimli eserini Barselona Yahudi Cemaati Binası’nda sergilenmek üzere hediye etti. İstanbullu 30 Türk Sefarad sanatçının iştirak ettiği karma sergi, Barselona Belediyesi’ni temsilen Kamu ve Halkla İlişkiler Direktörü Montserrat Martin Vivas’ın açılış konuşmasıyla başladı. Montserrat Vivas böyle anlamlı bir kültür olayına destek vermekten memnun olduklarını, Barselona’da gerçekleşen ve kültür şölenine dönüşen serginin iki şehir arasındaki dostluğu daha da pekiştireceğini belirtti. Daha sonra söz alan, Barselona Türkiye Başkonsolosu Emir Salim Yüksel,  Barselona Belediye Başkanı Xavier Triasin’in sergi kitapçığındaki açılış yazısına da değinerek Barcelona Belediyesi’ne katkılarından dolayı teşekkürlerini sundu. İstanbul ve Barselona’nın iki büyük kültür şehri olmalarının yanı sıra aynı zamanda kardeş şehirler de olduklarını, sanat köprüsü vazifesini taşıyan bu anlamlı serginin her iki şehir için de taşıdığı önemi vurguladı. Başkonsolos, asırlar boyu Türk topraklarında ahenk ve barış içinde yaşayan Türk Sefaradları’nın sanatlarını Barselona şehrinde sergilemelerinin memnuniyet verici olduğunu belirtti. Projenin gerçekleşmesinde büyük emeği olan serginin küratörü Terry Katalan’a, serginin danışmanlığını üstlenen Sefarad tarihinde uzman araştırmacı yazar Naim Avigdor Güleryüz’e ve katılan tüm sanatçılara teşekkürlerini sunarak konuşmasına son verdi.

Sergi Küratörü Terry Katalan konuşmasına Barselona Türkiye Başkonsolosu Emir Salim Yüksel ve konsolosluk ekibine, sergiye gösterdikleri ilgi, destek ve yardımları için tüm sanatçılar ve kendi adına minnet ve teşekkürlerini sunarak başladı. Uzun yıllar boyunca Türkiye topraklarında yaşamış ve halen huzur, uyum ve barış içinde de yaşamaya devam eden Türk Sefaradlarının, onları kucaklayan Türk toplumuna çok iyi entegre olduklarını, Türk kültürünün yanı sıra, İspanya kökenlerini de unutmayıp geleneklerini, Ladino lisanını ve kültürlerini asırlar geçse de kaybetmeyip koruduklarını dile getirdi. Barselona Belediyesi ve ekibine de minnetlerini belirtirken, serginin amacının Türk ve Sefarad kültürünün etkisiyle gerçekleştirilen eserlerin sentezini Barselonalı sanatseverlerle buluşturmak olduğunu belirten Terry Katalan, sergi koordinasyonunu başarıyla gerçekleştiren Selin Basmacı Habip’e de teşekkürlerini iletti. Tarihi, mimari ve sanatsal değer taşıyan bir bina içinde eserlerin sergilenmesinden tüm sanatçılar adına çok gurur duyduğunu belirtirken, sergiye katılan sanatçıların eserlerini büyük bir coşku ve istek ile yarattıklarını vurguladı ve katıldıkları için teşekkürlerini sunduktan sonra sözü Barselona Yahudi Cemaati Başkanı Uriel Benguigui’ye verdi.  Benguigui serginin gerçekleşebilmesi için gerekli destek ve yardımları esirgemeyen Türkiye Barselona Başkonsolosu Emir Salim Yüksel’e ve Belediye Temsilcisi Montserrat Martin Vivas’a teşekkür ve minnetlerini sundu. İstanbullu Sefarad sanatçılarını Barselona şehrinde gerçekleştirdikleri bu güzel sanat olayı için kutladı ve sergi organizasyonunu gerçekleştirenlere de teşekkür etti. Serginin tanıtım konuşmasını Türk Yahudileri Tarihi kültürüne büyük emeği geçmiş olan Naim Avigdor Güleryüz yaptı. Güleryüz, Türkiye’nin Doğu ile Batı, Asya ile Avrupa arasında oluşturduğu köprüyü, Akdeniz’in iki ucunda aynı Kuzey paraleli üzerinde bulunan Türkiye ile İspanya’nın öncüsü oldukları Medeniyetler İttifakı’ndaki işbirliğini vurguladı. Güleryüz, Yahudilerin Türklerle Osman Bey’in Bursa’yı fethiyle başlayan ve günümüze kadar süre gelen 700 yıllık beraberlik havası içinde bilgi, kültür ve sanat dallarında gelişmelerine değindi. Aristo’nun “sanat, uyumun bir içgüdüsü gibidir” görüşüne işaret eden Güleryüz, sanatın dil, din, köken, cinsiyet, kültür, servet ve sınır farkı tanımadığını ifade etti. Türk Sefarad sanatçıların bu gece, fotoğraf, heykel, seramik, resim, suluboya, mozaik, cam işleme sanatı, takı sanatı, batik  ve klasik Türk sanatı ebru dallarında Barselona sanatseverlerine sergilemekte oldukları 100’e yakın eserin, dünyada ahenk ve barış için bir adım olması umut ve inancını dile getirdi.

Çok yönlü karma sergi Terry Katalan’ın Türkiye Barselona Başkonsolosu Emir Salim Yüksel’e, Barselona Belediyesi temsilcisi Montserrat Martin Vivas’a ve yazar Naim Avigdor Güleryüz’e sergiye yapmış oldukları katkılara duyulan minnet göstergesi olan plaketleri sunmasıyla devam etti.

Ardından Emir Salim Yüksel ve Montserrat Martin Vivas sanatçılara onur diplomalarını sundular. Sergi ünlü Sefarad müziği grubu ve solist Ellen Gould Ventura eşliğinde verilen konserle devam ederken Başkonsolosluk ve Belediye’nin sunduğu kokteyl ile son buldu.

Akdeniz’in iki ucunda, aynı paralel üzerinde yer alan iki kardeş şehir İstanbul ve Barselona arasında Sefarad sanat köprüsü oluşturmakta olan sergi 30 Nisan tarihine kadar ziyaret edilebilecek.

Riva’nın notu

Artistas Sefardies Sergisi’ne içi gururla dolu bir izleyici olarak katıldım. Kısaca size atmosferi özetlemek isterim. Serginin küratörlüğünü gazetemizin sadık bir okuyucusu olan Terry Katalan yapmış. Pek çok farklı tema ve akımı bir karma sergide buluşturmayı başarı ile gerçekleştirmiş. Karma sergiye katılan, çoğu dostumuz, akrabamız ve tanıdığımız olan sanatçılarımız alçak gönüllüydü;  sanatçı kimlikleri ile ön plana çıkmaktan mutluluk duysalar da fazlasıyla hak edilmiş övgülere tevazu ile yaklaşıyorlardı. Sanatçılar ve eserleri serginin gerçek yıldızları olsa da Türkiye Başkonsolosu Emir Salim Yüksel’in  gençliğinin ve coşkusunun da ortama kattığı dostluğu unutmamak gerek.

Bütün sanatçıları gönülden kutluyorum.