Bu hafta ağımıza takılanlar

Anne, babamızı dolayısıyla dinimizi, etnik kimliğimizi seçemiyoruz. Dini aidiyetle aynı kefeye koyduğunuz ateist olup olmama ise bizim seçimimize bağlı. Yahudi ya da Müslüman birinin ateizmi seçmesi onun bileceği bir iş. Bunun neden bir suç olabileceğini anlamış değilim. Bu bölgenin en kadim dinlerinden birine mensup bir avuç Zerdüşt’ten de istediniz peki? Kadınla erkeği birbirine eşit tutan Zerdüşt dinini aşağılamak niye? Misal, sıklıkla bizim memlekete uğrayan dünyaca ünlü orkestra şefi Zubin Mehta’nın Zerdüşt olduğunu biliyor musunuz? Hasbelkader buradayken siz bu sözleri sarf etmiş olsaydınız adamcağızın nasıl bir şok geçirebileceğini düşünebiliyor musunuz? Hakarete uğrayacağı Türkiye’ye bir daha uğrar mıydı acaba? Öte yandan Yahudi bir anne babadan, yüzyıllardan beri bu topraklarda kök salmış (Bu arada sürekli tekrarlanan bir yanlışı düzeltmeme izin verin. Bu topraklardaki Yahudi varlığı 500 yüzyıl öncesinden de geriye Antik çağlara dayanıyor) bir aileden dünyaya gelen bendeniz son dönemlerde dozu giderek artan antisemitizm karşısında her gün yeni bir şok yaşıyorum. Çaresizim. Kızım adına daha da çok üzülüyorum. Kimi televizyon kanallarında genellikle büyük bir cehaletle söylenenleri, kimi gazetelerde yalan yanlış yazılıp çizilenleri hangi yürek kaldırabilir? GİLA BENMAYOR - HÜRRİYET

İzak BARON Diğer
12 Mart 2014 Çarşamba
  • BÜKREŞ DOĞUMLU KLARSFELD, KENDİ AİLESİ GİBİ FRANSA’DA YAŞAYAN YAHUDİLERİ, NAZİLERE TESLİM EDEN ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERİN ADALET ÖNÜNE ÇIKABİLMESİNE DE YILLARINI VERDİ

Bu nasıl bir militanlık, aktivizm peki? Örneğin 1966’da Batı Almanya Şansölyesi, Nazi geçmişli Kurt Georg Kiesinger’ı siyaset sahnesinden silmek için kampanya başlattılar. Klarsfeld’in avukat ve tarihçi olarak ‘militanlığında’ altını sık çizdiği nokta iyi dosya hazırlamak. Çok kaynaklı, bol belgeli, itiraz edilemeyecek netlikte dosyalar…

Mücadele edilen yapı düşünülünce bunun da işe yarama garantisi yok. Bu kampanyada daha sembolik bir eyleme ihtiyaç duyarak Beate Klarsfeld’in bir kongrede aniden fırlayıp Kiesinger’i tokatlamasının seyri değiştirdiğini anlatıyor. Hatta 68 hareketinin ruhuyla birleştiğinde, Willy Brandt’ın şansölyeliğine, sonra Brandt’ın Varşova Gettosu Anıtı önünde diz çökerek Yahudilerden Holokost için özür dilemesine uzanan süreçte etkisinden söz ediyor. Basit bir vatandaşın tarihe müdahalesi bu ona göre.

Bükreş doğumlu Klarsfeld, kendi ailesi gibi Fransa’da yaşayan Yahudileri, Nazilere teslim eden üst düzey yöneticilerin adalet önüne çıkabilmesine de yıllarını verdi. Binlerce sayfalık dosyalar hazırlayarak dava açılmasını sağlamak da var bunun içinde, dönemin Latin Amerika diktatörlüklerine sığınmış olanları bizzat oralarda aramak da (hatta yakalamaya teşebbüs etmek de), 80 bin kişilik mağdur listesi çıkarmak da. Fransa’nın Vichy hükümetiyle yüzleşmesi sürecinde topluma verilen “Tüm Fransız halkı yargılanmıyor” mesajı da bir strateji. Fransa’dan sürülenler, Yahudilerin yüzde 25’iydi, yüzde 75’i kurtarılmıştı. Yargılama 20 yıl sürdü ama bu yaklaşım toplumsal yüzleşmeyi hızlandırdı ona göre.

Pınar Öğünç

http://www.radikal.com.tr/yazarlar/pinar_ogunc/nazi_avcisi_bellek_militani_adalet_aktivisti-1180372#

 

  • MÜSLÜMAN’A YÖNELEN NEFRET SUÇU ALEVİ’YE, YAHUDİ’YE, ERMENİ’YE, ATEİSTE, ZERDÜŞT’E YÖNELİNCE... BİZİM DİNDARLARIMIZ BIRAKIN SEMPOZYUMU FALAN BİR DUDAK BÜKMESİ BİLE ORTAYA KOYAMIYORLAR

YOLSUZLUK yaptığı iddia edildi ya...

Eski Bakan Zafer Çağlayan esmiş gürlemiş.

Demiş ki:

“Bize bunu yapanlar ateist olsa, Yahudi olsa, Zerdüşt olsa anlarım...”

Müslüman olmayan bir ülkede bir politikacı “hırsızlık” iddiasıyla karşı karşıya kalsa...

Ve o politikacıya sahip çıkanlar, “Müslüman olsa yapmıştır derim ama bakanımız bir Hıristiyan” dese...

Dört dörtlük bir nefret suçu işlenmiş olurdu.

Bizim dindarlarımız da “İşte nefret suçu! İşte İslamofobi!” diye hemen sempozyum yaparlardı.

Müslüman’a yönelen nefret suçu Alevi’ye, Yahudi’ye, Ermeni’ye, ateiste, Zerdüşt’e yönelince...

Bizim dindarlarımız bırakın sempozyumu falan bir dudak bükmesi bile ortaya koyamıyorlar.

Bu durumda her Allah’ın günü demokratikleşme paketi çıkarsan, her pakette nefret suçunu yeniden tanzim etsen kaç yazar?

Gelelim Zafer Çağlayan’a...

Kendisine sadece şunu demek isterim:

“Maşallah kol saatiniz pek pahalı ama işlediğiniz nefret suçu pek ucuz beyefendi.”

Ahmet Hakan

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25974738.asp

 

  • TÜRK MİLLETİNİN ŞÖYLE BİR ÖZELLİĞİ VARDIR. SEN AYIRMAZSAN O DA AYIRMAZ

Musevi asıllı bir Türk'üm. Babamın babası İzmirli bir avukattı. Babam İzmirli bir doktordu. Bende Milas doğumlu bir İzmirliyim. 3 yaşında İzmir'e gelmişim. Sonuç olarak 3 nesildir İzmirli bir ailenin çocuğuyum. Atalarım 500 yıl önce İspanya'dan Osmanlı topraklarına göç etmiş. Ben kendimi her zaman Türk hissettim. Bu hissi de babamdan aldım. İki kez evlendim ve iki çocuğum var. İki eşimde Müslüman, çocuklarım da Müslüman bende Müslümanım. Ağlama duvarını gördüm, Vatikanı gördüm ve en son olarak da umreye gitmek nasip oldu. Bir milyar insanın gönül verdiği ve sevdiği bir peygamber yok sayılabilir mi? Rahmetli babam gibi kendimi Türk hissediyorum. Türkiye'de hiçbir şekilde ayrımcılık görmedim. Türk milletinin şöyle bir özelliği vardır. Sen ayırmazsan o da ayırmaz. Ama sen ayırırsan nefsi müdafaa güdüsü devreye girer. Türk milleti güçlü bir millettir. Bu yüzden diyorum ki Türküm, doğruyum, Çalışkanım, Demokrat Partiliyim" dedi.

Selim Amato

http://www.yeniasir.com.tr/YerelPolitika/2014/03/10/izmirde-secim-basa-bas-gececek

 

  • AK PARTİ’NİN ÇIKARDIĞI YASADA İSE, ‘CİNSEL YÖNELİM’, ‘ETNİK KİMLİK’ VE ‘UYRUK’ NEDENİYLE İŞLENEN SUÇLAR NEFRET SUÇU SAYILMAYACAK. YANİ TAM DA SAYILMASI GEREKENLER SAYILMAYACAK!

Nefret suçu, bir kişiye karşı işlenen suç (hakaret, taciz, dövme, öldürme, her neyse) o kişiye düşmanlık beslendiği için değil, o kişinin ait olduğu insan grubundan nefret edildiği için işlendiğinde oluşur. Yani Almanya’da Ahmet sokakta sakin sakin yürürken hiç tanımadığı ve kendisini hiç tanımayan birileri tarafından sırf Türk olduğu için hakaret görür, dövülür veya öldürülürse, bu bir nefret suçudur. Öldürenlerin Ahmet’le kişisel bir sorunu yoktur, Türklerden nefret ediyorlardır.

“Ne farkı var?” denebilir. Farkı şu: Bu suç sadece Ahmet’i ve yakınlarını etkilemekle kalmaz; Ahmet’in ait olduğu grubun tümü, tüm Almanya’daki Türkler etkilenir, korkar, rahatsız ve tedirgin olur.

Nefret suçları genellikle milliyetçilikten, ırkçılıktan, dinsel ve cinsel hoşgörüsüzlükten kaynaklanır. Ve bu suçlara genellikle etnik, dinî ve cinsel azınlıklar maruz kalır. Çoğu zaman toplumun bütünü içinde zayıf ve korumasız bir konumda olan, geçmişte yaşadığı çeşitli olaylar nedeniyle zaten hep tedirginik yaşayan gruplar etkilenir. Bu tür yasaların amacı zaten tam da böylesi grupları korumaktır.

AK Parti’nin çıkardığı yasada ise, ‘cinsel yönelim’, ‘etnik kimlik’ ve ‘uyruk’ nedeniyle işlenen suçlar nefret suçu sayılmayacak. Yani tam da sayılması gerekenler sayılmayacak!

Herkesten nefret etme hakkını savunanlarsa, bu hâliyle bile yasaya itiraz ediyor. Saadet Partili İlyas Tongüç, “Ülkemizde hâla Siyonizm, Yahudi ve Haçlı tehlikesi varken, Nefret Yasası’nın çıkması son derecede tehlikelidir. Zaten bu yasanın çıkmasını ABD, AB ve İsrail istiyor” demiş.

BBP’li Ünsal Karabulut, “Yasayı en çok Ermenici çevreler ve terör örgütü istiyordu” buyurmuş.

Türkçesini söylersek: “Ermenilere ve Yahudilere istediğim gibi küfür ve hakaret etmek istiyorum, en doğal hakkımdır, size ne oluyor!”

Ali Bulaç ise Akit gazetesinde “’Maksadını aşmış azınlık hakları’ zümrelere özel imtiyazlar sağlıyor, çoğunluğu onlara tabi kılıyor” demiş.

Çoğunluğun durumu gerçekten de çok kötü Türkiye’de. Türk olmayan herkese küfür edememek, Ermeni öldürememek, eşcinsel dövememek, Yahudi’ye hakaret edememek kolay şey mi?

Türk’e yapılır mı bu!

Roni Margulies

http://www.marksist.org/yazarlar/roni-margulies/14224-bugunnkimdennnefretned

 

  • BU SÖZLERİYLE HALK ARASINDA KİN VE DÜŞMANLIK YARATMAYA ÇALIŞIYOR, DİNİ GRUPLARI AŞAĞILAYARAK TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLARININ BAZILARININ DİNİ İNANÇLARINA HAKARET EDİYOR

ESKİ Ekonomi Bakanı ve AKP Mersin Milletvekili Zafer Çağlayan, “Nasıl bir zihniyetle mücadele ettiğimizi bu millet çok iyi görüyor. Sizlere anlatacağım çok şey var. Ama bunları bize bir Yahudi, bir ateist, bir Zerdüşt yapsa anlarım. Ama bunları yapan Müslümanım diye geçiniyorsa yazıklar olsun” dedi.

Böylece hakkındaki suçlamalara bir de “nefret suçu” eklenmesi gerekiyor!

Bu sözleriyle halk arasında kin ve düşmanlık yaratmaya çalışıyor, dini grupları aşağılayarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bazılarının dini inançlarına hakaret ediyor.

Fazıl Say’ı bir tweet nedeniyle 3 yıla mahkûm eden adalet sistemimizde bakalım bir eski bakan için bir fezleke hazırlayıp, TBMM’ye yollamaya cesaret edebilecek bir savcı çıkacak mı?

Doğrusunu isterseniz, hiç sanmıyorum! Yargıyı istedikleri gibi kendilerine bağladılar, kımıldamaya cesaret edecek savcının vay haline!

AKP Milletvekili Zafer Çağlayan’ın, Ekonomi Bakanlığı’nı bırakmak zorunda kalmasına neden olan olayları hatırlıyorum da bunun Müslümanlıkla ya da başka dinlere inanmakla ne alakası var, onu anlayamıyorum ama.

Mehmet Y. Yılmaz

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25974696.asp

 

  • ÖTE YANDAN YAHUDİ BİR ANNE BABADAN, YÜZYILLARDAN BERİ BU TOPRAKLARDA KÖK SALMIŞ BİR AİLEDEN DÜNYAYA GELEN BENDENİZ SON DÖNEMLERDE DOZU GİDEREK ARTAN ANTİSEMİTİZM KARŞISINDA HER GÜN YENİ BİR ŞOK YAŞIYORUM. ÇARESİZİM. KIZIM ADINA DAHA DA ÇOK ÜZÜLÜYORUM

Böyle içten bir itirafta bulunmuş birinin 17 Aralık operasyonlarıyla ilgili “Bunları size bir Yahudi, bir ateist, bir Zerdüşt yapsa anlarım. Ama bunları yapan Müslümanım diye geçiniyorsa yazıklar olsun” demesi oldukça çelişki bir durum.

Belli ki, sizi üzecek, hırpalayacak bir “nefret suçuyla” karşı karşıya kalmamak için uzun yıllar Kürt kimliğinizi gizlemişsiniz.

Ama aynı suçu siz başkalarına karşı işlemekte bir sakınca görmüyorsunuz.

Sayın Çağlayan siz de bu topraklarda, bir Yahudi, bir Ermeni ya da bir Zerdüşt olarak dünyaya gelebilirdiniz. Anne, babamızı dolayısıyla dinimizi, etnik kimliğimizi seçemiyoruz.

Dini aidiyetle aynı kefeye koyduğunuz ateist olup olmama ise bizim seçimimize bağlı.

Yahudi ya da Müslüman birinin ateizmi seçmesi onun bileceği bir iş.

Bunun neden bir suç olabileceğini anlamış değilim.

Bu bölgenin en kadim dinlerinden birine mensup bir avuç Zerdüşt’ten de istediniz peki?

Kadınla erkeği birbirine eşit tutan Zerdüşt dinini aşağılamak niye?

Misal, sıklıkla bizim memlekete uğrayan dünyaca ünlü orkestra şefi Zubin Mehta’nın Zerdüşt olduğunu biliyor musunuz? Hasbelkader buradayken siz bu sözleri sarf etmiş olsaydınız adamcağızın nasıl bir şok geçirebileceğini düşünebiliyor musunuz? 

Hakarete uğrayacağı Türkiye’ye bir daha uğrar mıydı acaba?

Öte yandan Yahudi bir anne babadan, yüzyıllardan beri bu topraklarda kök salmış (Bu arada sürekli tekrarlanan bir yanlışı düzeltmeme izin verin. Bu topraklardaki Yahudi varlığı 500 yüzyıl öncesinden de geriye Antik çağlara dayanıyor) bir aileden dünyaya gelen bendeniz son dönemlerde dozu giderek artan antisemitizm karşısında her gün yeni bir şok yaşıyorum.

Çaresizim.

Kızım adına daha da çok üzülüyorum.

Gila Benmayor

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25981157.asp

 

  • T.C. DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU’NUN TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİNE YÖNELİK SON AÇIKLAMALARI İKİ ÜLKE ARASINDAKİ İLİŞKİLERDE DONDURULMUŞ ORTAKLIKTAN ‘KONTROLLÜ SOĞUKLUĞA’ GEÇİŞİN İŞARETİ OLARAK NİTELENDİRİLEBİLİR

Hükümetin bu ikilemi aşmak için attığı adımları birbiriyle belli noktalarda örtüşebilen iki bağlamda değerlendirmek mümkündür. Değer odaklı bir yaklaşımla irdelendiğinde söz konusu adımları Erdoğan’ın ve partisinin ideolojik duruşunun, siyasi içtenliğinin ve eylemsel tutarlılık arayışının dış politikadaki yansıması olarak değerlendirmek mümkündür. Çıkar odaklı bir bakış açısından bakıldığında ise bu tavır ve üslup değişiklikleri Erdoğan hükümetinin Ortadoğu’daki ve dünyadaki Müslüman toplumların ve özellikle de madunların gözündeki konumlanışsal öndeliğini arttırmak için attığı öz-fayda yönelimli girişimler olarak tanımlanabilir.   

Mavi Marmara krizi ve sonrasında gelişen olaylar iktidar partisinin bu algısal ikilemi aşmasında önemli bir rol oynamıştır. Ancak ilişkilerin doğasında yapısal bir çözülme ve bozulma yaşanmamıştır. Nitekim, bu kriz aslında bir stratejik ortaklığın sonu olmamıştır. Çünkü iki ülke arasında böyle bir stratejik ortaklık hiçbir dönemde inşa edilmemiştir. Bir başka deyişle İsrail-Türkiye ilişkileri, ikili ilişkilerin hiçbir evresinde ABDİsrail ilişkilerindeki gibi çıkar ve değer ortaklığı bağlamında sistemli bir özdeşlik, eşgüdüm ve paydaşlığa dönüşmemiştir. Bununla birlikte iki ülke arasında sınırları belirli çıkar odaklı karşılıklı anlayışa dayalı bir ortaklıktan bahsetmek mümkündür. Bu ortaklık Mavi Marmara kriziyle özellikle askeri işbirliği gibi belirli alanlarda ikili ilişkilerin doğasında yapıbozumsal bir dönüşüme yol açmayacak bir şekilde dondurulmuştur.

 T.C. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Türkiye-İsrail ilişkilerine yönelik son açıklamaları iki ülke arasındaki ilişkilerde dondurulmuş ortaklıktan ‘kontrollü soğukluğa’ geçişin işareti olarak nitelendirilebilir.  Bu açıklamaların uygulamada Ortadoğu’daki sürdürülebilirliği eleştiri konusu olan ‘onurlu yalnızlık’tan amaç odaklı taktiksel işbirliklerine dönüşü ifade edip etmediği bundan sonraki adımlarla daha da netlik kazanacaktır. 

Umut Koldaş

http://gundem.milliyet.com.tr/israil-le-yeni-donem/gundem/ydetay/1849715/default.htm

 

  • Netten okumalar
  • YAHUDİLER FİLİSTİN'DE? – DANİEL PİPES

http://tr.danielpipes.org/14151/yahudiler-filistinde

 

  • NAZİLER, BU YAHUDİLERİ SEVMİŞ

http://www.taraf.com.tr/haber-naziler-bu-yahudileri-sevmis-150288/

 

  • TÜRKİYE’NİN ‘DEĞERLİ YALNIZLIĞI’ DERİNLEŞİYOR – SEMİH İDİZ

http://www.taraf.com.tr/yazilar/semih-idiz/turkiyenin-degerli-yalnizligi-derinlesiyor/29105/

 

  • MUSEVİLERDE YAŞAM VE TASARRUF (İSRAİL VE ABD MUSEVİLERİ)

http://blog.milliyet.com.tr/Musevilerde_Yasam_ve_Tasarruf___Israil_ve_ABD_Musevileri_/Blog/?BlogNo=452322&ref=milliyet_anasayfa

 

  • BAŞTAN AYAKLARA IRKÇILIK MANZARALARI – AHMET İNSEL

http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ahmet_insel/bastan_ayaklara_irkcilik_manzaralari-1180593

 

  • AKP İKTİDARI VE NEFRET SÖYLEMİ – EMRE KONGAR

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/49383/AKP_iktidari_ve_Nefret_Soylemi.html#

 

  • Netten seyredin
  • NETANYAHU AIPAC 2014 KONUŞMASI TÜRKÇE ALTYAZILI

https://www.youtube.com/watch?v=19D0RLQyV0M#t=77

 

  • THE LAST JEWS OF MYANMAR

http://www.youtube.com/watch?v=pu8QmsrtCDA&feature=youtu.be