Gurur duyulacak bir nesil yetişiyor! Musevi Lisesi yüzüncü yılına yaklaşırken…

Mois GABAY Köşe Yazısı
5 Mart 2014 Çarşamba

Gün geçmiyor ki, cep telefonumuza ya da mesaj kutumuza düşen yeni bir haberde Ulus Özel Musevi Lisesi gençlerinin yakaladığı bir başarıyı okumayalım. Mezun olduğum yıldan bu yana Ulus Özel Musevi Lisesi her yıl çıtayı biraz daha yükselterek anne-babalarının gurur duyacağı dünya vatandaşı gençler yetiştiriyor. Okulumuz bir yandan gençlere en iyi fiziki imkânları sağlamaya çalışırken, fen proje takımlarının ardı ardına kazandığı başarılar geleceğe yönelik ümit veriyor.

Şüphesiz bir eğitim kurumunda fiziksel şartlar bir yana, öğrenci kalitesi o okulu sürükleyen ve öğretmenlerini de motive eden yegâne unsurdur. Bu kaliteyi sağlamak ise hem öğretim kadrosunu hem de öğrencileri uluslararası standartlarda yetiştirmekle olur. Geçmişe göre girişimci sayısının azaldığı, çok uluslu şirketlerde üst düzey yöneticiliğin arttığı bir genç cemaat profilinde Musevi Lisesi mezunlarının kariyer paylaşımlarını her fırsatta dinlemek, anlatan kadar dinleyenlere de gurur veriyor. 1914–1915 öğretim yılında Yemenici Sokak’ta Josef Niyego ve Dr. David Marcus girişiminde kurulan ilk lise seviyesindeki okuldan bu yana hem ülkemiz hem de cemaatimiz şüphesiz çok değişti. Gelecek eğitim öğretim yılında Ulus kampüsünde Musevi Lisesi’nin yirminci yaşını kutlayacak olması o okuldan geçen herkes gibi beni de oldukça heyecanlandırıyor. O yıllarda ilkokulda okuyan bir çocuk olarak bu sancılı geçişi bulanık hatırlasam da günümüz şartları düşünülerek yapılan bu atılımın bugün meyvesini almak, her geçen gün cemaat bünyesindeki daha fazla gencin okula katılması, o dönemin liderlerinin doğru bir hareket yaptıklarını bize gösteriyor. Tıpkı o yıllarda olduğu gibi bugün de Türk Musevi Cemaati’nin değişimden geçtiği bir dönemi yaşıyoruz. Artan özel okul sayısı, önümüzdeki yıllarda yapılan öngörülerle hayatın daha da zorlaşacağı olgusu, Musevi Lisesi’nin her geçen yıl ara vermeden kalitesini biraz daha yukarılara çekmek zorunda olduğunu bize gösteriyor. Şu an cemaat çocuklarının yarısına hizmet eden okulun ileriki yıllarda gelişiminin devam etmesi için bu sayıyı sürekli arttırması gerekiyor. Böylesi bir tabloda bir yandan kimi kurumlarımızın küçülmesi, birleşmesi kültürel varlıklarımız açısından hepimizi üzse de geriden gelen pırıl pırıl bir nesil, kazanılan başarılar hepimizi ümitlendiriyor. Şu an yapılan değişimler bugünün değil 2050 yılının Türkiye’sindeki cemaatin yapısını hazırlıyor. Rahmetli Yomtov Garti hocamızın eğitim verdiği bir zamanların Musevi Lisesi’nden günümüze geldiğimizde Musevi Lisesi artık birçok velinin okul tercihi yaparken ciddi düşündüğü bir okul haline geldi. Geçtiğimiz pazar günü Göztepe Kültür Derneği’nde yapılan bir kariyer sunumunun sonlarında dinleyicilerden bir beyin dayanamayarak söz alıp “Sizleri gördükçe Musevi cemaatinin emin ellerde olduğunu hissediyoruz, gurur duyulacak bir nesil yetişiyor,” sözleri belki de değişimin en güzel ifadesiydi. Tıpkı geçmişte olduğu gibi gelecekte de İshak Alaton, Jak Kamhi, Üzeyir Garih, Bernar Nahum gibi bizi ileri taşıyan birçok marka ismi aramızda görmek şimdiden farklı bir eğitimle gençlerin asıl ihtiyaçlarını doğru okumakla mümkün olacaktır. Bugün gelinen noktada Ulus Özel Musevi Lisesi öğrencileri dünya ile entegre olmuş, her biri kendi sınırlarını aşan yaratıcı bireyler olarak yetişmektedirler. 20 sene evvel yola çıkılan “yaratıcı ortamda üretken bireyler yetiştirme” aşısı tutmuş, gençlerimiz yurtdışındaki sayısız üniversiteden burslu okuma hakkı kazanmışlardır. Geçtiğimiz haftalarda Musevi Lisesi’nin öğretim kadrosuna düzenlediği İsrail turu öğretmen ve öğrencileri ile bu kurumun bir aile olmayı başardığını da bize göstermiştir. Öğrencilerimiz sırf başarılarını geniş toplumda göstermekle kalmamış, artık her yıl bir gelenek haline gelen ‘Mitzvah day’ projesi ile de cemaatimizin sorunlarına daha okul sıralarından duyarlı olmaya başlamışlardır. Bütün bu saydığım sebeplerden ötürü cemaat yönetiminin gençlerin önünü açmak ve eğitime daha çok katkı sağlamak adına yürüttüğü projeleri desteklemek, okulumuzda daha çok gencimizi ileriki yıllarda görmek için hepimiz birlik olmalıyız. Kurumlarımızın bazılarının ismi tarih sahnesinde yer alırken, onların ruhlarını yaşatmak ise bizim elimizdedir. Tıpkı Jean Paul Sartre’ın “Geçmiş bizde ölen şeydir,” sözünde dediği gibi. Çünkü biz beraberce o kurumların felsefesini yaşattıkça aslında hep yaşamaya devam ederler. Hem okulumuzun hem de cemaatimizin efsanevi hocası Yomtov Garti’nin öğütleri yolumuzu aydınlatsın. “Hayatta verdiğiniz bir karardan dönmeyin, kararlarınızı sonuna kadar uygulayın. Tabii ki bu kolay değildir, çünkü hiç kimse memnun değildir. İbranicede bir atasözü vardır. Kim zengindir? Durumundan memnun olan kişi zengindir.” Okulumuzda eğitim vermiş hocalarımızı sevgiyle anarken, daha nice yüzyıllarda okulumuzun bayrağını hep daha ileriye taşımak dileğiyle…