Almanya´nın ortasında 1700 yıllık Yahudi tarihi

Almanya’nın Köln kentinde yapılan arkeolojik kazılarda gün yüzüne çıkan bulgular ortaçağ Yahudi yaşamına ışık tutmakta. Bulunan bu tarihi değerler, kazıların yapıldığı kent merkezinde bir müze kurulması tartışmalarını doğurdu

Nelly BAROKAS Kültür
12 Şubat 2014 Çarşamba

Köln’de gerçekleştirilen kazılarda ortaya çıkan 1267 ile 1349 yılları arasına ait olduğu varsayılan yerel sinagog kalıntılarının ‘bima’ (duaların okunduğu platform) bölümünde Samuel Bar Zelig adlı kişinin adı okunmakta.

Köln Belediyesi’nin uzman arkeologlarından Michael Wiehen, o dönemde sinagogda dini eğitim gören çocukların  orada vakit geçirip oynadıklarını, Ortaçağ’da sinagogların eğitim merkezi olarak da işlev gördüğünü, masa ve iskemlelerin üzerine çıkan çocukların adlarını duvara kazıdıkları bilgisini veriyor.

Köln kenti merkezinde ortaya çıkarılan 700 yıllık sinagog ve mikveh kalıntıları önümüzdeki yıllarda yeniden eski planına uygun olarak inşa edilip Avrupa’nın Ortaçağ Yahudi tarihine ait çok önemli bir müzeye dönüşebilecek. Orayı ziyaret edecek olanlar Köln’ün eski Yahudi mahallesinde yapılan kazılarda ortaya çıkan çeşitli bulguların yanısıra, original ‘bima’yı ve onun çağdaş bir modelini görebilecekler.

TARİHE IŞIK TUTAN BULGULAR

Sinagoga ait 700 kalıntı arkeologlara ‘bima’yı yeniden oluşturma olanağını sağlayacak. 1280 yılında Köln Katedrali’nden Fransız bir zanaatçı tarafından yapılmış olduğu tahmin edilen ‘bima’, o dönemde Yahudi ve Hıristiyanların birlikteliğinin ve işbirliğinin bir kanıtını oluşturmakta.

Planlaması birkaç yıl süren, Köln Belediyesi’nin tanımı ile ‘Archaeological Zone/Jewish Museum’ 10 bin metrekarelik bir alana yayılacak.

Eski sinagog kalıntısının yanısıra ziyaretçiler eski madalyonlar, mermer çanak çömlekler, fildişi eşyalar, hayvan kemik ve kılçıkları (Yahudilerin yeme alışkanlıklarına ışın tutmakta), bir eve ait dışkıların nereye atılacağına ilişkin bilgilendirmek üzere İbranice yazılmış talimatları görebilecekler. Arkeologların bulduğu çok sayıda yazıt uzmanlar tarafından ‘taşa Yiddiş dilinde yazılmış en eski yazıtlar’ olarak değerlendirilmekte.

Ortaçağ’da Yahudilerin nasıl yaşadığına ilişkin bulgular toplamak amacıyla Köln merkezinde kazıların hâlâ devam ettiğini belirten  Arkeolog Michael Wiehen; “1349 yılı öncesine ait Yahudi cemaatine büyük olasılıkla not defteri görevini gören tahta ve taş üzerine yazıtlar bulduk. Bunlar genelde edebi ve dini tekstleri kayıt altına almakta, çizimler ve karalamalar için kullanılmaktaydı. Bu örnekler her halde Yiddiş dilinde bulunmuş  en eski tekstlerdir,” demekte.

Yazıtlar arasında bir şövalyeye ait eğlenceli anlatıyı içeren yazıt İbranice harflerle ve erken dönem Yiddiş lisanı ile yazılmış. Arkeologlarla birlikte çalışan Yahudi eğitimi uzmanı bu örnekleri görünce oldukça heyecanlandı.

NASIL BİR MÜZE?

Yerel belediyeye 40 milyon Euro’ya mal olacak, Köln Katedrali karşısında yeni bir Yahudi müzesinin kurulması projesi fikir ayrılıklarına neden oldu. ‘Archaeological Zone/Jewish Museum’ projesi müdürü, müze yapımına karşı çıkanları antisemit olmakla suçlayınca görevinden alındı.

Köln Yahudi cemaati ileri gelenleri her ne kadar ihtiyaçları olmadığını belirtseler de bu projeyi desteklemekteler. Köln Yahudileri, aşırı sağcı siyasetçilerle, geniş toplumun kentin tarihi bölümünde bir Yahudi müzesi kurulması düşüncesine sıcak bakmadığını düşünüyor, Köln’de Yahudilerin asırlardır yaşadıklarının gözler önüne serilmesinden hoşlanmadıklarını dile getiriyorlar.

Gerçekten de Alp’lerin kuzeyindeki Köln kenti dünyanın en eski Yahudi toplumlarından birine ev sahipliği yaptı. Kent belediyesinin değerlendirmesine göre Yahudiler birinci yüzyıldan itibaren bu yörede yerleşmişler, dördüncü yüzyılda kalabalık bir toplum oluşturmuşlardı.

321 yılında yani Yahudilerin Prag’a yerleşimlerinden 650 yıl önce Köln’de yaşayan Yahudiler İmparator Konstantin’e bir mektup yollamışlar, Yahudilerin kent senatosuna kabulünü rica etmişler, ricaları kabul edilmiş. Buradan 1700 yıl önce Köln’de Yahudilerin var olduğu gerçeği doğrulanmış oluyor. Başka bir deyişle, Yahudiliğin Köln’deki geçmişi Hıristiyanlığın geçmişi ile neredeyse aynı. Ancak Yahudilerin tam olarak kentin neresinde yaşadıklarına ilişkin arkeolojik bir bulgu yok. ‘Archaeological Zone/Jewish Museum’ müdürü Marcus Trier, son kazılarda Yahudilerin 9. yüzyıl öncesinde varlıklarını kanıtlayan bulgulara rastlanmadığını belirtmekte.

Şimdilerde, şehrin göbeğindeki kazılara ilgi gösterenler için rehber eşliğinde haftada iki kez geziler düzenlenmekte. Uzman tarihçi ve arkeologların rehberliğindeki gezilerde, Yahudi evleri, dükkanlarının kalıntılarının yanısıra 1349 yılındaki pogrom öncesinde Yahudilere ait olan bazı binaların kalıntıları görülüyor.

Kurulacak müzede bulguların sergileneceği gibi, Yahudilerin maruz kaldığı acılar ve katliamlar da ziyaretçinin dikkatine sunulacak. Sinagog kalıntıları arasındaki bazı bulgular yangın ve yıkım sonucu yok edildiğini ortaya koymakta.

Müze birkaç yıl sonra açıldığında ziyaretçiler Ortaçağ Yahudi ailelerinin yıkık evlerini görebilecek. Bunun yanısıra bu evlerde kimlerin yaşadığını, mesleklerinin ne olduğunu da öğrenebilecekler. Çünkü kazılar sırasında isim listeleri, bir fırının vadesi gelmemiş borçlarının ve sahiplerinin listeleri bulundu. Sinagog kalıntılarının yakınında ortaya çıkan taş bir tablet üzerinde İbranice harflerle, “Bu dışkıların dışarı atıldığı penceredir” ibaresi yer alıyor. Bu yazı, zengin bir Yahudi ailesi olan Lyvermann ailesinin sinagog yakınında yer alan ve yaklaşık 1266 yılında inşa edilmiş evlerinin mahzendeki pencerenin üstünde bulunmaktaydı. Bu İbranice yazı, bu lisanın ortaçağda orada yaşayan Yahudiler tatafından kullanıldığı ve canlı tutulduğu sonucunu ortaya koymakta.

KÖLN, TURİSTLERİN UĞRAK YERİ OLABİLİR

Müze inşasına karşı çıkanları gizli antisemitler olarak suçlayınca görevinden uzaklaştırılan ‘Archaeological Zone/Jewish Museum’ proje müdürü Sven Schuette, “Bunlar tarihten anlamayan kişiler, oraya yeni bir çocuk parkı veya bir plaza yapmanın daha doğru olacağını ileri sürenler var,” demekte.

Sven Schuette’in eleştirileri Köln medyasında da tartışıldı. Schuette’e farklı bir bölümde sorumluluk veren Belediye Başkanı Jürgen Roters, “Müze hakkındaki tartışmaların temelinde bütçe, şehircilik ve yönetimsel sorunlar vardı, durumun antisemitizmle ilgisi yoktu. Kentimizde aşırı sağ kesimden küçük bir grup var. Onlar propagandaları ile zaman zaman projeyi baltalamaya çalıştılar ancak başarılı olamadılar,” açıklamasını yaptı.

Müze kurulması projesine karşı çıkan sadece aşırı sağ parti olmadı, Angela Merkel’in merkez sağ partisinden yerel siyasetçiler de Köln’ün yeni bir müze kurmaya bütçe ayıramayacağı görüşünü ileri sürdüler.

Köln’ün 5 bin kişilik Yahudi toplumunun ileri gelenlerinden Abraham Lehrer, kentin ortasında bir Yahudi müzesi kurulmasına karşı çıkanların antisemitizmle suçlanmaması gerektiğini söylüyor. Lehrer, “Toplum olarak müzenin bize hizmet etmeyeceğini söyledik. Bizim buna ihtiyacımız yok. Tabii ki yapılırsa bizler de gideceğiz. Oraya yollayacağımız gençlerimizin görecekleri şeylere ilgi duyacaklarını umuyoruz. Ama Yahudi toplumu için inşa edilecek bir  müze olmayacak” demekte.

Eğer müze projesi gerçekleşirse Köln’ün, Yahudi tarihi ile ilgilenen turistlerin uğrak yeri olacağına kesin gözü ile bakılıyor. Abraham Lehrer duruma şu sözlerle netlik kazandırıyor, “Çünkü bu, diğer bir Holokost müzesi veya Berlin’deki Yahudi Müzesi’nin diğer bir versiyonu niteliğinde değil,  Köln Yahudiliğinin müzesi olacak.”