Fenerbahçe, Ronaldinho ve Michael Schumacher üzerine…

Rudi DİRİMAN Köşe Yazısı
8 Ocak 2014 Çarşamba

Gündem biraz yoğun olduğundan tek bir yazıda farklı konulara değinmek gerekiyor. Önce kafamızı karıştıran hukuk sistemine değinelim, sonra Ronaldinho transferine farklı bir açıdan bakalım ve son olarak Michael Schumacher kazasından bahsedelim.

Fenerbahçe ve şike süreci ile başlayalım. Malum son günlerde hukuk sistemi, devlet içinde devlet ve daha önce görülen davalar üzerinde net olmayan bir durum var. Özel yetkili mahkemeler tekrardan tartışılmaya başlandı. Dün takdir edilen savcılar bugün sorgulanır duruma geldi. Bu durum Türk futbolunun en büyük davası 5 Temmuz şike davasının da kamuoyu tarafından tekrar sorgulanır hale gelmesine neden olacak. Tam her şey bitti derken kafalarda “acaba ?”  sorusu tekrar dönmeye başlayacak. Kuşkusuz kişilerin ve kurumların maddi zararları telafi edilebilir. Fakat daha önemlisi vicdani ve manevi zararlar. Durum karmaşıklaşmaya başladıkça, içinden çıkması daha zor oluyor… Onu nasıl çözeceğiz?

Ara transfer sezonun başlaması ile birlikte, birçok transfer dedikodusu ve teklifi ortalıkta dolaşıyor. Beşiktaş’ın Ronaldinho transferi Beşiktaşlıların merakla, geri kalan herkesin imrenerek baktığı bir transfer. Buradaki kritik olan Fikret Orman yönetiminin bugüne kadar izlemiş olduğu yönetim ve transfer politikasının, Beşiktaş yapısına uymayan ve aslında Demirören yönetimin çok fazla eleştirildiği yüksek ücretli, yıldız transfer politikasına geri dönmüş olması. Orman yönetimi 1,5 yıldan sonra en çok eleştirilen yönetim tarzını gösteriyor. Fikret Orman yönetime gelirken “feda yılı”  demiş, transferleri ve futbolcular ile anlaşmayı ona göre yapmıştı. Son durumda Fikret Orman kendisi ile çelişiyor.

Efsane sporcuların veya sanatçıların kariyerinin zirvesindeyken veya gençken ölmesi onları daha efsanevi yapar. Fakat, sevenlerini daha fazla üzer… Çünkü hayranlarının, sevgileri ve yaşattıkları güzel anılar hâlâ akıldadır. Veya tam tersi bir örnek gibi… Muhammed Ali’nin yaşlı ve yürümez durumda olduğunu görmek ve gönüllere bir hüzün çökmesi gibi… Michael Schumacher geçirdiği kaza ve yaşam tehlikesi de bu şekilde değerlendiriyorum. Yaşattığı başarılar ve heyecan daha çok yeni ve daha Formula 1’e katabileceği birçok başarı varken, bu şekilde bir kaza ona yakışmıyor sevenlerini üzüyor.

Bunlara ek olarak Hakan Şükür’ün Ligtv’den gönderilmesi sanki gelişinin tesadüf veya yaptığı başarılı yorumlara dayalı olmadığını ispatlar gibi…

Gelenektir yılın ilk yazısı temenni ve isteklerle bitirilir. Ben daha çok gelenekten değil bunu gerçekten istediğimden diliyorum. 2013 Türkiye için kaotik bir yıl oldu. Belirsizliklerin ve haksızlıkların olmadığı bol adaletli temiz bir yıl diliyorum…