Un Cavritico

Vedat LEVENT Köşe Yazısı
11 Aralık 2013 Çarşamba

Yehoram Gaon’dan dinlemeye alıştığımız ‘Un Cavritico’ şarkısı hayatta bazı sonuçların yeni sebepleri, o sebeplerin de yeni sonuçları yarattığından bahseder.  Bu silsilenin esasında dünyayı değiştiren felsefi ve fiziki bir sistematik olduğunu çok yalın bir dille bize anlatır. İşte bu yüzden olsa gerek yüzyıllardır dilimizden düşmeyen bir anonim olmuştur.  

Geçen hafta bir dizi olay yaşadık. Kısaca özetlemek gerekirse;

Fethiyespor’lu oyuncular, modern Türkiye’nin kurucusu, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü Fenerbahçe ile oynayacakları Türkiye Kupası maçı öncesi giydikleri t-shirt’lerle andıkları için;

Haftasonu ise bu defa Galatasaray’lı oyuncular Drogba ve Eboué, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yüzyıllardır var olan sistematik ırkçılığı tarihin sayfalarına gömen efsanevi lider Nelson Mandela’yı yine maç öncesi giydikleri t-shirt’lerle andıkları için; TFF tarafından Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na verildiler.

TFF, “Bu iki olay siyasi mesajdır. Biz futbol sahalarında çok net olarak siyasi mesaj istemiyoruz,” diyor…

Yani “Biz sadece sosyal mesajlara açığız,” diyor…

“Bu sosyal mesajlar çok incedir. Onları anlamak her yiğidin harcı değildir,” diyor…

Örneklendiriyor… Mesela tribünlere “Rabia işareti” yapmak sosyal bir mesajdır diyor.

Mesela ‘tamamen polis kayıtlarına’ dayanarak Fenerbahçe ve Beşiktaş’a açılan ‘Şike Davası’ sonucu ilgili kulüplerin UEFA’nın isteğine rağmen küme düşürülmemesi de sosyal bir mesajdır diyor.

Böylece TFF’ye milyonlar vererek gösterim haklarını satın alan kanalın gönlünün hoş tutulması sosyal bir mesajdır diyor. 

UEFA ve CAS’ın “İlgili kulüpler tamamen polis kayıtlarına dayanılarak suçlu bulunmuştur. Kara listeye alınacaklardır. Avrupa kupalarından belirli periyotlarda men edileceklerdir” kararlarını alarak aslında TFF’yi dünyaya rezil etmesi de tamamen sosyal bir mesajdır diyor.

İşte tam bu noktada aklıma düşen bir soru beni dehşete düşürüyor;

“Uluslararası camia tarafından suç işlediği sabit olunan Fenerbahçe’nin suç işlediği sene aldığı kupanın, sezonu ikinci bitirdiği için kendisine iade edilmesini isteyen Trabzonspor, TFF’ye ‘sosyal’ baskı yapar da TFF kupayı Trabzonspor’a vermeye kalkarsa ne olur?”

Cevabını bulamayacağımı düşünürken yardımıma ‘Un Cavritico’ çözümlemesi yetişiyor;

- Trabzonspor’a kupa verilir, 20 milyon Fenerbahçe taraftarı ayağa kalkar;

- 20 milyon Fenerbahçe taraftarı ayağa kalkar, tribünlerde sosyal mesaj patlaması yaşanır;

- Tribünlerde sosyal mesaj patlaması yaşanır, kanal üyelikleri iptal edilir;

- Kanal üyelikleri iptal edilir, Anadolu kulüpleri kaynaksız kalır;

- Anadolu kulüpleri kaynaksız kalır, futbolun kalitesi düşer;

- Futbolun kalitesi düşer, Türk Milli Futbol Takımı, Avrupa kupaları elemelerinde şerefli yenilgilere sevinir olur;

- Türk Milli Futbol Takımı, Avrupa kupaları elemelerinde şerefli yenilgilere sevinir olur, TFF yönetimi istifa eder;

- TFF yönetimi istifa eder,…

… Bütün bunlara sebep olan TFF yöneticileri, emekliliklerini golf oynayarak geçirirken, ülkelerini performanslarıyla dünyanın zirvesine taşıyacak olan ‘pırlanta’ gençlerimiz keşfedilemezler…  Zarar görürler…

- Gençler zarar görünce, aileleri zarar görür; 

- Aileleri zarar görünce, şehirleri zarar görür;

- Şehirleri zarar görünce, güzel ülkemiz zarar görür…

…Biz zarar görürüz! BİZ!!!

TFF’nin her konuda bilgi, kültür, ilim ve irfan sahibi, halkına yol gösteren, adalet sevdalısı yöneticileri muhtemeldir ki Atatürk’ün ve Mandela’nın insanlık tarihine katkılarını ıskalamışlar. ‘Siyasi’ bulmuşlar…

TFF yöneticilerine bir tavsiyem var:

Ne zaman ki bu insanları ‘sosyal’ olarak değerlendirirsiniz, işte o zaman onların ruhlarına dokunabilirsiniz… Ve işte o zaman anlarsınız… Neden İngiltere’deki bulvar gazetesinin bile sizinle dalga geçtiğini…

“Cesur adam korkmayan değil, korkusunu fethedendir”

Nelson MANDELA

“Bütün ümidim gençliktedir”

Mustafa Kemal ATATÜRK