BAYAN MİLLİ SPORU OLMA YOLUNDA: Yoga ve Pilates

Günümüzde her sokakta bir yoga/pilates stüdyosuna rastlamak mümkün, tanıdığınız her beş kişiden biri ise bu konuda ders veriyor… Bu yükselen trend kadınlar arasında nasıl popüler oldu? Bu yükselişten hangi sektörler etkilendi? En önemlisi siz de bu trendin içinde yer almadan önce nelere dikkat etmelisiniz?

İdil HAZAN KOHEN Spor
4 Aralık 2013 Çarşamba

Son iki senedir yakında geçeceğini düşündüğüm ancak sürekli artan bir heves ile en popüler mesleklerden biri haline gelen yoga ve pilates hocalığından bahsetmek istiyorum biraz.

Bundan on beş sene öncesine kadar tümünü sadece aerobik olarak tabir ettiğimiz spor dalı, nadir bulunan jimnastik salonlarını tek tük doldurabilen bayanların daha çok kilo vermek amacıyla uyguladığı bir spordu. Dizilerin ve yabancı kanallardan kopya yetenek show’larının tüm kanalları istila etmediği o dönemlerde, bayanları hatta erkekleri bile bu spora biraz daha ısındırmak amaçlı gece aerobik egzersizleri yapan ‘Yasemin’ adlı program vardı o zamanlar. Seyredenler bilir; ince külotlu çorabının üzerine giydiği uzun kollu jimnastik mayosuna benzer bir spor kıyafeti ile programa çıkan ve yaklaşık bir saat boyunca jimnastik hareketleri yapan Yasemin, etrafımızda bildiğimiz tek jimnastik hocasıydı diyebiliriz. Bu program her ne kadar baylar arasında çok tutmuşsa da, bayanlardan yedikleri azar dışında spor anlamında çok da yandaş edinemedi. 

Ne olduysa şu son birkaç senede oldu. Özellikle büyük şehirlerde yoğun iş temposu sonrası akşam birkaç saate sığdırılmaya çalışılan hayatlar en sonunda insanları bezdirmiş, kendileri için bir şeyler yapmaya zorlamıştı. Bu aşamada spor ve spor salonları oldukça öne çıktı. Sadece spor değil sosyal bir alan da yaratan spor salonları gördüğü ilgi üzerine sayıca artmakla kalmayıp daha lüks, daha büyük ve daha trend sporlarla çıkmaya başladı karşımıza. Pilates ve yoga da bunların en başında gelen, her stüdyo ve spor salonunun demirbaş dersi olarak yerini aldı. Kelime haznemize ‘mat, yoga topu, reformer’ gibi kelimeler eklendi.

Yavaş yavaş spora alışan ve kendini keşfeden birçok bay ve bayan bu konuya daha fazla eğilmeye başlamış, özel trainer, eğitim ve sertifikalar derken kendi stüdyolarını açmaya ya da spor salonlarında eğitim vermeye başladılar. İşin ilginç yanı, özellikle bunu meslek edinen bayanların sosyo-ekonomik düzeyi oldukça yüksek olan, en iyi üniversitelerden mezun olmuş, yurt dışında mastırını tamamlamış, kurumsal şirketlerde çalışmış ve bu hayattan bıkıp kendine yönelen insanlardan; ya da tam tersi yine ekonomik düzeyi oldukça yerinde olup, çalışmaya ihtiyaç duymayan, evde sıkılan, sosyal bir ortam isteyen, reiki, nefes, bioenerji derken üzerine zen ideolojisi serpiştirilmiş her türlü yeni trendi deneyerek iç bütünlüğünü bulmaya çalışan bayanlardan oluşuyor olması.

Günümüzde saptığımız her sokakta bir yoga/fitness/pilates stüdyosuna rastlamak mümkün iken, tanıdığınız her beş insandan birinin de bu konuda ders veriyor olması hiç de şaşırtıcı değil. Özellikle büyük şehirlerde haftada bir ya da iki kere bu sporu yapmayanı dövüyorlar desek yeri.

Bu yükselen trend’den sağlık kuruluşları da nasibine düşeni aldı. Nitekim bu işi çok ciddiye alıp düzgün bir eğitim alanlar, beden eğitimi mezunları, fizyoterapi geçmişine sahip bilinçli hocaların yanı sıra sadece esnekliğini keşfedip, basit bir kurs sonrası eğitim vermeye kalkışanların sayısı arttıkça, boyun ve bel fıtıkları ile hastane kapılarını zorlayan mağdurların sayısı da aynı oranda artmış durumda. O yüzden “herkes gidiyorsa iyidir” mantığıyla hareket etmeyip alacalı bulacalı tabelalara kanmadan önce bir spor eğitimi geçmişi taraması yapmanız şiddetle tavsiye edilir.

Bu yükselen trend karşısında en çok yüzü gülen ne daha fit görünen bayanlar, ne enerjisi kalmadığı için eşlerinden daha az dırdır çeken baylar, ne de sağlık sektörü oldu aslında.  Zafer bayrağını göğüsleyen yine moda sektörü oldu.

 Eski bir Nike çalışanı olarak bu spor dalının markalar arasında da oldukça yerleştiğini söyleyebilirim. Nitekim birkaç sene önce ürettirdiğimiz ürünler sadece ‘sports bra’ ya da ‘women pants’ şeklinde kodlanırken şimdi ‘yoga pants’, ‘pilates top’ olarak etiketleniyor. Yoga yaparken sıklıkla tercih edilen pazardan alma penye siyah taytların yerini ise birbirinden canlı renkler, özel ve esnek kumaşlar, hava aldıran materyallerden oluşan, gece bile giyip rahatlıkla bir bara gidebilen oldukça gösterişli ürünler aldı. Özellikle bu kadar bayanı bir araya getiren bir spor dalının modadan pek de uzak kalması beklenemezdi zaten...

Trend bu şekilde devam ettiği sürece, nedeni ne olursa olsun ve kim ne şekilde yaparsa yapsın, geleneksel Türk kadınının alışagelmiş çay bardağı figürünün yerini rakı bardağına bırakması çok da uzun sürmeyecektir...