Yoksa siz hala Spotify’lılaştıramadıklarımızdan mısınız?

2006 yılında Stokholm’den çıkan Spotify adındaki girişim, Apple’ın müzik endüstrisinde yarattığı değişime eşit derecede önemli olabilecek farklı bir yaklaşım getirdi. Büyük plak şirketleri ile telif anlaşması yapan firma, şirketlerin bünyesinde bulunan tüm şarkıları ücretsiz olarak, şarkıların arasında yayınlayacağı reklamların yaratacağı gelirle yaşamak üzere piyasaya çıkıyordu. 2011´de girdiği Amerika´da çok kısa sürede oldukça önemli bir pazar payına ulaşan Spotify, eylül itibarı ile Türkiye’de de aktif

Aydın BOLKAR Teknoloji
20 Kasım 2013 Çarşamba

2001 senesinde Apple’ın ilk iPod cihazını piyasaya sürmesi sonrasında iTunes ile müzik piyasasının kökünden değiştiğine hepimiz şahit olduk. O tarihe kadar CD’ler ile albüm almaya veya daha kötüsü İnternet’ten yasadışı mp3 formatında müzik indirmeye yönlendirilen tüketicilere 0,99 USD karşılığında şarkı satışı yapma fikri kimileri tarafından kabul görmemişti.

Bugün geldiğimiz noktada, müzik endüstrisi tamamen değişti.

Albüm çıkaran sanatçı neredeyse yok denecek kadar azaldı. Çıkan albümler ya ‘Best of’, ya da ‘Tribute’ adı verilen, ünlü bir sanatçının, yılların birikimi ile oluşturduğu repertuarın popüler sanatçılar tarafından icra edildiği albümler halini aldı. Single, mini single, maxi single adı verilen, farklı şekillerde remix yapılan şarkıların oluşturduğu yapılar piyasada yer almaya başladı.

2006 senesinde Stokholm’den çıkan Spotify adındaki girişim, Apple’ın müzik endüstrisinde yarattığı değişime eşit derecede önemli olabilecek farklı bir yaklaşım getirdi. Buna göre, tüm büyük plak şirketleri ile telif anlaşması yapan firma, şirketlerin bünyesinde bulunan tüm şarkıları ücretsiz olarak, şarkıların arasında yayınlayacağı reklamların yaratacağı gelirle yaşamak üzere piyasaya çıkıyordu. İnternet üzerinden stream edilerek dinlenen bu müzik yapısına talep muazzam oldu ve Spotify 2008’de İngiltere’de piyasaya çıktıktan sonra adeta uçuşa geçti.

İki ufak pürüz vardı. Birincisi, reklama dayanan gelir modeli çoğu zaman radyolarla karşılaştırıldığı için rağbet görmüyordu, ikinci problem ise müzikler yalnızca İnternet’e bağlı iken ve bilgisayar üzerinden dinleniyordu.

2006 yılında iTunes’un değiştirdiği anlayışa farklı bir bakış kazandıran Spotify’a büyük destek 2009 yılında girdiği mobil pazardan geldi. Değişik zamanlarda, değişik ülkelerde yayına aldığı ‘limitsiz’ hesaplar ile reklamsız ve İnternet’in olmadığı ortamlarda da müzik dinlenmesine olanak sağlayan bir yapıya kavuşan Spotify, gelir modelinde çok önemli bir aşama kaydetti.

2011 senesinde girdiği Amerika piyasasında çok kısa sürede oldukça önemli bir Pazar payına ulaşan Spotify, 24 Eylül 2013 itibarı ile Türkiye’de de aktif hale geldi. Amerika’da 9,99 USD, İngiltere’de 9,99 Pound karşılığında sunulan ‘limitsiz – premium’ hizmeti, Türkiye’de yarı fiyatına 9,99 TL aylık bedelle sunuldu.

Spotify, içinde barındırdığı sosyal özellikler ve akıllı tavsiye mekanizması sayesinde arkadaşlarınızın müzik zevklerinden size uyanları bulabileceğiniz, sevdiğiniz sanatçılara benzer müzikler yapan farklı sanatçıları keşfedebileceğiniz, farklı durumlar için (örneğin, araba kullanırken, spor yaparken vb.) oluşturulmuş playlist’lerin bulunduğu dört dörtlük bir abonelik.

Deneyin, pişman olmayacaksınız…