Suriye için değer mi?

Suriye’deki iç savaş neredeyse tüm sene gündemin en önemli maddelerinden biriydi. Ağustos ayı içerisinde kimyasal silah kullanıldığının ortaya çıkmasıyla üç yıldır yaşanmakta olan iç savaş, bir anda dünya gündeminin en önemli maddesi haline geldi.

Alber NASİ Köşe Yazısı
11 Eylül 2013 Çarşamba

Nispeten olaysız geçen bir yazın ardından, gündemin en önemli konusu hiç şüphesiz Suriye ve kimyasal silah kullanımı oldu.

Suriye’deki iç savaş neredeyse tüm sene gündemin en önemli maddelerinden biriydi. Ağustos ayı içerisinde kimyasal silah kullanıldığının ortaya çıkmasıyla üç yıldır yaşanmakta olan iç savaş, bir anda dünya gündeminin en önemli maddesi haline geldi.

Bu noktadan sonra, o ana kadar kararsız ve çekimser olan bazı ülkeler (bunların başında ABD geliyor) Suriye’ye operasyon uygulanması gerektiğine karar verdiler.

Her şeyden önce ilk sorulacak soru şu olmalı; Esad’a bağlı güçler gerçekten kimyasal kullandı mı?

Olaya mantıksal çerçeveden bakıldığında bu pek olası görünmüyor. Esad’ın insan haklarına pek önem verdiği söylenemez ancak bulguları rahatlıkla tespit edilebilecek bir kimyasal saldırıya girişmesi pek de akıllıca sayılmaz. Esad, kimyasal silah kullanımının uluslararası kamuoyunun sert tepkisini çekeceğini gayet iyi bilir.

Muhaliflerin bu tip silahları kullanması ise çok daha vahim soruları gündeme getiriyor. Kimyasal silahları muhalifler nasıl elde etti? Muhaliflere yardım eden ülkelerin yardım anlayışı bu mu? 

Obama yönetiminin başa geçtiği günden itibaren dış politikada sergilediği pasif tavrını Suriye sorununda belli belirsiz bir kararsızlıkla devam ettirmekte. Karar verme yetkisinde olmasına rağmen Suriye’ye düzenlenecek bir operasyon için Kongre’nin desteğini istemekte.

Obama’nın açıkladığı üzere yapmayı planladığı gibi sınırlı bir operasyon bu soruna bir çözüm yaratmayacağı gibi, uluslararası dengeleri de tamamen bozacağı söylenebilir. Obama’nın müdahaleye destek arayışına karşın Rusya Devlet Başkanı Putin son olarak Suriye’ye desteklerinin devam edeceğini açıkladı.

ABD ve müttefiklerinin yapacağı bir hava saldırısı bu koşullar altında Esad’ı devirmeye yetmez. Esad’ın hali hazırda Suriye açıklarında seyreden Rus donanmasına ait bir gemide saklandığı ise perde arkası dedikoduları arasında. ABD uçakları Rus savaş gemilerine saldırmayı göze alamayacağına göre, bu durumda Esad’ın devrilmesi pek olası gözükmüyor.

Diğer yandan Suriye’nin aşılamaması İran’ı daha da umutlandıracak. Kimyasal silah kullanan Suriye’yi bile aşamayan ABD’nin nükleer silah üretirse İran’a müdahale yapmasını imkânsızlaştıracak.

Obama’nın planladığı gibi bir operasyonun amacı, kimilerinin iddia ettiği gibi, İsrail’i korumaya yönelik olamaz. İsrail, Suriye içindeki iç savaştan en fazla memnuniyet duyan ülke olsa gerek. Esad’ın uğraşması gereken bir savaş varken, Hizbullah’a yardım etmesi beklenemez. Kaldı ki Hizbullah kendi varlığı için vazgeçilmez olan Esad yönetimini korumak için savaştayken, İsrail ile uğraşması da pek beklenemez. Oysa Suriye’ye bir operasyon düzenlenmesi halinde Suriye’nin ilk saldıracağı ülke İsrail’dir. İkincisi ise Türkiye.

Sevsek de sevmesek de Suriye’nin sırtı sağlam. Suriye’ye karşı girişilecek bir operasyon Ortadoğu’daki tüm dengeleri değiştirmeye aday. Bu aşamada bu durum göze alınacak gibi durmuyor.

Tabiri caizse zaten yan çizen Obama, ne yapar eder bir şekilde cayar, bu operasyon da yatar...