Suriye çıkmazı

Alber NASİ Köşe Yazısı 0 yorum
29 Mayıs 2013 Çarşamba

Bir önceki yazımda Suriye’ye uluslararası güçlerin katıldığı bir operasyon yapılmayacağı konusunda fikrimi belirtmiştim. Gelişmeler bu fikrimi desteklerken diğer yandan, neredeyse tüm uluslararası oyuncular Suriye’de aktif.

Bir yandan Rusya, Esad yönetimine S-300 füzeleri satma konusunda kararsızken diğer yandan İngiltere ve Fransa muhaliflere silah satışını engelleyen AB yasasını delme peşinde. Bu konuda da başarılı olmuşa benziyorlar. AB, iki sene önce aldığı Suriye’ye silah satmama kararını tekrar uzatmadı.

Üye ülkeler Suriye muhalefetine silah satabileceği gibi bazı üyelerin Esad yönetimine de silah satacağından kuşku dahi duymamak gerek. Hatta silah satan ülkenin her iki tarafa birden silah satacağına bile şahit olabiliriz.  Zaten AB için Suriye’ye silah satışının ardında yatan gerçek herhangi bir grubun etkin olması çabasından ziyade silah satarak para kazanmak. 

Hizbullah açıkça ve samimi bir şekilde Esad’ı desteklerken,  açıklamalarında mevcudiyetinin Esad rejimine bağlı olduğunu itiraf etti. Suriye ile İsrail’in neden barış yapamadığına, barışı engelleyenin İsrail olmadığının itirafı gibi bir durum da mevzu bahis tabii. İlginç olan Hizbullah’taki köktendinci korkusu. Lübnan ise Hizbullah’ın açıklamasına bombayla cevap verdi.

Lübnan’ın kaygısı ise muhalifleri desteklemekten çok taraf görünme korkusu tabi.  

Suriye’deki iç çekişmenin diğer iki tarafı ise Türkiye ile İran. İran, Davutoğlu’nu ve Türkiye politikalarını son derece sert bir şekilde eleştirdi. İran ve Türkiye’nin Suriye konusunda tam aksi fikirde olması hiç de şaşırtıcı değil. Yakın gelecekte Türkiye ve İran’ın daha da fazla konuda fikir çatışmasına düşeceğini anlamak hiç de zor değil.  

Suriye’de bir yandan Esad toplu kıyımlara hazırlanırken, diğer yandan genel korku Hizbullah’ın korkusuyla aynı. Genel kanı Suriye’nin Esad sonrasına hazır olmadığı aşırı uçların yönetime gelerek ülkeyi daha karanlık bir döneme sürükleyeceği yönünde.

Ancak, taraflar yakın gelecekte kötülerden iyisini seçmek zorunda kalacak.

***

Türkiye gündemine oturan ve alkol içeren içeceklerin satışıyla ilgili çıkan kanunla ilgili de bir iki kelime yazmak istiyorum.

Evet, alkollü içecekler sağlığa zararlıdır. Ve tüketilmemesi insan sağlığı için daha doğru olur. Ancak alkol kadar, gerek toplumlara, gerek sağlık sistemine, gerek insan sağlığına zararlı başka bir madde daha var; o da şeker. Hatta alkolün zararlı olmasının başlıca sebebi içinde bulunan şeker. Şekerin insan sağlığına zararları defalarca ispatlanmış. Örnek vermek gerekirse İngiltere’de okul kantinlerinde satılan şekerli ve kolalı içeceklere limit getirilmiş. Acaba şeker tüketimini engelleyen bir yasa ne zaman çıkar?

1 Yorum