İsrail´in Suriye saldırısının ardından

İsrail, Suriye konusunda kırmızı çizgisinden ödün vermedi

Selin SEVİNDİREN Dünya
8 Mayıs 2013 Çarşamba

Geçtiğimiz cuma ve pazar sabaha karşı yapılan hava saldırılarıyla İsrail, bir kez daha Suriye konusundaki kırmızı çizgisinin net olduğu mesajını verdi. İsrail defalarca Suriye’nin elindeki gelişmiş silahların Hizbullah’ın eline geçmesine izin vermeyeceklerini söylemişti. İsrail ordusunun doğrulamadığı, Şam yakınlarına yapılan saldırılarda hedef, Suriye’nin elit askeri birliği ‘Cumhuriyet muhafızları’ üssü, İran’dan Hizbullah’a teslim edilmek üzere gelen Fetih 110 uzun menzilli füzelerin bulunduğu depolar ve Camraya’daki kimyasal silah araştırma merkeziydi. Tesis ocak ayında da İsrail füzelerinin hedefi olmuştu. Son gelen bilgiye göre İsrail’in, Şam’ı hava saldırılarına karşı koruması gereken Rus yapımı BUK uçaksavar bataryalarını da vurduğu bildirildi. Suriye yetkililerince başkanlık sarayına yakın bir mesafede konuşlanmış askeri üste yüzlerce askerin öldüğü ve yaralandığı belirtildi.

Pazar günü açıklama yapan Suriye Dışişleri Bakanı Faysal el-Mikdad İsrail’in bu saldırılarla kendilerine savaş ilan etmiş olduğunu söylerken Enformasyon Bakanı Umran el-Zubi, İsrail’in Suriye’de Esad rejimini devirmeye çalışan El Kaide dâhil terörist hücrelerle işbirliği yaptığını ve misilleme yapmak için her tür seçeneğin masada olduğunu belirtti. Pazartesi günü bu söylemleri tekrarlayan Devlet Başkanı Beşar Esad, Moskova ve Washington’a saldırılara bir yenisinin eklenmesi durumunda İsrail’e haber vermeden füzelerle karşılık vereceklerini iletti. Ayrıca Suriye, BM’ye yolladığı bir mektupla topraklarını ve egemenliğini korumak adına her tür hakkı olduğunu söyledi ve BM’den İsrail’in saldırganlığına bir son vermesini istedi.

Lübnan’da Hizbullah yanlısı bir TV kanalında Suriye’nin füzelerini İsrail yönünde konuşlandırdığı iddia edildi.

Ancak Hizbullah’ın güney Lübnan’daki terör hücrelerine İsrail’i vurma emrini verebilme ihtimaline karşılık İsrail’in kuzeyinde yaşayan halka dikkatli olmaları söylendi. Bu bağlamda Sfat ve Hayfa şehirlerine iki adet Demir Kubbe füzesavarı yerleştirildi ve önlem olarak perşembe gününden itibaren kuzeydeki hava sahası her tür uçuşa kapatıldı. Gaz maskesi satışları hafta sonu dörde katlandı.

 

En sert tepki İran’dan

 Batı, İsrail haklı derken İran dışında Doğu’nun tepkisi büyük olmadı

 

İran saldırıların ardından Suriye’nin İsrail’e ezici bir karşılık vereceğinden şüphesi olmadığını ve Şii rejimin müttefikinin askerlerine her türlü eğitim desteğini vereceğini açıkladı. İran Ordusu Kara Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Ahmed Rıza Purdestan, “Suriye’nin kendini savunacak güçlü bir ordusu var. Fakat biz dost ve Müslüman bir ülke olarak Suriye’nin yanındayız ve eğitim için bir gereksinim duyarlarsa yardıma hazırız,” açıklamasında bulundu.

Arap Birliği, İsrail saldırılarının sonlandırılması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni göreve çağırdı.  Yazılı açıklamada, Suriye’yi hedef alan askeri saldırıların ciddi sonuçlara yol açacağı ve ülkede yaşanan karmaşık durumu daha da içinden çıkılmaz hale dönüştüreceği uyarısında bulunuldu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da saldırıyı ‘kabul edilemez’ olarak niteledi ve “Operasyonu haklı gösterecek hiçbir mazeret yoktur,” dedi.

Mısır Devlet Başkanı Muhammed Mursi de saldırının uluslararası yasaları ihlal ettiğini belirtti fakat yapılan açıklamada Suriye ordusunun kendi halkının kanını dökmesine şiddetle karşı çıkıldığı hatırlatıldı. Lübnan Dışişleri Bakanı Adnan Mansur da saldırıyı ve uluslararası toplumun sessizliğini kınadı. Pazartesi günü durum değerlendirmesi yapan Rusya Dışişleri Bakanı Alexander Lukashevich askeri çatışmaların bir tek Suriye’yi değil Lübnan başta olmak üzere tüm bölgenin istikrarını bozacağını ve 2006’dan beri nispeten sakin olan İsrail-Lübnan sınırını da etkileyeceğini belirtti.

 

İsrail savaş öngörmüyor

İsrail yetkilileri ve başta Çin gezisini ertelemeyen Başbakan Binyamin Netanyahu, Suriye’den ivedi bir karşılık gelmesini beklemiyor ve tansiyonu tırmandırmamak için açıklama yapmaktan çekiniyor. Yine Suriye’den askeri bir yanıt gelmesini önlemek adına İsrail’in Suriye hava sahasına girmediği ve Lübnan hava sahasını kullandığının altı özellikle çiziliyor.

İsrail saldırıyı özellikle üstlenmekten kaçınırken, uluslararası tepkilerin hafifliğinden memnun kaldı. ABD Başkanı Barack Obama ve İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, İsrail’in Hizbullah’ın eline geçirilecek silahlara karşı saldırı hakkı olduğunu söyledi. Çin güç kullanımına karşı olduklarını ve her ülkenin egemenliğine saygı gösterilmesi gerektiğini belirtmekle yetindi. İsrail resmi sessizliğini korumaya devam ederken Esad’a asıl amacının yalnızca İran’ın gelişmiş silahların Hizbullah’ın eline geçmesini engellemek olduğunu ve kesinlikle Suriye’nin iç savaşına müdahale etmek gibi bir niyeti olmadığını göstermek istiyor. İsrailli yetkililer Suriye’nin misilleme yapmasını beklememesine rağmen ihtimal dışı da bırakmıyor.

 

BM: Kimyasal silahı ordu değil, isyancılar kullandı

BM Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu, Suriye’ye komşu ülkelerde kurbanlarla ve doktorlarla yaptığı görüşmeler sonunda, insanın felç geçirmesine sebep olan ve öldürücü nitelikteki sarin gazının isyancılar tarafından kullanıldığı sonucuna vardı. Komite Başkanı Carla Del Ponte, Suriye hükümetinin kimyasal silah kullandığına dair bir kanıt ise bulamadıklarını söyledi. Özgür Suriye Ordusu Sözcüsü Louay Almokdad konvansiyonel olmayan bu tarz silahları kullanmak için özel savaş başlıklı füzelere sahip olmadıklarını ve tek arzularının ülkeye demokrasi getirmek olduğunu söyleyerek suçlamayı reddetti.

Cenevre merkezli bağımsız denetleme komisyonu, BM Genel Kurul Sekreteri Ban Ki-moon’un Suriye ordusunun kimyasal silah kullanıp kullanmadığını araştıran takımından ayrı bir araştırma yürütüyor.

 

Amerikan halkından Obama’ya net mesaj

1 Mayıs’ta açıklanan 519 Amerikalının katıldığı Reuters/Ipsos anket sonuçlarına göre Amerikan halkının yüzde 61’i Suriye’ye müdahalede bulunulmasını istemezken yüzde 10’u müdahaleden yana. Soruya Suriye kimyasal silah kullanırsa diye eklendiğinde müdahaleden yana olanların oranı yüzde 27 ile yine de sınırlı kalıyor. Yüzde 44 hâlâ fikrini değiştirmiyor ve müdahaleye karşı çıkıyor. Obama Suriye’nin iç savaşına çekilmek istemediğinin sinyallerini veriyor ancak, askeri harekât seçeneğini masada tutuyor.