Bu yazı, içindeki kadını arayan kadınlara yazılmıştır…

“Çocuk da yaparım kariyer de” ile başlayarak; maddi gücünü kazanıp yürümediğini düşünen evliliklerine son vererek ya da evin maddi yükümlülüklerini üstlenerek; içinde gittikçe artan “ben yaparım, kimseye ihtiyacım yok” duygusunu deneyimleyerek ve sonunda her durum ve ortamda “ben yaparım” dürtüsüyle yapılacak her şeyi üstlenerek içindeki kadını gittikçe kaybeden kadınlara bir yazı bu…

Violet ALALOF Köşe Yazısı
13 Mart 2013 Çarşamba

Çocuk da yaparım kariyer de” ile başlayarak; maddi gücünü kazanıp yürümediğini düşünen evliliklerine son vererek ya da evin maddi yükümlülüklerini üstlenerek; içinde gittikçe artan “ben yaparım, kimseye ihtiyacım yok” duygusunu deneyimleyerek ve sonunda her durum ve ortamda “ben yaparım” dürtüsüyle yapılacak her şeyi üstlenerek içindeki kadını gittikçe kaybeden kadınlara bir yazı bu…

Eğer siz de bu kadınlardan biri iseniz lütfen kulak verin:

Her “ben yaparım” dürtüsünü hissettiğinizde ve yapma eylemine geçtiğinizde içinizdeki erkek enerjisini biraz daha besliyorsunuz. Hepimizin içinde, kadın erkek ayırımsız olmak üzere, eril ve dişi enerji vardır ve dengede olmayı bekler. “Ben yaparım” tutumunda olan kadınlar ise önce şartların gerektirmesinden sonra ise alışkanlık haline gelmesinden ve aslında her şeyi yapabildiğini görmenin verdiği haz ile içlerindeki erkek enerjisini sürekli beslerler. Dişi enerji gittikçe azalır ve denge bozulur.

Ve bir gün artık üzerindeki sorumluluk altında yeterince ezildiğini gören; bir zamanlar egosunu iyice besleyen yapabilme gücünü görmesinden artık eskisi kadar zevk almadığını gören; içindeki yumuşak, şefkatli, koruyucu kadını hissetmek ve “kadın gibi kadın” olmak isteyen; etrafında “adam gibi adam”ı görmek isteyen; bir zamanlar dudak büktüğü ev işlerine, yemek pişirmeye, çocuklara bakmaya, evinde oturmaya özlem duymaya başlayan kadın bu oyunun içinden çıkmak ister. İster de nasıl?

O ‘yaptıkça’ etrafında ‘yapmayan’ ya da ‘yapabilme gücünden uzak’ erkeklerle çevrili olduğunu görür. Bu insanları bu süreç içinde hayatına kendisinin çektiğinin farkında mıdır acaba? Bir zamanlar eğer fırsat verilseydi ‘yapacak’ olan erkeklerin gücünü de aldığının farkında mıdır acaba?

Bu noktada işe küçük adımlarla başlamak gerekir. Tamirci lazım “ben yaparım!”; çocukları basketbola götürmek lazım “ben yaparım!”; bu ay tatile çıkmayı ayarlamak lazım “ben yaparım!”; para yatırılacak  “ben yaparım!” gibi hissettiğiniz durumlarda içinizdeki o sese “DUR!!!” deyin. Artık o erkek enerjisini beslemeyin. Tutun kendinizi, yapabilecek olduğunuzu bilseniz de yapmayın! Bırakın ‘yapması gerekenler’ ‘yapmaları gereken’ şeyleri yapsınlar! Siz yapmazsanız kimse yapmaz mı? Değişimin kolay olduğunu kimse söylemedi! Siz değişimi ne kadar istiyorsunuz? O zaman önce kendiniz değişmekle işe başlayacaksınız. Değişin ki etrafınız da değişsin!

Yetmedi mi kendinize her defasında aynı anda çok şey yapabileceğinizi ve hepsini de çok iyi yapabileceğinizi kanıtlamak? Daha ne kadar kanıta ihtiyacınız var? Yetmedi mi etrafınızdaki erkeklerin de gücünü üstlenmek? Yetmedi mi o erkeklerin de kendini yetersiz hissetmesini sağlamak ve ayrıca kendi kadınlığınızdan uzaklaşmak?

Durun ve herkese kendi gücünü iade edin. İlk başlarda bu değişim herkeste gerginlik yaratabilir. Etrafınızdakiler kendi güçlerini geri almak istemeyebilir ancak sonuç her zaman herkes için çok hayırlı olacaktır.

Siz de içinizdeki dengeye ulaşın artık! Kendi kadınlığınıza kavuşun artık!