‘Ah ah gitti Papa...’

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
13 Şubat 2013 Çarşamba

Geçenlerde eşim, ‘Berlin Filarmoni’yi izlemek ister misin?’ diye sorunca, ‘elbette’ dedim. Gerçi aklım New York Filarmoni’deydi. Ama iyi yerlerin fiyatları ‘uçuyor’. Bari Berlin Filarmoni’yi en önden dinleme şansımız vardı. Cumartesi gecesi CRR Konser Salonu’na girince hayal kırıklığına uğradım. Sahnede sadece dört iskemle duruyordu; orkestranın gerisi neredeydi? Elimdeki broşüre bakınca, ‘The Philharmonia Quartet Berlin’ başlığını gördüm. Meğer söz konusu  dörtlü, 1984’te Berlin Filarmoni Orkestrası’nın yaylı sazlar grup şefleri tarafından kurulmuş. Ünlü keman virtüözü Yehudi Menuhin, Quartet için; “Müziği her zaman sizin çaldığınız gibi duymak isterim” yorumunu okuyunca can kulağıyla dinlemeye hazırlandım. Yaşamın her alanında önyargılı olmamaya çalıştım. Ama insanoğlu bu konuda çok başarılı değil galiba. Konseri arkadaşlarımızla büyük keyfle izledik. On dakika arada, birkaç tanıdık simayla selamlaştım. CRR’ye gelen müziksever kitle genelde, ‘görünmek’ için değil ‘dinlemek’ için gelenlerdir. Ve ne yazık ki, CRR’nin yıllık programında önceleri kadar nitelikli ‘Batı müziği’ yer almıyor. Dolayısıyla olanları değerlendirmek lazım.

***

Dikkat ediyorum, zaman içerisinde aile bireyleri gerek fiziksel gerekse zihinsel açıdan birbirlerine benzemeye başlıyor. Bu herkes için geçerli. Bizim ailede annem anneannemin; ben annemin; oğlum babasının bazı huylarını alırken, rahmetli babamı tanıyanlar sokakta kardeşimi gördüklerinde, “Aman Allahım aynı Albert” diyorlar. Bunlar her zaman hoşa giden benzetmeler değil tabi. Yaşlar ilerledikçe ebeveynlerden bize geçen huylar da en iyileri değil. Örnek vermek gerekirse, anneme birinin vefatını söylediğim zamanlar öyle bir iç çeker ki, kendisine birşey olacak diye ödüm kopar. Bunun bir benzerini geçen gün oğlumla yaşadım. Televizyonda akşam haberlerinde Papa’nın istifa haberi veriliyordu. “Ah ah gitti Papa, neler olacak şimdi?” deyiverdim. Oğlum da, “Anne iyi misin, duyan da her gün 16. Benedikt’le sohbet ediyordun zannedecek; sakinleşsene,” yorumunu yaptı. O anda annemi düşündüm, sanki bir kısır döngü.

Gene de Papa 16. Benedikt döneminde, daha önce kimsenin cesaret etmediği aşamalara gelindi. Ayrıca Papa, CRR’de izlediğim Berlin Philharmonia Quartet’i bir performans sunması için bizden önce Vatikan’a davet etmişti.

Gelen gideni aratmasın...