2013 CES: Teknolojinin mabedinden notlar

Her yılın Ocak ayın ilk iki haftası tüm teknoloji meraklılarının gözü Las Vegas’da yapılan CES Fuarı’na döner ve tam anlamıyla insanlar bu fuarla yatıp kalkarlar. 2010 ve 2011 senelerinde bu fuarı yerinde ziyaret etmiş biri olarak, gerçekten dünyada eşi görülmeyecek bir coşku, bilgi yoğunluğu, yenilik bombardımanı ve teknolojinin kalbini temsil eden bir organizasyon olduğunu söyleyebilirim.

Aydın BOLKAR Teknoloji
16 Ocak 2013 Çarşamba

İnanılmaz sayıdaki ziyaretçisine rağmen, muazzam bir düzen, şaşmayan konferans başlangıç saatleri, ucu bucağı gözükmeyen kuyrukları ile de bu organizasyon, dünyadaki tüm organizatörler için bir ders niteliği olma özelliğini taşıyor.

2012 ve 2013’de fuarı yerinde ziyaret etme şansını elde edemedim. Ancak, fuara gittiğim senelerde de dört günlük sürede her bir noktasını gezdiğimi sandığım uçsuz bucaksız salonların en ücra köşelerine saklanmış yaratıcı fikirleri ortaya çıkaran ve şovun nabzını en iyi şekilde tuttuğunu düşündüğüm bazı yabancı haber portallarından 2013’e damgasını vurması beklenen ve ilk kez görücüye çıkan bir takım ürünleri sizlere bu yazımda tanıtmak istiyorum.

Öyle bir teknoloji şovu düşünün ki, bu dünyanın en büyükleri Google, Apple ve Microsoft’un standları yok, ama ürünleri ve ürünleri için üretilen ekosistemin bileşenleri neredeyse fuarın tamamını oluşturuyor…

Full HD Out - 4K In

Başını Apple’ın çektiği ve ekran dünyasında çığır açan ‘Retina Display’ olarak adlandırılan teknoloji ile yaklaşık 25 santimetre boyunda bir ekrana, evlerimizin baş köşesine çok değil 2-3 yıl önce yerleşen ‘Full HD’ televizyonlardan neredeyse yüzde 90 daha fazla piksel yerleştirmeyi başarıp gözün ayırt edemeyeceği netlikte resimler göstermeyi mümkün kılınca televizyon üreticileri de boş durmadılar. 4K adı verilen ve Full HD televizyonlardan tam dört kat daha net ve detaylı görüntü sunan televizyonlar, CES fuarının TV tarafındaki en büyük yeniliği idi. Anlam kazanması için 55 inch üzeri boyutlarda sunulan bu teknoloji şu an için el yakan fiyatlarla sunulsa da, üretimin artması ile fiyatların hızla düşeceğini tahmin etmek zor değil. İş yine bu kalitedeki görüntüyü sunabilen içeriğin taşınması ve aktarılması tarafında soru işaretine bırakıyor kendini. Kim bilir, belki Blu-Ray diskler hiç kazanamadıkları prestijlerini bu kez kazanma şansını elde ederler. Internet’den indirmeyi planladığımız filmler içinse bu daha büyük sabit disk ve daha hızlı İnternet ihtiyacı demek…

3 boyutlu televizyonlar ise istenen başarıyı bir türlü yakalayamadı. Buradaki en önemli nedenin kullanılması halen şart olan gözlükler ve içerik eksikliği olduğunu düşünüyorum. İnsanoğlu 50 yılı aşkın süredir iki boyutlu seyretmeye alıştığı televizyona derinlik boyutunu eklemeyi inatla reddediyor. Bakalım spor müsabakaları, özellikle futbol ve basketbol maçları yayıncıları ile büyük Hollywood stüdyoları, tüketicileri sinema salonlarından sonra evlerinde de komik gözlüklerle ekrana sabit aynı açıdan bakarak seyretmeye ikna edebilecekler mi?

Fitbit Flex - Bileğinizdeki Fitness Koçunuz

İlk örnekleri iPod’un zamanında Nike ile yaptığı işbirliği sonucu çıkan ve belirli Nike marka ayakkabıların tabanına yerleştirilen ufak cihazların iPod ve sonrasında iPhone ile haberleşerek kullanıcının kat ettiği mesafeyi ölçmesine yardımcı olmasının üzerinden çok zaman geçti.

İlk örnekleri bu köşede farklı ürünlerini okuduğunuz Jawbone firmasının UP adlı ürünü olan ve sürekli kol bileğinde taşınan kauçuk bileklikle tüm aktivitelerin gerçek zamanlıya yakın bir şekilde incelendiği ürünler çok revaçta. Bu ürünler sayesinde tüm fiziksel aktivitenizi ve uyku düzeninizi bir Excel tablosunda gün be gün takip ederek tavsiyeler almak ve buna göre daha aktif bir hayata adım atmanız mümkün.

Bu ürünler arasında en yenilikçi olanı ve bir çok teknoloji blogu tarafından takdir edilen ürün ise Fitbit firmasının Flex ürünü. İlkbahar aylarında piyasaya çıkacak olan bileklik ile tamamen gerçek zamanlı bir şekilde daha hareketli bir hayata adım atmanız mümkün. Şirketin akıllı pazarlama politikası sayesinde diğer Fitbit kullanıcıları ile yarışarak Foursquare vb. sitelerde olduğu gibi rozetler (Badge) kazanmanız ve bu başarılarınızı tüm sosyal medya ile paylaşmanız da mümkün. Ayrıca Aria adı verilen kablosuz iletişim özelliği bulunan tartı ile de kilonuzu sürekli kontrol altında tutabilir ve cihazlarla birlikte gelen ücretsiz iPhone veya Android uygulamaları ile de yediklerinizi kontrol altında tutabilirsiniz. Tüm bu cihazların ve yazılımların maliyeti Amerika için 300 USD’nin biraz altında. Uzun süre uğraşıp diyetisyen ve spor salonları arasında mekik dokuyan kişiler için oldukça ilgin ve ucuz bir alternatif…

Üç boyutlu yazıcılar

İlk örneklerini 2010 yılında gittiğim fuarda gördüğüm üç boyutlu yazıcılar, aradan geçen zamanda başdöndürücü bir hızla geliştiler, gelişmeye devam ediyorlar. Özellikle endüstri tasarımcılarının prototip üretimleri için konsept olarak ortaya atılan bu alanın, önümüzdeki 4-5 yıllık süreçte bir çok tüketicinin evinde veya iş yerinde kendine yer bulabileceği düşünülüyor. Şu an için piyasada bulunan ve ortalama fiyatları 2.500 USD seviyesinde olan cihazlar her ne kadar evlere girmek için bir miktar uzak gözükse de, bu alandaki en çok söz sahibi olan HP, Canon, Epson, Xerox gibi devlerin yapacakları yatırımlar sektöre yön verici olacak.

Küçük bir örnek vermek gerekirse, yeni satın aldığınız cep telefonunuz için bir kılıf satın almak yerine, internetten şablonunu indirip evde kendinizin bunun plastik veya benzeri bir materyalden ‘print’ etmesi, çok ilginç bir tecrübe olabilir.

Peki, bunun dışında telefonlar, tabletler vb. bilindik cihazlar yok muydu derseniz, her ne kadar Amerika pazarında akıllı telefonlar tarafında iPhone belirgin bir üstünlüğü elinde bulunduruyor ise de Android salgınının özellikle cep telefonları tarafında hızlı büyümesi hız kesmeden devam ediyor. Tablet tarafında iPad halen zirvede yer almanın keyfini sürerken, burada Android’e büyük bir rakip de Microsoft’tan geldi. Hem cep telefonu, hem de tablet tarafında 2012 senesini bu tarafta yatırım yapmaya ayıran Microsoft’un bu konuda başarılı olup olmayacağını hep birlikte görüyor olacağız.