Naftali Bennett ve İsrail Filistin Barışı

Denis OJALVO Köşe Yazısı 0 yorum
9 Ocak 2013 Çarşamba

Kim bu Naftali Bennett?

22 Ocak 2013 tarihinde yapılacak İsrail genel seçimleri yaklaştıkça 2006-2008 yılları arasında Likud Partisi Başkanı Binyamin Netanyahu’nun 2007 yılı seçim kampanyasının kurmay başkanlığını yapmış olan Naftali Bennett’in liderliğini yaptığı HaBayit HaYehudi (Yahudi Evi)  Partisi’nin çıkarması beklenen milletvekili sayısındaki patlama, kamuoyunun dikkatinin 40 yaşındaki bu genç adamın üzerine odaklanmasına sebep oldu. Konuyu daha da ilginç yapan şey Bennett’in 2008 yılında kurulmuş olan partinin başkanlığına geleli beri sadece 2 ay geçmiş olması (6 Kasım 2012).

Naftali Bennett High-Tech Generation dediğimiz nesilden ve bünyesinde çeşitli özellikleri birleştirmeyi becermiş birisi. Kısaca zikredecek olursak:

ABD göçmeni dindar ve milliyetçi bir ailenin İsrail’de doğmuş ve dolayısıyla İbraniceyi de İngilizceyi de anadili gibi konuşabilen

Askerlik kariyerinde İsrail’in elit “Sayeret Matkal” (Genel Kurmay Keşif Birliği) biriminde hizmet vermiş, binbaşılığa yükselmiş, sıcak çatışma ve harp tecrübesi olan

Kudüs İbrani Üniversitesi Hukuk ve İş idaresi bölümleri mezunu

1999 yılında kurucularından olup başkanlığını yaptığı güvenli bankacılık bilgisayar programları üreten ‘Cyota’ şirketini 145.000.000,00 USD fiyata bir ABD şirketine satma becerisini göstermiş başarılı bir girişimci

Modern iletişim tekniklerini kullanabilmesi ve Likud Partisi bünyesinde edindiği tecrübe sayesinde özellikle İsrail-Filistin sorunu bağlamındaki siyasi mesajlarını çok sade ve pratik bir dille seçmenlere ulaştırabilmesi partisinin seçim ertesinde kurulacak olan koalisyonun önemli bir ortağı olma potansiyeline işaret ediyor.

İdeolojik duruşu

Naftali Bennett’e göre, Ürdün Nehri’nden Akdeniz’e uzanan tarihî İsrail Toprakları 3900 yıllık geçmişi olan Yahudi halkının vücuda geldiği topraklardır. Dolayısıyla günümüz Yahudilerinin evlerini, aynı topraklarda oturan Filistinli Arapları evlerinden etmemek kaydıyla, o coğrafyanın tamamında istedikleri yerde kurma hak ve özgürlükleri vardır.

Ürdün Nehrinin batısında, Batı Şeria olarak da bilinen Yahudiye ve Samiriye (Yehuda ve Şomron) bölgesinde bağımsız bir Filistin devletinin kurulması İsrail’in bekası için yaşamsal bir tehlike arz edeceğinden arzulanmayan bir husustur.

Dolayısıyla İsrail-Filistin anlaşmazlığının her iki tarafı da memnun edebilecek mükemmel bir çözümü yoktur.

Ancak, her iki tarafın yaşamını kolaylaştırabilecek mükemmel olmayan gerçekçi ara çözümlerden bahsetmek ve bunları hedeflemek mümkündür.  Bennett, aynı zamanda Yahudiye ve Samiriye’de yaşamakta olan Yahudilerin temsilcisi sıfatıyla, El Halil (Hebron) şehrinin en saygın şahsiyetlerinden Şeyh Jaabari ile görüştü ve beraberce her iki tarafın yararına olabilecek ortak konuların bir listesini yaptılar.

Naftali Bennett’in ‘Mükemmel olmayan’ barış planı

28 Eylül 1995 tarihli Oslo 2 Geçici Anlaşmasına1 göre İsrail kontrolü altında olan  Ürdün Nehri’nin batı yakasındaki topraklar (Batı Şeria) A, B ve C cinsi araziler olarak sınıflandırıldılar:

A cinsi araziler Filistinli Araplarca meskûn şehirlere ilişkin olup toprakların yüzde 3’üne tekabül ediyordu. Bu araziler imza tarihinde Filistin Özerk Yönetiminin egemenliğine terk edildiler. Söz konusu A tipi arazi 2011 yılında toprakların yüzde 18’ini kapsayacak şekilde genişletildi.  Bu topraklar Batı Şeria’daki Filistinli Arap nüfusunun yüzde 55’ini barındırıyordu.

B cinsi araziler Filistinli Araplarca meskûn kasaba ve köyleri ve tarım arazilerine ilişkin olup  sivil idaresi Filistin Özerk Yönetiminde, Güvenlik idaresi ise İsrail-Filistin ortaklaşa yönetiminde. Bu araziler toprakların yüzde 21’ini kapsıyor ve  Batı Şeria’daki Filistinli Arap nüfusunun yüzde 41’ini barındırıyordu. Diğer bir deyişle 1995 yılında A+B arazileri toplam Filistinli Arap nüfusun yüzde 96’sını barındırıyordu.

C cinsi araziler Kırsal, gayri meskûn, çorak arazileri (Yahudiye Çölü) ve İsrailin güvenliği açısından stratejik öneme sahip Ürdün Vadisini içeriyor. Bu arazilerde askeri bölgeler ve Yahudi yerleşimleri var.  Bu arazilerdeki Filistinli nüfusu ise Batı Şeria’daki toplam Arap nüfusunun yüzde 4’üne denk geliyordu.

Naftali Bennett özetle:

1. 2012 itibariyle Arap nüfusun yüzde 97’sini barındıran A ve B bölgelerinin hem yönetiminin hem de güvenliğinin Filistin Özerk Yönetimine terk edilmesini ve hali hazırda toplam Arap nüfusunun sadece yüzde 3’ünü barındıran C bölgesinin İsrail tarafından ilhak edilmesini ve isteyen Araplara İsrail vatandaşlığı verilmesini öneriyor. C bölgesinde hali hazırda yaklaşık  50.000  Arap ve 365.000 Yahudi yaşıyor.2

2. A ve B bölgeleri arasındaki ulaşımın kesintisiz ve herhangi bir İsrail kontrol noktası olmadan yapılabilmesi için gerekli yol ve tünel altyapısının hazırlanmasını öngörüyor.

3. Bu çerçevede ne bir Arabın ne de bir Yahudinin oturduğu evden çıkarılmaması gerektiğini savunuyor.

Bennett’in düşüncelerini dinleyicileriyle paylaştığı İngilizce bir tanıtımın video linki için:   http://www.youtube.com/watch?v=QGS4EY0ddP0

Şematik bir tanıtımın yapıldığı İngilizce alt yazılı link için: http://www.youtube.com/watch?v=n1oFOEY_6lM

Aşağıda İsrail-Filistin sorununun yaşanmakta olduğu mikro-coğrafyaya ilişkin ölçekli haritayı görüyorsunuz. Yeşil yerler A ve B arazilerine denk gelen Filistin Özerk Yönetimini, siyah üçgenler Yahudi yerleşim birimlerini, açık renkli yerler ise C bölgesine denk gelen İsrail kontrolündeki arazileri gösteriyor.3

Uluslararası siyaset açısından henüz sorumlu bir mevkide bulunmayan Naftali Bennett, sırtında yumurta küfesi olmadığı cihetiyle gönlünden geçenleri potansiyel seçmenleriyle rahatlıkla paylaşabiliyor ve kendisiyle muhtemelen aynı şeyleri düşünen ama bunları ulu orta dile getiremeyen Netanyahu’nun seçmenlerini kendi safına çekmeyi sürdürüyor.

 

 

1 http://www.mfa.gov.il/MFA/Peace+Process/Guide+to+the+Peace+Process/The+Israeli-Palestinian+Interim+Agreement+-+Main+P.htm

2  http://en.wikipedia.org/wiki/Naftali_Bennett

3 http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/6/6a/West_Bank_%26_Gaza_Map_2007_%28Settlements%29.png

1 Yorum