Değişim vazgeçilmez

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
9 Ocak 2013 Çarşamba

Alo’

‘Alo, yanlış numara.

Aa, Yılmaz Abi sen misin?

 ‘Sağol, sana da iyi seneler. İstanbul’da mısın? Görüşürüz o zaman...’

Yeni yılın ertesi günü yaptığı bu telefon konuşmasının ardından oğlum, ‘Nişantaşı bitmiş; burada hayat yok artık’ dedi. ‘Hayrola’ ‘Telefonda arayan Bakkal Yılmaz’dı, şaşırdım.

Yılmaz, otuz yıldan fazla apartman bitişiğindeki bakkal dükkanını çalıştırdı. Apartmandaki tüm çocuklar okul dönüşü önce ona uğrar sonra eve girerlerdi. Bakkalların altın çağlarını yaşadıkları dönemdi. Zaman içerisinde marketler öncelik kazandı. Çocuklar büyüdü. Her hafta Cuma akşamları ödenen hesap defteri alışkanlığı kalktı. Haklıydı Yılmaz ‘veresiye’ defterini kaldırmakta. Müşteri kitlesi artık eskisi gibi değildi. Gel zaman git zaman, Yılmaz bakkal dükkanını devretmeye karar verdi. Etrafındaki herkesten ‘helallik’ aldı ve memleketi Sivas’a döndü. O günden beri de, her yılbaşı oğlumu arayarak ailenin hatırını sorar.

***

Değişim vazgeçilmez bir olgu. Sanırım oğlumu üzen, doğup büyüdüğü yakın çevrede yıllarca gördüğü insanların yok olması. Nitekim, ‘Efsane Papyon’ Boğaziçi Üniversitesi’nin 56 yıllık eğitim görevlisi, Prof. Arman Manukyan vefat ettiğinde, ‘Manukyan da gitti’ deyiverdi. ‘Allah rahmet eylesin de Manukyan’dan sana ne?’ dedim. ‘Farkında değil misin, tam karşı apartmanda otururdu. Her sabah selamlaşırdık...’ Doğrudur, caddenin ‘erkencileri’ aralarında sessiz bir dostluk oluşturmuştu. Hatta o saatlerde köpeğini dolaştırmaya çıkan bir komşumuz apartmanın gençleriyle sohbet etme geleneği bile yaratmıştır...

Gerçi uzun yıllar bir aile apartmanı gibi yaşadığımız bina sakinleri de çokça değişti. Uzun soluklu oturan kiracılar, ancak kendi istekleriyle ev sahibi olduklarında ayrılırlardı. Şimdilerde gireni çıkanı tanımaz olduk.

Dediğim gibi, değişim vazgeçilmez. Ancak bunun karşılığında caddemiz de ‘mahalle’ sıcaklığını yitirdi.

***

Bu vesileyle Valikonağı’nın vazgeçilmezlerinden sevgili Mişel Benrey’e küçük rahatsızlığından ötürü geçmiş olsun diyorum. Kendisini bir an evvel ‘mahalle’mizde bizimle şakalaşırken görmek dileğiyle.