Unutmamak için elele

Yom Aşoa yaklaşırken bugünü anlamlı kılmak ve Yahudileri hedef alan insanlık tarihinin bu en isyan ettirici dönemini anmak adına düzenlenen etkinlikler konusunda Metin Delevi ile yaptığımız söyleşiyi sunuyoruz

Marsel RUSSO Perspektif
4 Nisan 2012 Çarşamba

Geçen sene başlayan ve bu sene ikincisi yapılacak etkinlikler hakkında bilgi verebilir misiniz? Programın amacı ve detayları konusundan neler söyleyebilirsiniz?

Yıllardır İbrani takvimine göre 27 Nissan’a düşen gün geleneksel ‘Yom Aşoa’ anma duaları yapıldı. Zaman içinde katılım ve ilgi düştü. Ancak bir avuç insan katılmaya başladı. Neredeyse protokoler şekle dönüştü.

7-8 yıl önce YSK gençleri Kara Kare Film Günleri’ni organize etmeye başladı. İlk yılında bir sinemada, dört-beş gün, günde iki-üç seans olmak üzere Şoa temalı filmler ve belgeseller gösterildi. Herkese açık olan bu film günleri, gösterilen belgeseller nedeniyle aynı zamanda tanıtım ve eğitim aracı da oldu. Ancak yıllar içinde ilgi azaldı. Düşük katılım nedeniyle Kara Kare Günleri sinema salonu yerine dernek salonlarına alındı. Film sayısı azaltıldı.

Derken Şoa anma duaları bir yıl Neve Şalom’da bir yıl Aşkenaz Sinagogu’nda yapılmaya başlandı. Bu değişiklik de yeni bir heyecan getirdi. Üç yıl önce Neve Şalom’da geleneksel anma günü haricinde ilk Şoa Hagada gecesi yapıldı. Çok ilgi çekti. İki yıl sonra yine katılım azaldı.

Bu geçmişten çıkartılacak birkaç ders var: Toplumumuz değişiklik istiyor, yeni yaklaşımlar istiyor. İlgi alanlarının çeşitlendirilmesini istiyor. Geçen seni yeni bir etkinlik yapıldı. Yabancı konuşmacı davet edildi. Ancak ya tanıtım eksikliğinden ya da ilgisizlikten katılım düşük kaldı.

Bu seneki faaliyet yepyeni bir yaklaşımla hazırlandı. Birçok ilkleri yaşatıyor ve yaşatacak. İki ayrı etkinlikten oluşacak: Geleneksel Yom Aşoa anma günü ve Yom Aşoa etkinlik günü.

Geçmiş yıllarda, her kuruluş ayrı ayrı, değişik mekan ve zamanlarda, değişik yaş gruplarına hitap eden etkinlikler yapıyordu. Bu durumda az olan ilgi daha da dağılıyordu.

Bu sene bu dağınıklığı toparlamaya çalıştık. UOMO, DYD, YSK, GKD, Talmud Tora, Bar-Bat Mitzva Kulübü katılımıyla tek bir çatı altında ortak bir çalışmayı başlattık. Slogan olarak “UNUTMAMAK İÇİN ELELE”yi uygun gördük. Yom Aşoa meşum dönemi unutmamak için yapılan bir etkinlik, tüm kuruluşlar da ortak organizasyonda görev alıyor. Sloganımız da bunu çok net ortaya koyuyor. Bu bir ilk. Ayrıca etkinliklerde görev alacak kişilerin neredeyse tamamı genç, 25 yaş altı.

İkinci ilk, formattaki değişiklik. Bildiğiniz gibi bir kaç yıldır yapılan Limmud etkinliği çok rağbet görüyor. Yılda birle başlayan Limmud ilgi nedeniyle yılda ikiye çıkartıldı. Biz de bu formatı kullanmaya karar verdik. Bu seneki faaliyetler 14.00-19.30 saatleri arasında gerçekleşecek.

Üçüncü ilk olarak ise her yaş grubu için etkinlik sunmaya çalıştık. Programı detaylandırırsak, etkinlikler 12-15 yaş grubu ve yetişkinler için aynı mekanda, ayrı salonlarda paralel olarak gerçekleştirilecek.  12-15 yaş grubu için atölye ve eğitim çalışmaları olacak. Atölyelerde objeler aracılığıyla Şoa anlatılacak. Mesela Şoa temalı kipalar yaptırılacak, evlerinde Yom Aşoa günü yakılmak üzere mumlar yaptırılacak. Eğitim atölyelerinde Şoa’nın bazı olayları dramatize edilerek çocuklarımıza aktarılacak.  Gerisini sürpriz olarak bırakacağım.

Yetişkinler için de değişik bir program hazırlandı. Yetişkinler programı DYD’nin Irena Sandler’i anlatan kısa bir piyesi ile açılacak.  Peşinden, İngiltere’den davet ettiğimiz Klezmer müziğinin ünlü bir çifti, Polina Shepherd ve Merlin Shepherd bize Şoa döneminden ve gettolardan ezgiler sunacak. İkili, ezgilerle bizlere kâh dönemin hüzünlerini, kah umutlarını, kâh Tanrı’ya yalvarışlarını aktaracak. İkinci konuğumuz Fransa’dan, Philippe Boukara, Memorial de la Shoah’dan yetkili bir tarihçi ve eğitimci. Konuk konuşmacımız özellikle gençlerin sorduğu bir soruya cevap vermeye çalışacak. Konuşma konusu Şoa döneminde Avrupa’da Yahudi direnişi.

Etkinliğimizi henüz Türkiye’de gösterime girmemiş bir filmle tamamlayacağız.

Gördüğünüz gibi çok kapsamlı ve herkese hitap edecek bir etkinlik. Belki de dikkat ettiniz. Yıllar boyunca yapılan etkinliklerde hep kamplar, gettolar işlendi. Yahudi hep kurban konumunda oldu, hep ölümden söz edildi. Bu sene müzikle hayatı, direnişle de hep kurban olunmadığını vurgulamak istedik. Yom Aşoa Anma Günü için de bir takım yenilikler getirdik. O gün katılacak herkes bu yeniliklerin farkına varacak.

“Bir daha asla, unutmayacağız, unutturmayacağız” diyoruz ancak son yıllarda büyük bir çoğunluk ‘Holokost yorgunluğu’ diye tabir edilen dertten muzdarip. Bu seneki programı bu derde ilaç olarak hazırladık. Temennimiz, bu yılkı çalışmaların ileriki yıllarda genişletilerek kalıcı olması. Etkinliklerden sonra katılımcılardan görüş bekleyeceğiz.

Ayrıca bu faaliyetleri ileride tüm değerlerimizi korumaları için yetiştirdiğimiz gençler hazırlıyor. Onları yüreklendirmemiz, bu ağır yükü benimsetmemiz gerekiyor. Yoğun katılım tek isteğimiz. Yalnız gençler mi katılsın? Hayır! Toplumumuzun tüm yaş gruplarındaki tüm bireyler katılmalı, katılmalı ki gelecek nesillere örnek olsun.

Haydi, unutmamak için hepimiz el ele…

Genelde geniş toplumun Holokost konusunda çok bilgili olmadığı bir gerçek. Toplumu bilgilendirme yönünde çalışmalar var mı? Varsa bunlar hakkında bilgi verebilir misiniz? Okullarda, basında veya başka aşamalarda kopuk kopuk çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalara katkıda bulunmak için girişimler var mı?

Türkiye’de genel anlamda toplumun Şoa konusunda pek bilgili olmadığı bir gerçek. Olan bilgiler ise genelde sağlam temellere dayanmıyor. En geniş tanıtım aracı Schindler’s List, The Pianist gibi filmler.

1 Kasım 2005 tarihinde Birleşmiş Milletler’de A/RES/60/7 sıralı karar oybirliğiyle kabul edildi. Bu karar neleri içeriyor? En önemli iki madde:

1. 27 Ocak tarihi Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü olarak kabul edildi.

2. Üye ülkelerin Holokost konusunda eğitim faaliyetleri düzenlemesi kararlaştırıldı.

Türkiye’de de bu karara imza atan bir ülke olarak çalışmalara başlandı. Bildiğiniz gibi, 2011 yılında Türkiye’de ilk kez Dışişleri Bakanlığı desteğiyle 27 Ocak anma töreni tertiplendi. Bu törene İstanbul Valisi Sn. Hüseyin Avni Mutlu, Dışişleri Bakanlığından Büyükelçi Sn. Ertan Tezgör, Büyükşehir Belediye Başkanı, İlçe Belediye Başkanları, yabancı misyon şefleri, dini görevliler ve basından katılım oldu. Törende Sn. Vali ve Sn. Büyükelçi de birer konuşma yaptılar. Bu tören basına yansıdı ve kısa süreliğine bile olsa gündemde kaldı.

Bu yıl da tekrarlanan anma törenine bir önceki yıl katılımcılarına ilaveten Aladin Projesi Direktörü Abe Radkin, ve birçok yabancı büyükelçi katıldı. Programda BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un mesajı okundu. Ayrıca törene son anda katılamayan ünlü film yapımcısı Claude Lanzmann’ın video-konuşması izlendi. Bu tören de basın aracılığıyla gündeme oturdu. Ertesi gece TRT Belgesel kanalında Shoah filminin gösterime girmesi iç ve dış basında yankı buldu. Buna karşılık, anma törenine katılanlar arasında Auschwitz adını ilk kez duyanlar vardı. Bu tür faaliyetler Şoa konusunda az bile olsa en azından fikir verme açısından faydalı olabiliyor.

21 Mart akşamı Kadir Has Üniversitesi’nde ‘Anne Frank – Günümüz İçin Bir Tarih’ sergisi açıldı. Anne Frank House, Arı Hareketi işbirliği ve Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu sponsorluğu ile hazırlanan bu sergi üniversitelerde yapılacak bir dizi faaliyetin başlangıç ayağını oluşturuyor.

Anne Frank sergisi Türkçe ve İngilizce hazırlanmış. Bu sergi esnasında Türkçeye tercüme edilmekte olan kitap, film gibi eğitim malzemeleri de kullanılacak. Sergilerde, rehberlik, gerekli eğitimi almış, lise ve üniversiteli öğrenciler tarafından yapılıyor. Gerekli görüldüğünde sergi yerel ihtiyaçlara göre genişletilecek. Şimdiden bu sergiye ev sahipliği yapmak için iki üniversite sıraya girmiş durumda. Bu sergi üniversite gençliği ve belki de zaman içinde lise öğrencilerinin Şoa eğitimi için güzel bir başlangıç. Ayrıca son yıllarda birçok özel okulda Anne Frank ve benzeri Şoa temalı kitaplar okutuluyor, Şoa temalı belgeseller gösteriliyor.

Sanal alemde, internet üzerinde, çok ciddi hazırlanmış, temel Şoa eğitim bilgilerini Türkçe olarak veren ancak kamuoyu tarafından çok bilinmeyen iki siteden söz etmek istiyorum.

Birincisi United States Holocaust Memorial Museum (USHMM- www.ushmm.org/museum/exhibit/focus/turkish)

Bu site ilk başta öğrencilere yönelik bir eğitim sitesi olarak başlamış ve zaman içinde geliştirilerek her yaşa eğitim verebilecek şekle dönüştürülmüştür.  Belirttiğim web adresinden Türkçe ana sayfaya girilebiliyor. Ana sayfada, Holokost Ansiklopedisi, Kimlik Kartları, Tanıklıklar gibi çeşitli ve sürekli genişletilen bölümler var. Özellikle Holokost Ansiklopedisi bölümü çok faydalı. Konu dahilinde her türlü bilgiyi bulabiliyorsunuz. Bazı konularda müzik, resim ve video gibi görsel araçlar da kullanılmış.

İkincisi Aladin Projesi (www.projetaladin.org/holocaust/tr):2009 Mart ayında UNESCO’nun himayesinde başlatılan Aladin Projesi’ne Ortadoğu, Afrika, Avrupa ve Kuzey Amerika’dan 30’dan fazla ülkeden bini aşkın akademisyen ve toplumsal şahsiyet katkıda bulunuyor. Projenin amacı, kendi sitelerinden alıntı olarak:

“Yahudilik ve İslam bize her insanın bir evren olduğunu öğretir. Bir canı dahi kurtaran, bütün insanlığı kurtarmış gibidir. Bir insan öldüren de bütün insanlığı yok etmiş sayılır.

İnsan olarak hepimiz birbirimizin kaderinin bekçisiyiz. Arnavutluk’un cesur Müslümanları ve Holokost sırasında dünyanın her köşesinde aralarındaki Yahudileri kurtarmak için canlarını tehlikeye atan diğer Müslümanlar insanlık adına sorumluluk duygusu ile hareket ettiler.

Biz Müslüman aydınlar, tarihçiler, öğretmenler, akademisyenler, yazarlar, dili olan ve eli kalem tutan her birimiz, bu umursamazlık duvarını yıkıp, sessizliği ve önyargıyı ortadan kaldırmakla yükümlüyüz.

Holokost, bugünden başlayarak tarihin bir ‘bizler ve onlar’ kısmı olmaktan çıkıp, bütün insanlığın ortak tarihi olmalıdır. Biz Müslümanların da öğrenip ders alacağı bir tarih. Bu web sitesini bu hayalle kurduk.”

Görüleceği gibi bu iki site Şoa konusunda Türk toplumu için çok faydalı siteler. Ancak bunları tanıtmak ve duyurmak gerek.