Eklemek ya da çıkarmak

(...) "Çok ülke gezmek, çok yer görmek, yaşamak... Bunlar harika kazançlar. Ancak kişi kendini bilmiyorsa, tüm yaşadıkları faydasızdır. Yaşadıklarını kendini öğrenmek, kendi ruhunu, özünü tanımak için kullandığında, o zaman bilgelik yolundadır. İnsanın en derinindeki özü evrenin özüyle aynıdır. Ruhu bilen, her şeyi başlayan ve bitiren kıvılcımı bilir." (...)

Köşe Yazısı
16 Mayıs 2012 Çarşamba

Nuia MANA


Bir şeyler öğrenmek için okumak, dinlemek, görmek, izlemek, gezmek, ders almak, okula gitmek... Çok güzel girişimler... Ancak her öğrenilen, size bir şeyler ekliyorsa, bu eklentiler büyüdükçe belki de özünüzden uzaklaştığınızı hiç düşündünüz mü?

En temelde her ne yaşadıysanız yaşayın hâlâ tertemiz, kaç yaşında olursanız olun, hâlâ taptaze bir merkez var. Kimilerinin içimizdeki çocuk dediği bu merkez, en saf, en temel enerjinin de merkezi. Hayatta gerçekleştirmek istediğiniz her şeye kaynak olabilecek saf güç. Bu merkezi kendi içinde görmek, duymak, hissetmek ve bilmek için zihinden merkeze giden yolun temiz ve basit olması gerekiyor. Sağa sap, sola dön’ler olmadan direk gidilebilmesi gerekiyor.

Peki, niye bunca insan direkt ve kolayca bu merkeze gidemiyor? İşte öğrendikleri şeyler yüzünden. Aileden, anaokulundan, okuldan, televizyondan, simdi bir de sanal alemden... Bir sürü saçmalık; hayatla ilgili aptal saptal mesajlar, doğruluğu ya da derinliği olmayan öneriler, ahlak halleri... Bilgi dışarıdan edinilebilir, ancak bilgelik içerden gelendir. İşte o içerdeki merkezi bulmaktır asıl erdem.

Bilgelik daha çok bilgi edinmekle oluşmuyor. Bir işin aslını, hatta ve hatta hayatın anlamını anlayabilmek için içeriye dönmek, içerdeki merkezi bulmak gerekir. Eğer bir bilgi size bir şeyler eklemek yerine, sizi evvelden öğrendiğiniz saçmalıklardan arındırıyorsa, işte o bilgi bilgeliğe yol açan bilgidir. O zaman bilgi gerçekten iyi bir araçtır.

Çok ülke gezmek, çok yer görmek, yaşamak... Bunlar harika kazançlar. Ancak kişi kendini bilmiyorsa, tüm yaşadıkları faydasızdır. Yaşadıklarını kendini öğrenmek, kendi ruhunu, özünü tanımak için kullandığında, o zaman bilgelik yolundadır. İnsanın en derinindeki özü evrenin özüyle aynıdır. Ruhu bilen, her şeyi başlayan ve bitiren kıvılcımı bilir.

İzlediğiniz programlara dikkat edin. Nasıl konuşmaları dinliyorsunuz, nasıl mesajlara maruzsunuz... Bunlar çok önemli. Önünüzü ufkunuzu açık mı görüyorsunuz, yoksa negatif bir düşünce çukurunda boğuluyor musunuz? Kim koydu sizi o çukura? Peki, siz niye kabul ettiniz girmeyi? En özünüzde yok öyle bir çukur. Sonradan öğrendiniz onu.

En özdeki en temel şey güvendir. Sevgiden de öte güven duygusudur. Hayata, onun getirdiklerine ve getireceklerine sonsuz güven. Bu güven duygusunu tadan, korku nedir unutur. Önüne keyifle bakar.

O yüzden ilk adım, öğrendiklerinizden arınmaya bakınız.

Sevgiyle…