Rüyaların hikmeti

Köşe Yazısı
1 Ağustos 2012 Çarşamba

Nuia MANA

 

İçimde gezinen biri var – ne sorsam cevabını bilen, anlayacağım dilde bana anlatan, insanlıktan daha üstün bir yerlere ait biri. Bedensiz ama bedende yaşamanın ne olduğunu bilen, sesi ne kadın ne erkek, hem şefkatli hem de sert biri. Lisedeyken sınav sorularının cevaplarını verirdi bana, büyüdükçe de hayatla ilgili sorularımı cevaplıyor. Kim bilir belki tüm hayatım böylece kopya çekerek geçiyor! Ama ondan öğrendiklerim oldukça ilginç.

Örneğin geçtiğimiz aylarda bana rüyaların çeşitlerini anlattı. “Evet,” dedi, “kimisi saçma sapandır, bütün gün kafanı doldurduğun şeyleri kusmaktadır zihin, realite salatasına döner, zaman mekân karışır, kişiler saçma sapan davranır, sen de yorularak uyanırsın bu rüyalardan.” 

“Bir de,” diye devam etti, “hayatla ilgili sana mesaj veren rüyalar vardır. Bunlar sembollerle gelir ve hissiyat olarak ya çok berrak ya çok karanlıktır – rüyanın pozitif mi negatife mi olduğunu net şekilde bilirsin. Kafanı karıştırmaktan öte, temizlemeye yarar bu rüyalar.”

Güzel anlattı sevgili içimin varlığı. Bir de üçüncü çeşit rüya varmış, ama ona sonra değinirmişiz.

Ben bu sevgili varlığa rüyaları sorup duruyorum çünkü benim çok meşhur rüyalarım olur – örneğin 2009’da Amerika’dan ayrılmaya karar verdiğimde ışıklar içinde mor bir çift ayakkabı hediye edildi bana rüyamda. Uyandığımda gitmenin doğru karar olduğunu bilerek uyandım. Türkiye’ye geçici bir süre uğrayıp, yoluma devam edecektim. Türkiye’ye geldikten sonra rüyamda ayakkabılarım çalındı. Ve hemen haftasına hayat şartlarım birden tepe taklak oldu ve Türkiye’de kala kaldım.  

Dokuz ay sonra rüyama giren sevgili iç sesim ayakkabılarımın tamirde olduğunu söyledi. Ve o dönem ben de İsrail’e taşınma kararı belirdi. İsrail’e geleli bir buçuk sene oldu ve ayakkabı rüyalarım tozuttu yine. Kırmızı yüksek topuklar geldi, rahat rahat giyindim. Tam içimdeki sese, “Ama ama ben daha yeni geldim bu ülkeye, nereye gideceğim yine! Ne olur bana bu rüyanın anlamını söyle!” diye yakınırken yoga çevresinden tanıdığım çok kıymetli arkadaşım Tara Tuğçe beni rüyasında görmüş. Benim ayakkabı rüyalarımdan haberi olmayan Tuğçe’nin rüyasında bana yepyeni bir çift ayakkabı gelmiş. Haydi şimdi çıldırma!

Kıs kıs gülüyor içimdeki ses. Benim göremediğim şeyleri görüyor, o biliyor. Şimdilerde eylülde bir Amerika ve İngiltere seyahatim var, ama onun dışında bir yerlere gitme planım yok. Bakalım bu son ayakkabılar neye hikmet olacak! Bunun dışında meşhur örümcek rüyalarım vardı bir dönem. Derken su, yılan ve bilumum diğer rüyalar. Işığın açıldığı, ya da açılmadığı rüyalar… 

Tüm bu semboller bir yana, rüyasında vefat edenleri görenler, gördüklerinin gerçekliğinden emin olsunlar. Çünkü günlük hayatında korku dolu olan insan rüyasında psişik masumiyete bürünür ve bu masumiyet ona ‘diğer taraf’ ile iletişime açıklık getirir. Özlediklerinizi gece yatmadan rüyanıza davet edebilirsiniz; onlar bunu duyacaklardır. Ancak unutmayın ki onların hâlâ kendilerine ait birer hayatları var, sürekli çağırılmak onlara iyi gelmeyebilir.

Rüya alanınız kutsaldır, ona mutlaka değer verin. Rüyalarınızdaki mesajları elinizin tersi ile itmeyin – onlara kulak verin. Siz kulak verdikçe göreceksiniz ki rüyaların mesajları daha da artacak ve hayatınız kolaylaşacak.

 Sevgiyle.