Netanyahu’nun planı ne?

İsrail’de hükümetin dağılmasının nedeni ne Lieberman’ın tehditleri, ne Kadima Partisi lideri Şaul Mofaz’ın endişeleri, ne de askerlik yasasında yapılacak değişiklik yüzünden başta ŞAS olmak üzere dinci partilerin dayatmaları… Yediot Aharonot Gazetesi’nde ileri sürülen bir görüşe göre bizzat Netanyahu’dur. Son dakika değişikliği ise sürpriz olarak algılanmamalı.

Yakup BAROKAS Köşe Yazısı
10 Mayıs 2012 Perşembe

G

eçtiğimiz hafta, ‘Tal Yasası’ yüzünden İsrail’de hükümet krizi yaşandığı ve meclisin açılması ile 4 Eylül’de erken seçime gidileceği haberi basına yansıdı.

60 yıl önce, dönemin başbakanı Ben Gurion tarafından, dinci partilerle bir uzlaşma sonucu çıkartılan Tal Yasası, dini okul niteliğinde olan ‘yeşiva’larda eğitim gören ve o zamanlar sayıları 400 civarında olan Ultra Ortodoks öğrencileri zorunlu askerlikten muaf tutuyordu.

Ancak bu sayı son yıllarda on binlere ulaştı. Ülkede Dürzü, Çerkez azınlıklar askere gidebilirken ‘vicdani reddin’ yanı sıra nüfusun yüzde yirmisini oluşturan İsrail vatandaşı Araplar da aynı muafiyetten yararlandılar.

Kızların iki, erkeklerin üç yıl görev yaptığı ve her yıl bir aylık eğitime çağrıldığı bu sistemde Ultra Ortodoks kesime tanınan bu ayrıcalık giderek tepkilerin oluşmasına neden oldu.  

Başbakan Binyamin Netanyahu’nun; “Bu zamana kadar olan artık olmayacak, Tal Yasası daha adil bir şekilde değişecek. Gerekirse erken seçime giderim” açıklaması üzerine kılıçlar çekildi ve Evimiz İsrail Partisi Lideri Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman da seçimlerin öne alınabileceği sinyalini verdi.

Kısa bir süre önce bulunduğum İsrail’de edindiğim izlenim şu; genelde halk ideolojik görüş farklarını bir yana bırakıp merkez sağda yer alan Likud’un tek parti olarak iktidara gelmesini, hükümetin dinci partilerin dayatmalarına boyun eğen yamalı bir bohça görünümünden kurtulmasını istiyor.

Bunda Ariel Şaron’un liderliğinde kurulan Kadima Partisi’nin geçmiş lideri Ehud Olmert’in başarısız başbakanlığı ve son seçimden birinci parti olarak çıkmasına rağmen Tzipi Livni’nin etkin olmayan muhalefetinin etkisi büyük. Partinin yeni lideri Shaul Mofaz askeri kariyeri dışında siyasette fazla deneyimli değil..

Diğer yandan devletin kuruluşundan itibaren ya iktidarda, ya muhalefette en büyük parti olarak yer alan İşçi Partisi de Savunma Bakanı Ehud Barak’ın istifası ile nerede ise silinmiş/çok kan kaybetmiş durumda.

Barak’ın kurduğu ‘Atsmaut’ (Bağımsızlık) Partisi tek kişilik bir oluşum görünümünde. Seçim barajını aşabilmesi durumunda en fazla çıkarabileceği milletvekili sayısı 3-4. Barak, İran ile yaşanan kritik dönemde askeri deneyiminden de yararlanarak Savunma Bakanlığı mevkiini korumayı amaçlıyor; “ Direksiyonda tecrübeli bir ele ihtiyaç var, bu da benim elim” diyor.

Tal Yasası nedeniyle erken seçime gidilecek olması pek inandırıcı gelmiyor, İsrail toplumunda bir kesimin askeri hizmetten muaf tutulmasının verdiği rahatsızlık ciddi boyutlarda ise de bu uzlaşma ile giderilemeyecek bir durum değil.

Erken seçim kararı politik bir karar olmaktan öte taktik bir karar izlenimini veriyor. Her ne kadar yaz aylarında hayat pahalılığına karşı eylemlerin yeniden hız kazanması ve sonbaharda ciddi bir durgunluk dönemi bekleniyorsa da, Netanyahu halen ekonomik açıdan İsrail halkının büyük çoğunluğu nezdinde kredisini yitirmedi. Netanyahu ‘güvenilir kişi’ olmaya devam ediyor.. 

İsrail’in tirajı en yüksek gazetesi Yediot Ahronot’da yayımlanan bir görüşe göre başbakanın bile bile güçlü bir hükümeti dağıtma cesaretini göstermesi dış bir etkenden, ABD seçimlerinden kaynaklanmaktadır. Netanyahu, İsrail başbakanının ABD başkanından önce seçilmesini istemektedir. Çünkü İran tehdidinden ancak ABD’de başkanın seçimlere yoğunlaştığı, dış politikada etkin olmadığı bir dönemde kurtulabileceğini düşünmekte, ABD/İsrail seçimleri/İran tehdidi arasındaki denklemi böylece çözmeye çalışmaktadır.

Doğruluğunu bilemediğim ancak kaygı uyandıran bir strateji. Ne var ki nükleer tehlikenin boyutları ve bölgesel konjonktür de daha az kaygı verici değil. Netanyahu ‘şah mat’ demeden önce halkın desteğini arkasına almak istiyor olabilir.

Görünen o ki erken seçimin gündemini sadece ekonomik ve sosyal sorunlar değil öncelikle İran sorunu belirleyecek.  

 

NOT: Salı günü gece saat ikide merkez sağdaki iki parti Likud ve Kadima’nın anlaşması üzerine erken seçim ertelendi ve ‘Milli Birlik’ hükümeti oluşturulmasına karar verildi. Tal Yasasına farklı bir çözüm getirilecek, seçimler de 2013 yılı kasımında yeni bir yöntemle gerçekleşecek. Son dakika değişiklikleri yukarıda ifade ettiğim yorumlara bir çözüm arayışı olabilir mi?