Jeremy Lin

Çok yakın zamana kadar kimsenin tanımadığı bir genç Jeremy Lin. Şimdi Amerika’da hangi ekrana bakarsanız onu görebilirsiniz. 23 yaşındaki bu gencin birden basketbol dünyasının en gözde ismi olması, sadece oynayışından kaynaklanmıyor. Bir de okul hayatı var dikkat çeken

Cem MENASE Spor
7 Mart 2012 Çarşamba

Lin, Çinli bir anne-babadan, Los Angeles’ta dünyaya geldi. Şu sıralar çok yaygın olan ‘Chinese American’ unvanını aldı ve iki lisanı da ana dili olarak öğrendi. Basketbola lise yıllarında başladı. Bulunduğu Palo Alto Lisesi’nde kaptanlık yaptığı basketbol takımıyla birçok başarı kazandı. İkinci ligde yılın oyuncusu seçildi ve dikkatleri üzerine çekti. Sonra üniversite girişi için, özgeçmişini hazırladı ve basketbol oynadığı videoları derleyip okullara başvuru yaptı. Harvard koçları kendisini izledi. Arka arkaya izledikleri maçlardan sonra akademik kariyerinin de Harvard standartlarına uyduğuna karar verdiler. Amerika’nın en iyi üniversitelerinden Harvard, ona takımda yer vererek başvurusunu kabul etti. Aynı şekilde Brown Üniversitesi de Lin’i kabul edeceğini açıkladı.

Lin için Harvard yılları başlamıştı. İlk senesinde fiziksel anlamda en güçsüz oyuncu olarak takımda izlenen Lin, ikinci senesinde Ivy Lig takımlarının kendi aralarında oluşturduğu basketbol liginin en iyi ikinci beşine seçildi. Üçüncü senesinde ise Harvard’dan NCAA birinci liginin en iyi onuna giren tek kişi olmuştu ve 17,8 sayı, 5,5 ribaund, 4,3 asist ve 2,4 top çalma ortalamalarını yakalamıştı. Bu yükselişi, Ivy Lig’in en iyi ilk beşine seçilmek izledi. Son senesinde yine iyi istatistikler yakalayarak en iyi ilk beşe giren Lin, dünyanın en iyi üniversitesinde ekonomi bölümünü de eş zamanlı götürüyordu. Okulu bittiğinde, 1450 sayıyla, Ivy Lig basketbol tarihinin, en çok sayı atan oyuncusu olmuştu. Aynı zamanda okuduğu bölümü de 3.1 gibi iyi bir not ortalamasıyla bitirdi.

Jeremy Lin, okulu bitirdikten sonra ilk NBA takımlarının Ivy Lig üniversitelerinden oyuncu almayışının kurbanı oldu. Bir NBA takımının bir Ivy Lig takımından oyuncuyu kadrosuna kattığı zaman 1995 yılıydı. Yani, Lin henüz yedi yaşındaydı. Draft olmadan kadroya girebilen en son oyuncu ise Yale Üniversitesi’nden Chris Dudley idi ve sene 2003’tü. Harvard mezunlarının basketboldaki ünü ise daha da kötüydü. Son Harvard’lı NBA oyuncusu olan Ed Smith bugün 58 yaşında. Buna rağmen girdiği seçmelerde başarılı sonuçlar elde edince Lin, Golden State Warriors ile ilk sözleşmesini 500 bin dolara imzaladı. Lin, Los Angeles Lakers’ın da bulunduğu diğer tekliflerin daha yüksek rakamlar önerdiğini ama çocukluğundan beri tuttuğu takımda oynamak istediği için Golden State Warriors’u seçtiğini açıkladı.

Araya sakatlıklar ve bazı aksilikler girince birkaç ay basketbola ara veren Lin, Çin’de bir turnuvaya katılıp turnuvanın en iyi oyuncusu seçildi. Sonrasında New York Knicks, guard pozisyonunda oynayan Iman Shumpert’in sakatlanmasından dolayı Lin ile ilgilendi ve kadrosuna kattı. İşte Lin’in tüm Amerika’da tanınmasını sağlayacak dönem gelmişti. İlk maçını eski takımı Warriors’a karşı oynayan Lin 28 sayı, on bir ribaund, on iki asist ile müthiş bir izlenim bıraktı. Bir sonraki maçta 23 sayı atan Lin, Los Angeles Lakers karşısında tavan yaptı. Gelmiş geçmiş en iyi oyunculardan biri olarak kabul edilen Kobe Braynt’tan fazla sayı atarak, 38 sayıyla, hem takımının galibiyetinde büyük rol oynadı hem de tüm medyanın ilgi odağı oldu. Birçok gazete şimdiye dek çıktığı on iki maçta 22,5 sayı, 8,7 asist ortalamasıyla üstün bir performans gösteren Lin’in, All Star maçında oynamaya hak ettiğini yazdı. Bu çıkışından sonra New York Knicks maçı bilet satışındaki artış belirgin bir şekilde farkedildi. Artık yüksek performansıyla Lin, dünyanın gözü önünde.