Futbol fıkraları

Sami MORHAYİM Spor
22 Şubat 2012 Çarşamba

Futbol değil mi bu… İşin içinde gülmek de ağlamak da var. Ancak, çoğu futbolseverin maçların özetlerini açma zahmetinde bile bulunmadığı bir senede artık ne gülme ne de ağlama ihtimali kaldı. Zaten, eskiden de genelde biz maç sonlarında ağlamamız ya da gülenleri ağlatmamızla bilmiyoruz mu kendimizi. O halde, renklerimizi başka bir tarafa koyup, alınıp gücenmeden sırf gülmek için gülelim. Ne Türkiye Kupası üzsün bizi, ne de ezeli rakipten yenen büyük farklar

GELDİĞİ YER

Maçın bitiminden sonra herkes stadyumdan çıkmak için kapıya hücum etti. Bir taraftar da kolay yolu seçer ve duvardan atlar. Görevli seslenir:

“Geldiğin yerden çıkamaz mısın?”

Taraftar cevaplar:

“Zaten öyle yapıyorum!”

ZEKÂ TESTİ

98 Dünya Kupası’nı Fransa Milli Takımı’nın kazandığını gören ünlü teknik direktör hemen ilk uçakla Fransa’ya milli takım hocasından taktik almaya gider. Hoca, Fransa’nın hocasına,

“Ya hocam siz nasıl şampiyon oldunuz, özel bir yöntem mi kullanıyorsunuz?” der. Bunun üzerine Fransa Milli Takımı’nın hocası,

“Yok hayır. Sadece futbolcularıma zekâ testi uyguluyorum,” der ve Fransa Milli Takımı’nda forma giyen Zidane’ı yanına çağırır ve şöyle der:

“Zidane senin ananın babanın çocuğu ama kardeşin değil, kim bu?” der.

Zidane da,

“Benim, hocam” der.

Hoca da aynı şeyi kendi futbolcularında uygulamaya karar verir ve İstanbul’a geri dönüp Hakan’ı yanına çağırır ve

“Hakan senin ananın babanın oğlu ama kardeşin değil, kim bu?” diye sorar. Hakan da,

“Bir dakika Hocam, gidip bir Hagi’ye sorayım,” der. Hagi’ye gidip,

“Hagi senin annenin babanın oğlu ama kardeşin değil, kim bu?” der. Hagi de,

“Benim tabi ki” der. Bunun üzerine Hakan Hoca’ya döner ve

“Hagi’ymiş hocam” der..

Hoca da,

“Saçmalama oğlum ne Hagi’si.. Cevap Zidane” der..

KÖR HAKEM

Maçın tam ortalarında oyunculardan biri hakemin yanına yaklaşır:

“Köpeğinizin ismi nedir?”

“Benim köpeğim yok ki.”

“Çok garip, hem körsünüz, hem de köpeğiniz yok!”

OTOBAN VE FENERBAHÇE

Bir gün adamın biri bir lamba görür ve lambanın içinden ise bir cin çıkar:

“Dile benden ne dilersen” der.

“Buradan Amerika’ya direk giden bir otoban yap.”

“Efendim bu çok ama çok zor bir iş benim yıllarımı alır.”

Adam düşünür:

“Tamam. O zaman Fenerbahçe’yi Türkiye Kupası  Şampiyonu yap” der.

Cin sorar:

“Efendim otoban kaç şeritli olsun?”

6-0

6-0 biten Galatasaray-Fenerbahçe maçından sonra Galatasaraylı Arif tanınmamak için yaşlı bir adam kılığına girer ve bir kafeye gider. Kafede yanına yaşlı bir bayan yanaşır:

“N’aber Arif?” der.

Bunun üzerine Arif delirir “Nasıl tanıdı bu kadın beni?” diye düşünüp durur. Ertesi gün yine aynı kafede aynı kadın yanaşır:

“Naber Arif?” der.

3. gün Arif kafeye çok değişik bir kılıkta gider ve yine aynı kadın yanaşır:

“Naber Arif?”

Arif dayanamayıp sorar nereden tanıyorsun beni diye.

Yaşlı teyze :

“Oğlum ben Bülent (Korkmaz).”

 ‘90 DAKİKALIK DUA

Erzurumspor yenilirse küme düşecek, berabere kalır ya da yenerse ligde kalacaktır. Hoca’dan dua etmesini isterler:

“Hocam bir dua et de takım yensin, hiç değilse berabere kalsın.”

Hoca dua eder. Maçın 90 dakikası berabere biter ama Erzurumspor uzatmalarda bir gol yer ve küme düşer. Taraftarlar, “Ne biçim dua ettin” diye Hoca’ya çıkışırlar. Hoca kendini savunur:

“Ula uşah ben 90 dekke için dua ettim. Ne bülim hakem uzadacah!”

ALMANYA’DA KÜLTÜR DÜZEYİ

Almanya’da halkın kültür düzeyini ölçmek için bir anket düzenlemiş; sokaktaki insanlara “B harfi ile başlayan üç meşhur Alman’ın adını sayın!” demişler.

Adamın biri üç futbolcuyu sıralamış: “Beckenbauer, Ballack, Bonhof!“

Anketçi demiş ki: “Peki Bach, Beethoven, Brecht, Böll, Brahms gibi isimler aklınıza gelmiyor mu?’’

“Kusura bakmayın!“ demiş adam, “İkinci lig oyuncularını tanımıyorum.”