İzlemeyen pişman olur

Beko Basketbol Ligi, son yıllardaki artan kalite çizgisini bu sene birkaç çıta daha da yukarı çekerek birçok otorite tarafından Avrupa’da İspanya’dan sonraki en kaliteli lig olarak görülüyor.

Spor
26 Ekim 2011 Çarşamba

Yakup KOHEN


Geçen yıllarda ben de dahil olmak üzere, pek çok basketbolsever sabaha karşı 3-4 sularına alarmlarını kurar ve NBA maçlarını izlemek için gün aydınlanana kadar kendini zorlayıp ayakta durmaya çalışırlardı. Ve işin en kötü kısmı da belli bir yere kadar dayandıktan sonra maçın en heyecanlı geçen 4. periyodunda uyuya kalınırdı. NBA’i takip edenlerin birçoğu bu sahneyi yaşamıştır diye tahmin ediyorum ya da kendi adıma konuşacak olursam bu sahneyi epeyce yaşamışımdır.

Süresi şimdilik belli olmamakla beraber bir süre daha NBA’de devam edecek olan lokavt süresince Beko Basketbol Ligi, her ne kadar NBA kadar tatmin etmeyecek olsa bile, son yıllardaki artan kalite çizgisini bu sene birkaç çıta daha da yukarı çekerek birçok otorite tarafından Avrupa’da İspanya’dan sonraki en kaliteli lig olarak görülmekte. NBA’deki lokavt sonucu boşta kalan oyuncuların en büyük ilgi odağı  Beko Basketbol Ligi olurken, takımların bütçelerindeki  artışlar da isimli oyuncuların Türkiye’ye gelmesinde önemli rol oynadı. Ayıca bu sene Euroleague Final Four’un İstanbul’da yapılacak olmasıyla iştahı iyice kabaran Efes ve FB Ülker’ın yanında Galatasaray’ın da Euroleague’e katılmak için kurduğu önemli kadro sayesinde aldığı oyuncularla beraber kaptığı Euroleague vizesi de üstüne tuzu biberi oldu. Türk takımlarının hem lig hem de Avrupa kupası maçları tam bir şölen halini aldı.

Efes, NBA’den Sasha Vujacic bütün sezon ve Ersan’ı da lokavt süresince kadrosuna katarken, Avrupa’da önemli başarılar elde etmiş Barac, Savanovic ve Batista’yı kadrosuna katarak Final Four hedefini ortaya koymuş oldu. Lige ikide iki ile başlayan Efes, geçen hafta başlayan Euroleague’de de zorlu Partizan deplasmanında galip gelmeyi başardı.

Geçen sene takımın başına Oktay Mahmuti’yi geçirerek büyük bir atak yapan ve ligde final oynayan Galatasaray, ligde elde ettiği başarı sayesinde Euroleague ön eleme turu oynamaya hak kazanmıştı. Ön elemeden maçlarından dolayı sezonu erken açan Galatasaray; Lakovic, Songalia, Lucas Jamon, Ender Arslan, Cevher Özer ve son olarak da lokavt süresince NBA’da Zaza Pachulia’yı kadrosuna katan sarı-kırmızılı ekip kurduğu iddialı kadro sayesinde ön eleme maçlarında üçte üç yaparak Euroleague vizesi almayı başardı. İlk defa Euroleague’de mücadele etmesi rağmen Avrupa arenasına Prokom galibiyetiyle başlayan Galatasaray bu sezon oynadığı on resmi müsabakanın hepsinde de galip gelerek kalitesini göstermiş oldu.

Yaptığı transferlerle en büyük rakipleri Efes ve Galatasaray’ın gölgesinde kalan Fenerbahçe Ülker sadece Gist, Curtis ve Bogdanovic transferleriyle kadrosunu güçlendirirken son olarak NBA’den Sefolosha’yı transfer etti. Geçen hafta kendi sahasındaki Caja Laboral mağlubiyetiyle Euroleague’e başlayan Fenerbahçe, Beko Basketbol Ligi’ndeki hazır olmayan görüntüsüyle de uyarı sinyalleri verdi.

Her ne kadar NBA’den Deron Williams ve Semih Erden gibi iki önemli oyuncuyu kadrosuna katmış olsa bile, lokavtın bitmesi sonucu büyük bir güç kaybına uğrayacak olan Beşiktaş’ın transfer hamleleri çok uzun vadeli değil gibi gözüküyor.

Mehmet Okur’u kadrosuna katan Türk Telekom kurduğu iddialı kadroyla zirveyi zorlamayı hedeflese de takımın uyum sorununu en kısa zamanda aşması gerekiyor. Bir parantez de geçtiğimiz senelerin iddialı ekiplerinden Banvit’e açmak gerekiyor. Lige iki mağlubiyetle başlayan Banvit, milli takımdan da moralsiz dönen Antrenör Orhun Ene’nin takımın başında olmadığı hazırlık dönemini çok iyi geçirmediği gözleniyor. Geçtiğimiz yıllardaki performansının çok altında oynayan Banvit’in biran önce toparlanması gerekiyor.

Bu sene ligin oldukça çekişmeli ve heyecanlı geçeceği benziyor; ayrıca yıllar sonra Euroleague’de üç takımla mücadele ediyor olmamız da İstanbul’da oynanacak olan Final Four mücadelelerinde bir Türk takımını izleme şansımızı oldukça arttıracak.