Sanat siyasetin üstünde

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
26 Ekim 2011 Çarşamba

19 Ekim Çarşamba günü yirmi dört askerimizin Hakkari’nin Çukurca ilçesinde PKK tarafından yapılan bir saldırı sonucu şehit oldukları haberi ajanslara düştü. Olayı öğrendiğimde içim ürperdi. 24 genç aynı zamanda 24 aile demekti; aynı zamanda birlikte silah arkadaşlığı yaptıkları yüzlerce asker demekti.

Aynı akşam eşimle Cemal Reşit Rey’e gitmek üzere yola çıktık. ‘Ateş düştüğü yeri yakar’, yine de insanlar tepkilerini dile getirmek için evlerin dışına bayrak asmışlardı. Keza taksilerle özel arabalarda da bayraklar dalgalanıyordu. Hangi yöne baktıysam onları gördüm.

***

CRR’de piyanist Fazıl Say, ‘Kleopatra’ eserinin Türkiye prömiyerini, keman virtüözü Cihat Aşkın ile birlikte gerçekleştirecekti. Söz konusu konser salonunda yıllardan beri sanatçılar tam saatinde yerlerini alırlar. Ancak bu kez, CRR’nin Genel Sanat Yönetmeni Kemal Karaöz sahneye geldi. Konser öncesinde asla bir konuşma yapma adeti olmadığını, ancak birçok dinleyiciden bugün şehit düşen askerlerimize saygı olarak konserin iptal edilip edilmeyeceğine dair telefon aldıklarını söyledi. Karaöz durum karşısında sanatçılarla görüşmüş ve birlikte şu karara varmışlardı; Sanat siyasetin üstündedir, konserin iptal edilmesi yanlış olur. Ancak yine Fazıl Say ve Cihat Aşkın’ın isteğiyle programda değişiklik yapılmasına karar verildi. Konser, Türkiye Prömiyerinin gerçekleşeceği beste yerine, şehitlerin anısına yine Fazıl Say’ın eseri olan ‘Kara Toprak’ ile başlayacaktı. Sanat Yönetmeni, ‘sizleri bugün kaybettiğimiz şehitlerimiz ve daha öncekilerin anısına bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum’ dedikten sonra izleyicilerin arasına katıldı.

***

CRR Konser Salonu hınca hınç doluydu. Herkes ayağa kalktı. Tek bir ses duyulmuyordu. Ne bir hapşırma, ne yere düşen bir çanta… İki yetkilinin ellerinde trompet saygı duruşunu gerçekleştirmesinden sonra konser başladı.

Fazıl Say sahneye geldi. İzleyiciyi selamladı ve ‘Kara Toprak’ı çalmak üzere piyanonun başına geçti. Birkaç dakika sonra ne Fazıl Say vardı ne de piyano. Piyanonun siyah lake kanadı, Say’ın siyah kadife ceketi arasında kalan beyaz tuşlardan askerlerin ayak sesleri duyuluyordu adeta. Konserlerde kimi zaman gözlerimi kapayıp dinlemeyi severim. Oysa bu kez mimik bile kaçırmak istemiyordum. Öyle güçlü bir ifade vardı ki… Müzik böyle bir dildi işte. Ardından dinlediklerimiz de fevkaladeydi. Ama o gece ‘Kara Toprak’ bir başka anlamlıydı. Belki öncesinde bu duygularla girmiştik salona; olabilir.