Cemaatte özlenen birliktelik: DYD-YSK

2011-12 kış döneminden başından itibaren aynı çatı altında faaliyet gösteren Dostluk Yurdu Derneği Başkanı İzi Doenyas, Yıldırımspor Kulübü Başkanı Hayim Eskenazi ve Dernekler Masası Başkanı Yaşar Bildirici ile birlikte gelişmeleri konuştuk.

Ester YANNİER Toplum
4 Ocak 2012 Çarşamba

Görüşmek üzere girdiğim mekândaki hareketlilik dikkatimi çekti. Derneklerin değişik yaş grupları, farklı odalarda etkinliklerini sürdürüyorlardı. Gençler ve çocuklar zaman zaman ortak alanda buluşarak kaynaşıyorlar “İşte özlenilen dernek havası”…

Dernekler Masası Başkanı Yaşar Bildirici: Cemaat Başkanı Sami Herman yönetiminde yarının cemaat hayatını öngörerek bir planlama yaptık. En etkili şeklide cemaat birimlerini azaltarak daha verimli şekilde çalıştırmaktı. Bunun da ilk ve en önemli kısmı yaklaşık 50 yıllık geçmişleri olan Dostluk Yurdu Derneği ile Yıldırımspor Kulübü’nü tek çatı altında toplamaktı. Her iki başkanın idare heyetlerinin ve hanımlar kollarının geçmiş dönem YSK Başkanı Leon Kalma’nın desteği ile bunu başardık. YSK ile DYD’yi aynı çatı altına almak diğer kurum ve dernekler için de çok olumlu bir örnek oluşturuyor.

İki derneğin aynı çatı altında buluşması, yaklaşık 8-9 aylık bir çalışma neticesinde gerçekleşti. Her hafta bir- iki toplantı ile bu günlere gelindi. En büyük desteği Cemaat Başkanı Sami Herman, Başkan Vekili İshak İbrahimzadeh, Başkan Yardımcılarından Moris Levi ve Josef Nassi ile Cina Alkaş’tan aldık; bir ekip olarak çalıştık.

Köklü dernekleri aynı çatı altına getirmek, zor bir görevdi. Bunu başarmak için önce inanmam, kendi içimdeki sorulara yanıt bulmam, sonra da dernek başkanlarını ve idare heyetlerini bu fikre alıştırmam gerekiyordu. Burada özellikle İbrahimzadeh’in duruşu çok önemliydi ve hepimize yön gösterdi.

Günümüzde büyük şirketler, devletler eski alışkanlıklarından vazgeçerek yenidünyada yollarını çiziyorlar. Her iki derneğin farklı faaliyetlerinin bir çatı altında gerçekleştirmeleri yaşanması gereken bir durumdu.

Cemaatimizin geleceğine bakıldığında bir çatı altında çalışılmasının belki mevcut mekân açısından zor olsa da, doğru bir düşünce olduğu kanaatindeyim. Küçülen bir cemaatiz, özellikle gençler birbirlerini tanımakta, bulmakta ve buluşmakta zorluk çekiyor. Böylelikle onlara da bir şans verilmiş oluyor…

Toplum bireylerine, “cemaat içinde yapılması gereken ilk işlerden biri nedir?”diye sorulduğunda, Avrupa yakasında iki gençlik derneğinin olmasını onayladıklarını, ancak giderlerin israf olarak görüldüğünü dolayısıyla cemaat idaresinin derneklerle beraber almış oldukları kararı saygı ile karşıladıklarını hatırlatmak istiyorum.

Burada beraber çalışmanın ahengini ve disiplinini görüyoruz. Buna en güzel örnek dernek hanımlarının yaptıkları ortak sezon açılış faaliyeti idi.

YSK Başkanı Hayim Eskenazi, cemaat olarak biz kötü günde birleşmeyi biliyoruz diyebiliriz. Biraz da iyi günde beraber olmayı bunun zevkini çıkartmayı katkıda bulunmayı iyi bildiğimizi söylemeyeceğim. Cemaatimizin her alanda, destekleme, yapılandırma, katılımcı olma anlamında her alanda cemaatçilik ruhunu güçlendirmemiz gerekir. Örneğin dernek yönetime yeni birisini davet ettiğimizde, “beni karıştırma”, “vaktim yok”, “maddi gücüm yok”, “yapamam” gibi bahanelerle geri çeviriyorlar. Cemaatimizi güçlendirmek adına elimizi taşın altına koymaktan çekiniyoruz. Kimi zaman maddiyat, kimi zaman fikri değerli… Neden bu kadar dağınık bir yapıya sahibiz? Bunun altında yatan nedenler ne? Çözüm bulamıyoruz. 35-40 yaşına gelmiş bir kişide cemaatçi ruhunun gelişmiş olması gerekir diye düşünüyorum.

Toplumun her bireyinde cemaatçi ruhun gelişmiş olması şart değil. Ayrıca kişinin cemaatçi olması için herhangi bir kurumunda bu düşünceyle yoğrulmuş olması gerektiğini ve bazı tutumların da kişilerin görev almak istemesine engel oluşturabileceğini düşünüyorum…

Bu ülkede azınlık isek, birlik, beraberlik ve bütünlüğümüzü korumamız adına cemaatimizi dinamik tutmamız gerekir. Bu kişiler haftanın en azından bir gecesini bir kuruma adayabilirler. Böylelikle kendilerine yeni kapılar açabilir, yeni kazanımlar edinebilirler.

Dostluk Yurdu Derneği’nin bu çatı altına gelmesini anlatır mısın?

DYD Başkanı İzi Doenyas: Derneğin kendi ihtiyacını karşılayacak, kullanımına tahsis edilmiş, kimseye danışmadan, ortaklık yürütmeden bir bağlılık olmadan, kendi evinde hissettiği bir yerde faaliyetlerini yürütmesi tartışılmaz. Ancak Yaşar Bildirici’nin de ifade ettiği gibi cemaatin kendi dinamikleri içerisinde bütçesel anlamda ve cemaatin giderek azaldığının da bilinciyle iki derneğin toplam faaliyetleri için tek bir lokal uygun görüldü. Bunun tartışılacak bir yanı olduğunu düşünmüyorum. Bize düşen elimizdeki şartları en iyi şekilde nasıl değerlendirebileceğimiz idi. Bu işin zorlukları da var. Şu ana kadar kriz oluşturabilecek herhangi bir konuyla karşılaşmadık. Tüm umudumuz bu seneyi burada geçirdikten sonra cemaat idaresinin, iki derneğin birlikte yaşamasına olanak sağlayacak şekilde planlanmış yeni bir mekânı tahsis etmesi. Burada günleri paylaşmak şeklinde bir yöntem geliştirdik. Hafta sonları da gençlerimiz istedikleri gibi gelerek faaliyet gerçekleştirebiliyorlar. Biz burada görüşmemizi yaparken bir salonda DYD gençleri, diğer bir bölümde YSK gençleri faaliyet yapabiliyorlar. İstenildiğinde çare bulunuyor. Yakaladığımız istek, işbirliği ve iyi niyet çok önemli… Bu tutum, ortak lokalimize taşınacağımız zaman için de çok önemli bir adım.

Ayrıca her iki derneğin de kendi müdürleri var ve uyum içinde çalışıyorlar. Onların ortak çalışmaları aslında işleri kolaylaştırıyor.

Gönül ister ki, cemaatin derneklere tahsis edeceği yeni bir mekân, sadece iki derneğin değil, dileyen herkesin gelerek tüm günlerini geçirebilecekleri, dernek içi kolaylıklardan yararlanabilecekleri, arkadaşlarına rastlayarak onlarla sohbet edecekleri sosyal bir yer olsun.

YSK çatısını paylaşmayı nasıl kabul etti?

H.E. Cemaat idaresi bu öneride bulunduğunda köklü bir dernek olmamız dolası ile önce bir tepki verdik. Ancak, cemaatin öncelikleri doğrultusunda hareket etmemiz gerektiğini düşündük. Artıları eksileri önümüze koyduk öyle düşündük. Sancılı bir dönem geçirdik. Sonuçta ortak bir paydada buluştuk.

Bu bir birleşme değildi, sadece aynı çatıyı paylaşmaktı. Neden tepki verdiniz?

Yıllardır tek başına yaşadığınız bir mekânı, başka bir dernekle paylaşmakta bazı sıkıntılar olacaktı. 13 senedir dernek masasındayım. İlk kez böyle bir taleple karşılaşıyorum. Farklı konularda yoğunlaşmış iki ayrı derneğiz. Neticede, kolay değil… Farklı iki kan gurubunu tek vücutta toplamak gibi…

 AB grubu oldunuz…

AB grubuna dönüştürmeye çalıştık ortak paydada buluştuk. Bu birliktelik cemaat için de ciddi artılar oluşturuyor. Şu anda bir sıkıntı yaşamıyoruz. Lokal daha yoğun kullanılmaya başlandı.

Son toplantımızda, herkes pozitif yaklaşım içinde olur ve acele edilmez ise bu birlikteliğin ortak faaliyetlere dönüşebileceğini gözlemledim. Sonuçta bireysel bir amacımız yok, hepimiz aynı cemaat için çalışıyoruz…

Y. B.Zor bir görev üstlendim. Ancak İzi Doenyas, Leon Kalma ve Hayim Eskenazi gibi başkan ve yönetim kurullarıyla çalıştım. Masada her birlik ve beraberlikten bahsettim. Her derneğe eşit mesafede durmaya çalıştım. Olumlu etkisi olduğunu düşünüyorum.

Geleceğe yönelik çalışmalarımızda ise İhtiyarlara Yardım Derneği ile Barınyurt’u daha sonra da Yetimleri Koruma ve Matan Baseter’i aynı çatı altında birleştirmeyi hedefliyoruz.