Portekizli Dreyfüs adalet arıyor

Portekizli yüzbaşının ölümünden yıllar sonra torunu dedesinin saygınlığının geri verilmesi için mücadele başlattı. Ülkesinde yüzyıllar önce yok olmuş Yahudi cemaatini yeniden canlandırma girişimlerinden dolayı Yüzbaşı Artur Barros Basto’nun rütbeleri sökülmüştü.

Nelly BAROKAS Kültür
21 Aralık 2011 Çarşamba

Atalarının Yahudi olduğunu öğrenmesinden sonra Portekizli Yüzbaşı Artur Barros Basto, 1920’li yıllarda Porto kentinde bir ‘yeşiva’ ve bir cemaat gazetesi kurmuş, bir sinagogun inşasına başlamıştı.

Yüzbaşının bu girişimlerine 1930’larda Portekiz’in faşist hükümeti tepki verdi; Artur Barros Basto’yu bazı sünnet törenlerine katılmaktan dolayı suçlu buldu, sürdürülen soruşturma sonucunda homoseksüellik iftirası atıldı. Sonuçta hükümet onun askeri rütbelerini söktü ve emeklilik hakları elinden alındı.

Artur Barros Basto alenen aşağılanmasının acısını yaşamı boyunca çekti. Düzenli olarak sürdürdüğü, kayıp Yahudiliği canlandırma  girişimlerinde bocalamaya başladı. Geçim sıkıntısıyla geçen bir hayat sonucunda, tamamen unutulan Barros Basto, 1961 yılında yaşamını yitirdi.

Yıllardır dedesi yararına kampanya yürütmekte olan Yahudi yüzbaşının torunu Isabel Ferreira Lopes, son olarak Artur Barros Basto’ya eski saygınlığının iade edilmesi yönünde talepte bulundu.

Bundan önceki benzer talepler başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Yüzbaşının eşi Lea’nın, Portekiz’de demokrasiye geçilmesinden bir süre sonra, 1975 yılındaki talebi ordu tarafından engellenmişti.

Torunu Isabel, “Ailemizde hepimiz büyükbabamla gurur duyarız. Onun adının saygınlığını geri kazanabilirsek eğer, bu ailemizdeki büyükannemden bana dek üç neslin verdiği mücadelenin başarı ile sonuçlandığı anlamını taşıyacak. Büyükbabamın çektiği ısdırabın, altında ezildiği haksızlığa uğramışlık duygusunun bir nebze de olsa telafisi sağlanmış olacak. Ona olan sevgimiz bizleri adaleti aramaya yöneltti” şeklinde konuştu.

Birinci Dünya Savaşı’nın son bulmasının ardından Portekiz’e dönen Barros Basto, İbranice öğrenmeye ve Yahudiliğin gereklerini yerine getirmeye başladı. Eşi ile yerleştiği Porto’da 400 yıl aradan sonra Yahudi toplumunu yeniden canlandırmanın ilk adımlarını attı.

1920’li yıllarda Portekiz’de dinlerinin gereklerini yerine getiren Yahudiler yoktu. O topraklardaki Yahudiler 15.yüzyılda Katolikliği kabul etme zorunda bırakılmışlar, Yahudiliğini gizlice sürdürmeye çalışanlar 18. yüzyıla dek engizisyonlarda cezalandırılmışlardı.

1930’lu yılların sonlarında diktatörlükle yönetilen bu ülkedeki antisemitizm, Barros Basto’nun Yahudiliğin yeniden canlanması yönünde gösterdiği başarıyı hazmedemedi.  Bu öncü kişinin toplumda küçük düşürülmesine, ordudan ihrac edilmesine sebep oldu. 

Artur Carlos de Barros Basto kimdir?

Yüzbaşı Artur Carlos de Barros Basto (1887-1961), Portekiz’in 1910 ihtilalinde ve Birinci Dünya Savaşı’nda gösterdiği kahramanlıklar nedeniyle onurlandırılmış bir kişiydi. Portekiz’in Amarante kentinde doğmuş ve Katolik eğitimi almıştı.

Dokuz yaşındayken büyükbabası ona, 1497’de din değiştirmek zorunda bırakılan Yahudilerin neslinden geldiklerini açıklamıştı. Portekiz Askeri Akademisi’nde eğitim görmesinin ardından Batı cephesinde savaştığı Birinci Dünya Savaşı sırasında tanıştığı bir Fransız Yahudi dinadamının büyük ölçüde etkisinde kaldı.

İbraniceyi ve Yahudi dinini öğrenmeye başladı. Lizbon Yahudi Cemaati tarafından dışlanınca geçtiği Tanca’dan tam bir Yahudi olarak ve Abraham Israel Ben-Rosh adını alarak döndü. Lizbon Yahudi Cemaati’nden saygın bir ailenin kızı ile evlenerek 1923’te yerleştiği Porto’da günümüzde oldukça etkin bir cemaat olan Yahudi toplumunu yüzyıllar sonra yeniden canlandırdı.

Marranos’ların öncüsü konumuna gelen Artur Carlos de Barros Basto ile 1930’larda tanışan  tarihçi Cecil Roth onu “hayatım boyunca rastladığım en karizmatik kişi” olarak tanımlamıştı. Basto; 1926’da Londra Marranos Komitesi yetkilisi Lucien Wolf tarafından Portekiz’de 1497’de din değiştirmek zorunda bırakılan Yeni Hıristiyanların (Konversos veya Marranos diye adlandırılan) neslinden gelen binlerce kişiye Yahudilik bilincini yeniden kazandırma, bir Yahudi okulu açma görevini vermişti.

“Rosh Pinah” adını verdiği teolojik seminer, 500 yıl aradan sonra kurulan ilk Yahudi okulu oldu. 1929’da sinagogun temeli atıldı. Art Nouveau tarzındaki “Mekor Haim” Sinagogu 1939 yılında açıldı.

Antonio Salazar yönetimi döneminde salt Yahudi olduğu ve geçmişte dini kimliklerini reddetmek zorunda bırakılan bir toplumun neslinden gelenlerin Yahudilik eğitimi almaları yönündeki çalışmalarından ötürü1943 yılında ordudan atılmak suretiyle onuru kırılan Artur Carlos de Barros Basto’nun saygınlığının iadesi için verilen mücadele devam ediyor.