Sanal takip

Riva ŞALHON Köşe Yazısı
7 Aralık 2011 Çarşamba

Bilgisayarı ve akıllı telefonunu vücudunun bir uzantısı sananlar artık çoğunlukta. Bu tür kendi arasında çeşitleniyor. Bazısı mantık dışı bir oyun tutkusu geliştiriyor, bazısı sosyal iletişim sitelerine takıntılı. O kadar ki, kişi bulunduğu mutlu ortamı hemen görüntüleyip web üzerinde paylaşmak için ortamla ilişkisini kesebiliyor. Bazısı yüklenen popüler videoları izlemeye tutkulu, örneğin oğlum sabah stresliydi, ‘Syndicate Project yeni videosunu yüklemiş olmalıydı, bir terslik mi olmuştu acaba?’aklımca iğneli bir laf etmek için: ‘Belki bir hayat edinmeye karar vermiştir’ dedim. Görünen o ki, video yükleyenlerin zaten hayatı buymuş, bu işten anormal para kazanıyorlar!

Günlük yaşama etkisi yok gibi görünen bir başka bağımlılık da web üzerinden sohbet etmek. Karşı karşıya geçtiğinde üç laf etmekte zorlanan pek çok insan duygu iletimi konusunda internet araçlarında coşuyor. Bazısı ruh ikizlerini keşfedip uzun saatler sosyalleşmeye çalışıyor, bazısı ise günlük hayatta karşılaştığı kişilere içine kapanıklık yüzünden yapamadığı tutkulu girişimciliği orada sergiliyor. Seviyor, nefret ediyor vs…  Alışveriş takıntısı kumar ve pornografik yayın eğilimlerini buraya dahil etmiyorum, zira onlar bilgisayarda ya da gerçek hayatta gerçekleşmeye bağlı olarak değişmez. Zaten iç güdü denetimi kırılgan olan kişiler bilgisayar karşısında ya da değil, var olan bir rahatsızlığın dışa vurumu olarak eğilimini sürdürecektir.

Akıllı telefonla ve bilgisayarla iç içe yaşamanın kaçınılmaz avantajı her şeyden haberdar olmak.  ortalama bir insan,  gününün 2.7 saatini cep telefonuyla sosyalleşmek amacıyla kullanıyor. Bu yemek yemek için harcadığı zamanın yaklaşık iki katı. Geçen Ekim ayında blackberry kısa süreli bir bağlantı sorunu yaşadı. O günlerde konuştuğum pek çok kullanıcıda sinirlilik hali vardı. Patolojik internet kullanma arzusu onları (ve beni) dengesiz hale getirmekteydi.

Her şey iyi hoş da, bu uzantılarımızın özel hayatımızı sıfırladığının farkında mıyız? Wikileaks sitesinin kurucusu Jullian Assange akıllı telefon veya bilgisayar kullanan, gmail adresi bulunan herkesin özel hayatının batağa saplandığını söylüyor. Kullanılan yöntemler inanılmaz. Kaçış ise imkansız! akıllı cihazlara yönelik casusluk teknikleri şeytani ve kural tanımaz olarak nitelendiriliyor.

Bunlardan ilki mobil dinleme yöntemi.  Yöntem, bir cep telefonundaki görüşmeleri tümüyle bu teknolojiyi elinde bulundurana açıyor. Bu bilgiler kaydedilebiliyor. Cep telefonu, açık olmasa bile bir ortam dinleme aygıtı haline getirilebiliyor. Cep telefonunun bastığınız her tuşu kayıt altına alınıyor. Attığınız her SMS bir başka cep telefonuna da gidiyor. Girdiğiniz her internet sitesi tek tek tespit ediliyor ve o internet sitesinde neler yaptığınız bir bir kaydediliyor.

Bir diğer yöntem de kullanılan telefonlarla doğrudan bağlantılı. Hem cep telefonları hem de sabit hatlı telefona görüşmeleri bir yandan dinlenirken ve izlenirken, öte yandan görüşmelerde anahtar kelimelerden birinin geçmesiyle uyarı sistemi çalışıyor.

Telefon görüşmesi yapan bir kişinin sesinden, yaşı, cinsiyeti, stres durumu tespit edilerek bir ses kimliği çıkarılıyor ve bundan sonra yaptığı tüm görüşmeler özel ilgi alanına giriyor.

Aynı şekilde cep telefonlarını kullanan kişilerin bulunduğu yer belirleniyor. Elektronik postalar izleniyor. Okunuyor. Kaydediliyor.

Bir diğeri bilgisayarların dinleme ve izleme cihazı olarak kullanılması.

Kısacası,  milyonlarca insanın, ancak bilimkurgu filmlerinde görebileceğimiz yöntemlerle tüm iletişimlerini ve hatta özel hayatlarını kontrol edebilen yazılım ve cihazlar var.

Akıllı telefonların hayatımıza kattığı onca avantajın yanı sıra özgürlüğümüzü yavaş yavaş tükettiğini de fark edelim… belki de eski yüzyüze iletişime geri döner, karşılaşma anını heyecanla kafamızda kurar, daha az paylaşım ve etkinlik takip ederiz…