Dört büyükler tamam da, Manisa’nın başı kel mi?

Herkesin gözü büyük takımların üstündeyken, diğer kulüplerin performansları pek dile getirilmiyor.

Sami MORHAYİM Spor
7 Aralık 2011 Çarşamba

Fenerbahçe haftalar sonra puan kaybederken, Galatasaray kötü performansına rağmen arada sırada tökezliyor, Beşiktaş ise etkili ve göze güzel gelen futboluyla bu sezon ön plana çıkıyor. Peki, dördüncü sırada yer alan Manisaspor’un her hafta artan grafiğini gören kimse yok mu?

Tüm dünyada futbolun küreselleşmesiyle görülen, ancak ligimizde daha çok rastladığımız durumlardan, büyük takımlara verilen önemin fazla olması ve küçük takımların genelde besleme olarak görülmesi son senelerde yavaş yavaş azalıyor desek de ne yazık ki istenilen duruma bir türlü gelemiyor. Tiraj sağlamak için büyük takımların sayfalarca haberleri çıkarken, Anadolu takımları genelde tek bir sayfa içine tıkış tıkış yazılıyor. “Reyes Galatasaray’a mı?”, “Oscar Cardozo Fener Yolunda”, “Wellinton Fener’e gelebilir” gibi haberler haftalardır boy boy yazılırken, acaba bu sene performansı büyük ölçüde artan bir takıma yer verilmiyor diye sormuyor değilim. Açıkçası, ben de ÖSS senem nedeniyle ligi gazetelerden takip ettiğimden, Manisaspor’un ligde dördüncü sırada olduğunu bu hafta fark edebildim ve internetten biraz araştırma yaptım.

Sezon başında sadece üç transfer yaparak sezona başlayan Manisaspor, Volkan Babacan, Klukowski ve Akaminko’yu kadrosuna katarak sezona pek da iddialı bir kadroyla girmedi. Ancak, buna rağmen ligde geçen her haftayla birlikte rakiplerini saf dışı bırakmayı bildi.

Hücum hattında, Gençlerbirliği’nin eski hücum hattını barındırıyorlar (Promise, Kahe) ve yanında da Makakula yer alıyor.

Orta sahada ise, Murat Erdoğan on üç maçın hepsinde ön plana çıkıyor. Attığı üç gol ile de hücum hattına büyük destek veriyor. Eski Galatasaraylı Mehmet Güven’in artan performansı, son yıllarda Manisaspor’un değişilmez isimlerinden Joshua Simpson bu mevkide gözümüze çarpan isimler.

Savunmada ise, Ömer Aysan Barış ve Hüseyin Tok’un başarılı performansı göze çarpıyor. Yanına da, Klukowski ve Akaminko’yu monte eden Teknik Direktör Kemal Özdeş, takımda en büyük verimi savunma hattından alıyor.

KÖTÜ BAŞLADI, İYİ GİDİYOR

Ligi geçen sezonun en başarılı takımlarından Trabzon’u evinde ağırlayarak açan Manisaspor, Isaac Promise 44. dakikada kırmızı kart görmesine rağmen 88. dakikada Joshua Simpson’ın golüyle bir puanı hanesine yazmayı başardı. Trabzon maçının ardından, Ordu deplasmanına giden Manisa, kalesinde gördüğü tek golle maçı mağlup kapadı ve bir sonraki hafta oynanacak Fenerbahçe maçları için kolları sıvadı. Sadece kadınların ve çocukların stadyuma alındığı maçta, ilk haftada olduğu gibi kırmızı kart görmesine rağmen 66. dakikada Ömer Aysan’ın golüyle geçen sezonunu şampiyonundan bir puan koparmayı başardı. Ligin dördüncü haftasında, yine kırmızı kart görerek, ilk dört hafta içinde üç kırmızı kartla en fazla kart gören ekip oldu ve İBB karşısında 2-0 mağlup olarak evine üzgün döndü.

MAĞLUBİYET ORUCU BAŞLADI, BİTMİYOR

İstanbul ekibi karşısında aldığı mağlubiyetten sonra, büyük bir çıkışa geçen ve dokuz haftadır mağlubiyet yüzü görmeyen Manisaspor, her hafta bir basamak daha yükselerek dördüncü sıraya kadar çıkmayı başardı. Geçen bu dokuz hafta içinde, altı galibiyet ve üç beraberlik alarak, 21 puan topladı. İlk üç hafta içinde, geçen sezon ilk iki sırada yer alan takımlarla berabere kalarak aldığı iki puanla da, toplamda 23 puan elde ederek ligin üst sıralarına yerleşti. Samsunspor, Kardemir Karabük, Eskişehirspor, Ankaragücü, Antalyaspor ve Kayserispor karşısında çok fazla pozisyona girmeden galibiyet elde etmeyi başardı. Geçen on üç hafta içinde, bir maçta ikiden fazla gol atamayan; ancak aynı zamanda sadece bir maçta iki gol yiyerek, hücum hattından çok savunmasına güvendiğini de istatistiklere yansıtmış oldu. Böylece, geride kalan on üç haftada ligde en az gol yiyen takım konumuna da gelmeyi de başarmış oldu. Büyük takımların çoğuyla maç yaparak, zorlu maçları geride bırakan Manisaspor’un, şimdi önünde zorlu gözüken Beşiktaş ve Galatasaray maçları var. Bunları da yendiği takdirde, ligin ilk yarısını üst sıralarda bitirmesi kaçınılmaz gözüküyor.

QUARESMA’SIZ RESİTAL

Kadrosunda bireysel yönü kuvvetli oyuncuların ve tehlike anında kendini ön plana çıkaracak spesifik oyuncuların bulunmaması nedeniyle, Manisaspor’da oyuncuların görev paylaşımında başarılı olması da gözden kaçmıyor. Özellikle, savunma hattındaki oyuncuların geçtiğimiz maçlarda birbiriyle iyi anlaşması, takımın üst sıralarda yer almasındaki en önemli etken. Hücum hattında ise Promise, Kahe ve Makakula gibi isimler bulunurken, bu isimler de takımın gollerini aralarında paylaşıyorlar. Özellikle, Promise’in dört golü, alınan tek gollü galibiyetlerde büyük önem taşıyor.

Manisaspor, zamanında Ersun Yanal’la birlikte ilk haftalarda başarılı olsa da, sene sonuna doğru küme düşme riskini hep yaşardı. Eğer, Manisa “ Türk gibi başlayıp, Alman gibi bitirirse” play-off sistemiyle birlikte seneye Avrupa’da boy gösterebilir. Tabi, ne kadar ligin bitmesine 21 maç olsa da, son haftalardaki performansıyla Manisa, bu sene en azından düşme potasına girmeyeceğinin sinyallerini veriyor.