Adaların tarihi binaları sergi konusu oldu

Adalar Müzesi, etkinliklerinden en önemlilerinden birini uzun bir hazırlık dönemi sonrası 2 Temmuz Cuma günü ziyarete açtı.

Rubi ASA Toplum
6 Temmuz 2011 Çarşamba

‘Adalar Binalar Mimarlar’ başlığı altında derlenen sergi, yüzyılı aşkın mimarlık zanaatını, yapı ustalığını ve kendine özgü “Adalılık” kültürünün gerçeğini ortaya koymayı amaçlıyorSerginin küratörü Yüksek Mimar Hasan Kuruyazıcı, gerçekleştirdikleri ‘Adalar Binalar Mimarlar’ sergisiyle Adalar’ın sadece mimari zenginliğinin ortaya konmasının yanı sıra yapıların insan eli emeği ve estetik birikimlerinin yaşama kattıklarının belgelenmesi amacını taşıdığını ifade etti.

Mimarlık mesleğinin bir yaşam kültürünü yansıtma sorumluluğu tartışılmaz. Yapıların insanlar, insanların yapıları var ettiği gerçeğini yok sayamayız. Bu yolla geleceğe bırakılan miras, bir yaşam kültürünü anlatmak, mimari değerleri ortaya koymak,  vandalca yok edilmek istenen yapıları korumanın aslında varlığımızı korumak amacını taşıdığını bilmektir. Bu amaçla yapılan bu güzel sergi “nesilleri yok olmaya” yüz tutan binaları hatırlatmak, onları inşa eden mimarları ve kalfaları yad etmek amacını da taşıyor.

Aralarında Sabuncu Köşkü Mimarı Fotiadis; Troçki’nin kaldığı ikinci köşk olarak bilinen Sivastopulos-Triandafilidis Köşkü Mimarı Nikolaos Dimadis; Aya Nikola Kilisesi Mimarı Gaitanakis, Eski Rum Yetimhanesi Otel Prinkipo Palas Mimarı Alexander Vallauri, Mimar Mehmet Vedat Tek, Mimar Sedad Hakkı Eldem, Mimar Aristidis Passadeos, Mimar Edmond Sarfati, Mimar Turhan Uyaroğlu, Mimar Utarit İzgi’nin de bulunduğu çeşitli geç dönem Osmanlı ile erken - geç dönem Cumhuriyet mimarları ve yapılarına sergide yer veriliyor. 

Serginin benim için ilginç yönlerinden biri, yapıtlar arasında mimarlık eğitimim sırasında tanıdığım birçok hocamın bulunması; yapıtlarının önünden adada her gün geçtiğim halde kendilerine ait olduğunu sergide fark edebilmemdi. 

Serginin bizim için bir başka önemli tarafı ise özellikle gurubun içinde Yahudi mimarların da bulunmasıydı.

Meslek hayatlarında başarılara imza atmış İlya Ventura ve Edmond Sarfati’nin adada gerçekleştirdikleri özgün yapıtları görmek, incelemek yapıtları ve mesleki düşüncelerini anlamak son derece keyifliydi. Edmond Sarfati, kişisel olarak da tanıdığım Adada yapıtlarına hayranlıkla baktığım esinlendiğim dostluğunu da paylaştığım bir mimardı. İlya Ventura’yı tanıma olanağı bulamamış fakat Neve Şalom’u projelendirerek hayata geçirmesi onun mesleki kariyerinin ne denli başarılı olduğunun kanıtıdır benim için. Her mimar yapıtlarıyla yaşama ve gelecek nesillere bir miras bırakmak, düşünce ve fikirlerini gelecekte de yaşatmak ister. 

Belki adını sayamadığımız zaman zaman unuttuğumuz birçok mimar bıraktıkları izlerle örnek yaşamları kültürleri geleceğe taşır. Cemaatimiz mimarlarından Aron Angel de böylesi mirasın üreticilerinden biridir. Serginin açılışı sırasında ortak bir sunuş konuşması yapan Adalar Vakfı Başkanı Halim Bulutoğlu ve Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, 2011 yılında daha  bir çok etkinlikler düzenleyeceklerini ve geçen sene açılan Ada Müzesi’yle müze için kurumsallaşma ve büyüme yılı olacağının  altını çizdi. 

Sergi yıl sonuna kadar Çınar Meydanı’nda açık kalıp, yalnız adalılara değil kültürel mirasın gelecek nesillere  yön vermesi gerektiğinin bilincine inanan herkese katkıda bulunacaktır.