Hukat - Anlayışın üzerinde olmak

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
29 Haziran 2011 Çarşamba

Kızıl inek mitsvası Hukat peraşasının girişinde çok büyük bir soru işareti ile peraşayı incelememize neden olur. Özellikle Tora’nın “bu Tora’da bir hoktur” ifadesini kullanması ve sanki Tora’nın bütün mitsvalarını burada ihtiva etmesi gibi anlaşılması durumu daha da güçleştirir. Bilindiği gibi “hok” grubuna giren mitsvaların herhangi bir mantıklı açıklaması olmayabilir. Ancak diğer tüm mitsvalar gibi uygulanmasının gerekliliği tartışılmazdır.

Raşi bu mitsvanın nedeninin insan anlayışının çok üzerinde olduğunu söyler. Midraş Raba Tora’da yer alan 612 mitsvanın tamamının neden ve niçinini anlayabilen Kral Şlomo’nun dahi bu mitsvayı anlamak konusunda felce uğradığını bizlere öğretir.  Raşi aynı zamanda bu mitsvanın Altın Buzağı günahının kaparası için bir korban niteliğinde olduğunu savunsa da bazı bilginler bu görüşe daha temkinli yaklaşırlar.

Mitsvaları uygulamak konusundaki çarpıklığın ana nedeni her mitsva için insanoğlunun mantıklı bir neden arayışında bulunur. Bu olay beraberinde ciddi bir riski de getirir. Bazıları Tora’nın mitsvalarını anlamaya çalışırken akla yakın varsayımlarla hareket etmek ister. Örneğin domuz yeme yasağı genellikle trichinosis hastalığını meydana getiren trichin adlı parazitin varlığı ile ilişkilendirilir. O halde bu parazit elimine edildiği anda domuz yenebilir bir hayvan durumuna mı gelecektir? Elbette ki hayır. Domuz yemenin yasak olması sağlık nedenlerinden bağımsız olarak yasaklanmıştır.

Tora’nın mitsvaları Tanrı emri olduğu için uygulanır ve uygulanmalıdır. Her ne kadar sosyal kurallar ve yasaklar tarafımızdan anlaşılabiliyorsa da bunları yerine getirme nedeni sosyal ve mantıklı olmasından ziyade Tanrı’nın emri olmasıdır.

Günümüzde sosyal yasalar ve kurallar farklı yönlere doğru kaymaktadır. Ötenazi savunucusu doktorlar, genellikle bir suikast veya patlama sırasında yaralanan veya ciddi bir rahatsızlığı olan ve seksen yaşın üzerindeki hastalarında tedavi yapmamak için yasal dayanak aramaktadırlar. Hâlbuki insan hayatının kutsallığına inanan Tora insan hayatının bu şekilde sona erdirilmesinin mümkün olamayacağı konusunda son derece kesin ve keskindir.

Altın buzağı günahı insan yanlış anlayışının bir sonucudur. Moşe kırk gün içinde döneceğini söylemiş, kırk gün geçince halk Moşe’nin kırk gün boyunca böyle bir ortamda canlı kalamayacağına hükmetmiş ve bazı provokatörlerin de desteği ile bu büyük yanlışı yapmıştır. İnsanın konuları bazen yanlış anlayabilme özelliği bu bozgunun temel nedeni olmuştur.

Dr. Twerski bu durumda bir tespit yapar. İnsan anlayışının üzerinde olan Kızıl inek mitsvası bu yönden bakıldığında altın buzağı günahı için bir kapara durumunda olabilir ve Raşi’nin görüşü bu noktada ağırlık kazanabilir. Çünkü kızıl inek mitsvası insan anlayışının üzerindedir ve altın buzağı insanın yanlış algılamasının bir sonucudur; bundan dolayı insan mitsvaları yerine getirir veya öğrenirken her şeyden önce onları Tanrı emri olduğu için uygulaması gerektiğini aklından çıkarmamalıdır.