İzmir Yahudileri için önemli bir haham: Moti Katan

Bugün İzmir Musevi cemaati yaklaşık 1500 kişiden oluşuyor. Oysa daha 1930’lu yılların başında İzmir’de yaklaşık 20.000 Musevi yaşamaktaydı. Ancak koşullar değişti ve sayı giderek azaldı. İzmir’de yaşayan Musevilerin dinî eğitim eksikliği konusunda, bu anlamda yapılacak işlerin çokluğu nedeniyle sorunlar yaşanmaya başlandı.

Tufan ERBARIŞTIRAN Perspektif
8 Haziran 2011 Çarşamba

    Anadolu toprakları bereketlidir, hoşgörülüdür, burada insan sevgisinin en yüksek değerlerini bulabilirsiniz. İzmir’de yüzyıllardır çeşitli dinler, inançlar, yaşam biçimleri her zaman varlığını korumuştur. Bazı sorunlar yaşansa bile karşılıklı dayanışma sürmektedir. 

İkinci Dünya Savaşı’nın karanlık günlerinde 6 milyon Musevi krematoryumlarda, yargısız infazlarla yaşamlarını kaybetmişti. Bu savaşın kirli yüzü birçok ülkeye sıçramış, az ya da çok etkisi ‘iz’ bırakmıştı. 1942 - 1943 yıllarında ise Türkiye’de ünlü Varlık Vergisi haksızlığı, ayrıca İzmir ve İstanbul’da söylentileri çıkan krematoryumlar nedeniyle Museviler korkmuş, yılmış ve çaresiz kalmıştı. (İzmir’de bu ‘iş’ için kullanılacağı söylenilen bina halen Konak – Karataş bölgesindedir…) 1948’de İsrail’in kurulmasıyla birlikte çok sayıda Musevi vatandaşımız göç etti.

Bugün İzmir Musevi cemaati yaklaşık 1500 kişiden oluşuyor. Oysa daha 1930’lu yılların başında İzmir’de yaklaşık 20.000 Musevi yaşamaktaydı. Ancak koşullar değişti ve sayı giderek azaldı. İzmir’de yaşayan Musevilerin dinî eğitim eksikliği konusunda, bu anlamda yapılacak işlerin çokluğu nedeniyle sorunlar yaşanmaya başlandı.

Moti Katan (19 Nisan 1946) İzmir doğumlu bir haham. İkiçeşmelik taraflarında doğup büyümüş ve orada okula gitmiş. Dedesi ve büyükleriyle yaptığı fuar gezintilerini halen anımsıyor. 1949’da ailece İsrail’e göç ettiler. Bundan sonraki süreç Moti Katan için tam bir sinema filmi gibi. 1954’de geri dönerler ve Beth – İsrael’de eğitimine devam eder.  1961’de yeniden İsrail’e döner ve yaşamını orada sürdürür. 1970’de eşi Suzi’yle evlenir ve üç çocuğu olur. Çocukları ve torunları İsrail’de yaşamakta. Zaten kendisi de burada resmî bir sıfatla bulunmuyor. Yaptığı işler tamamen ruhanî anlamda olduğu için bir hayır işidir… İzmir cemaatine karşılıksız yardım etmek adına tüm bildiklerini öğretiyor, anlatıyor, yardımcı olmaya çalışıyor.

Moti Katan tam anlamıyla bir gönül adamı. Kendisini yakından tanıyan biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki sıcakkanlı, sohbeti güzel, eli açık, dost canlısı biri. İzmir Musevi Cemaati’ne dini yönden büyük katkısı vardır. Kendisiyle sohbet ederken şunları söyledi.

“İzmir’de üzülerek görüyorum ki cemaatimiz açısından ciddi anlamda bir asimilasyon sorunu var(dı). Bu nedenle dinî eğitime önem verdim. İbranice, Kabala, Tora ve Yahudi tarihi üzerine eğitim vermeyi sürdürüyorum. Yine üzülerek görüyorum ki bizim için önemli olan bazı değerlerimiz unutulmaya yüz tutmuş(tu). Ancak içimizdeki Tanrı ışığı ve Tora sevgisi nedeniyle bu kıvılcımın arttığını söylemeliyim…”

Bir gün benim de davetli olduğum Gürçeşme Musevi Mezarlığı’nda Moti Katan’ın din bilgisine, cemaatine olan ilgisine ve kendisine gösterilen saygıya bir kez daha tanık oldum. Hiç yorulmadan okuduğu duaları açıklıyor, sorulan her soruya içtenlikle yanıt veriyordu. Her zaman gülen yüzü, insanın ruhunu okşayan nezaketi, sakin tavırları nedeniyle çok sevildiğini belirtmeliyim. Gürçeşme Musevi Mezarlığı’nda her ayın son gününde topladığı cemaatle birlikte burada ebediyete göçmüş büyük hahamlara, önemli kişilere dua edilmesinin öneminden söz ediyor ve şunları ekliyor.

“Biz Museviler için büyüklere dua ederken, aramızdan ayrılan hahamlarımızın yazdığı kitaplardan da birer bölüm okuruz. Böylelikle onlara şükranlarımızı ve saygılarımızı iletiriz.”

Moti Katan için dinî eğitim son derece önemli ve gerekli. Hemen her konuşmasında bunu dile getiriyor. Çocuklara Bar / Bat-Mitsva kurallarını öğretiyor. Ayrıca yaşlarına göre dinî bilgiler veriyor. Tüm bunları resmî bir sıfatı olmadan, iyi niyetiyle ve bir gönül adamı olmasından dolayı yerine getiriyor. Yani tam anlamıyla kendini bu konuya adamış, Tora’yı bir yaşam biçimi yapmış. Cemaatten kimin başı sıkışsa, bir bilgiye gereksinim duysa, İbranice ya da Yahudi tarihi üzerine bir şey sorsa hemen yanıtlıyor, hiç kimseyi geri çevirmiyor. Öte yandan bir de hatırlatma yapalım istiyoruz. Moti Katan, günlük yaşamda resim sergilerine gitmeyi, dost sohbetlerini, eşiyle ve yakınlarıyla eğlenmeyi de unutmuyor. “Ancak kararında yapmak kaydıyla” diyor…

Bir ara sözü yine cemaate getiriyoruz. Bu konuda tüm iyi niyetine karşın yeterince karşılık alamadığından dolayı ‘şimdilik’ biraz sitemkâr… “Cemaatin ancak yüzde otuzu havraya geliyor. Ancak Yom Kipur, Roş Aşana günlerinde ise dolup taşıyor. Ama bu yetmez. Havra bizim için önemlidir. Birey sadece bu dünyayı düşünmemelidir. Havra’ya gittiğinde, Tanrı ile arasındaki bağ güçlenir… Yakın zamanda cemaatin daha çok katılacağına inancım tam ve kesindir…” 

Yaşamlarımızda bazen öyle insanlar karşınıza gelir ki sizi bir anda değiştirir, farklı bir konuma taşır. Yıllardır düşündüğünüz, kimselere söyleyemediğiniz bir sırrınızı, dinsel anlamda bastırdığınız bir duygunuzu artık ortaya çıkarma zamanı gelmiştir... İşte Moti Katan bu nedenle kapınızı tam zamanında çalan çok özel bir insandır. Sizin bu inanç yolculuğuna korkmadan çıkmanıza yardımcı olan, sendelediğinizde hemen yanınızda bulunan, o yolculukta güvenle ilerlemenizi sağlayan bir bilge kişiliğe sahiptir. Herkesle dost olabilen, sokaktaki bakkaldan manava, cemaat dışından biriyle bile sohbet edebilen, onunla şakalaşan, yeri geldiğinde karşısındakini ilgiyle dinleyen ve bilgilendiren biridir, Moti Katan. Nitekim birkaç yıl önce bir sempozyumda üç semavî dinin eşit tarafları üzerine yaptığı konuşma (diğer iki dinin temsilcisinin de katıldığı) büyük ilgi görmüştü. Dinleyiciler sorular sorarak gerekli yanıtları aldıktan sonra bile kendisini rahat bırakmamış, verdiği güzel ve anlamlı yanıtlardan dolayı tebrik etmişlerdi. Bazı insanlar vardır, onunla konuşurken hem bilgi sahibi olursunuz hem de sohbetinden hoşlanırsınız. İşte Moti Katan öyle biridir. Sizi hiç sıkmaz, sorularınızı içtenlikle yanıtlar, kendisinde olan her bilgiyi sevecenlikle paylaşır. Ona bu özelliği veren (İsrail’de kendisini eğiten) hocası Rebi Nesim Behar’ı her zaman şükranla anıyor.

Alsancak’taki SAAR AŞAMAYIM havrasında ‘gönüllü haham’ olarak görev yapıyor. Ancak İzmir’in birçok kesiminden gelen Musevilere de evinin kapısını ve gönlünü açmış. Onun gelmesiyle birlikte cemaatte belirli bir hareketlilik gözleniyor. Kendisinin toparlayıcı oluşu, etkin konuşmaları, derin bilgi birikimi, liderlik vasıfları, güvenilir bir kişiliğe sahip olması nedeniyle kısa zamanda takdir edilmiş. İzmir cemaati şimdi daha aktif, daha heyecanlı, aralıklarla yaptığı bazı ritüel ve törenleri büyük bir coşkuyla uyguluyor… 

Yaşadığımız dünyada bazen farkında olmadan hata yapıyoruz, günah işliyoruz, kötü davranışlarda bulunuyoruz. Ne zaman ‘sıkıntı’ kapımıza dayansa, işte o zaman Tanrı’yı düşünmeye başlıyoruz. Oysa böyle mi olmalıdır? Tanrı bizim içimizde sönmez bir ışık olarak duruyor. Önemli olan o kutsal ışığı ortaya çıkarmaktır. Moti Katan bu konuda şöyle söylüyor: “Gönül ister ki cemaatimiz Tanrı’ya daha çok dua etsin. Şabat gününü tutsunlar, Kaşer yesinler. Tora’yı daha çok okusunlar ve anlasınlar. Hatta onu yaşamlarına uyarlasınlar. Çünkü Tora bilgelik kaynağıdır.” Moti Katan düğünlerde müziksel ayin uyguluyor. Dinî ritüeller, evlilik, cenaze gibi olaylarda her zaman cemaatin yanında bulunuyor.

Hangimiz günahsız olduğumuzu söyleyebiliriz ki? Ergenlikten ölünceye kadar kim bilir kaç kez hata yaptık, ne kadar günah işledik? Moti Katan’ın deyişiyle, “Ahret gününe, Tanrı’yla karşılaşmaya, günahlarımızdan arınmaya tek bir yoldan gidebiliriz. Tora! Evet, sadece Tora vardır!”

Yaşamın iki farklı yüzü vardır. Biri, bugün içinde yaşadığımız dünya ve günlük koşullar. İki, yaşamın ruhanî tarafını içerir. Sizin için hangisi daha önemlidir? Kısacık insan yaşamı içinde günah biriktirmek yerine, ruhanî yönden olgunlaşmanın, kendimizi bu konuda eğitmenin ve yönlendirmenin daha önemli olduğunu düşünüyoruz… Moti Katan’ı tanıyınca bunun doğru olduğunu anlıyorsunuz. Kuşkusuz dünyevî konularla uğraşmak, yaşamak için mücadele etmek, para kazanmak, siyaset yapmak, bilim ve sanat alanlarında üretken olmak önemlidir. Ancak bunların önemi, derecesi, konumu iyi belirlenmelidir. İnsan olarak arkamızda bıraktığımız dünyevî miras kadar, bunun sonrası da düşünülmelidir. Moti Katan bu konuda bakın neler söylüyor. “Tora bize hem bugünü ve hem de ahreti anlatmaktadır. İkisi üzerine seçim değil, orantılı bir yaşam benimsemeliyiz…”