Meşaleleri Holokost kurtulanları yaktı

Bu yıl Yad Vaşem’de düzenlenen Holokost’u anma töreninde, yok edilen altı milyon Yahudi’nin anısına altı meşaleyi yakanlardan biri, iki ölüm yürüyüşünü canlı olarak tamamlayabilmiş bir Holokost kurtulanı

Nelly BAROKAS Kültür
4 Mayıs 2011 Çarşamba

Geçtiğimiz Pazar günü Yad Vaşem’de düzenlenen Holokost’u anma töreninde Naziler tarafından yok edilen altı milyon Yahudi anısına yakılan altı meşaleyi altı Holokost Kurtulanı yaktı.

Simcha Applebaum, Avraham Aviel, Dina Buchler-Chen, Andrei Calarasu, Yona (Janek) Fuchs ve Chava Pressburger meşaleleri yakan Holokost kurtulanlarıydı.

1927 yılında Pruzhany bölgesinde Malcz’da (günümüzde Belarusya’da yer alıyor) doğan Simcha Applebaum, çok genç yaşta Pruzhany Gettosu’ndan kaçarak ormandaki Yahudi partizanlara katıldı. 1943’te ailesi ile birlikte Auschwitz’e gönderildi. Tüm ailesi öldürüldü, Simcha yaşından büyük göründüğü için zoraki işçi olarak çalıştırıldı. İki yıl kampta kalmasının ardından 1945’te Gleiwitz’e doğru bir ölüm yürüyüşüne çıkarıldığında görünmeden bir trene atladı. Kaçtığı Çekoslovakya’da yerel çiftçilerin yardımı sayesinde beş hafta gizlenebildi. Ancak Gestapo tarafından yakalanınca işkence görmesinin ardından önce Buchenwald sonra da Sachsenhausen kampına gönderildi. Akabinde Baltık Denizi yönüne doğru ikinci bir ölüm yürüyüşünde çıkarıldı. O ölüm yürüyüşünde kendi kendine söz verdi: eğer hayatta kalır da günün birinde Kutsal Topraklara ulaşabilirse, orada ailesinin anısına bir köy kuracaktı. 3 Mayıs günü yürüyüşe zorlananlar ABD güçleri tarafından kurtarıldılar. 1946 yılında 18 yaşındaki Simcha Tel Hai gemisi ile Kutsal Topraklara göç etti. 1948’de Simcha16 yaşındaki arkadaşı ile birlikte, ailesinin anısına Netzer Sereni Kibbutzu’nun temelini attı.

Meşale yakanlardan Andrei Calarasu, 1922’de Romanya’nın Botosani kentinde doğdu. Adı Bernard Grupper’di. 1941 yılında Nazi işgali ile Andrei’nın babası ile abisi Paul yüzlerce Yahudi’nin öldürüldüğü polis karakolunun bahçesine alındı. Baba ve Paul çıkarıldıkları tren yolculuğunda yaşamlarını yitirirken,  Andrei Romanya Kızıl Haçı temsilcisi Viorica Agarici tarafından trenden kurtarıldı. Agarici savaştan sonra ‘Uluslararası Dürüst Ödülü’ ile onurlandırıldı. Andrei çalışma kampında uzun süre işçi olarak çalıştırıldı. Kızıl Ordu’nun bölgeye varması ile 1944 yılının yazında serbest kaldı. Bükreş’te Tiyatro Akademisi’nde eğitim görmeye başlayan Andrei Calarasu, yaşadığı Komünist rejim altında adını değiştirmeyi uygun gördü. 1965’te göç ettiği İsrail’de Haohel Tiyatrosu’nda ve Beit Zvi Okulu’nda çalışmaya başladı. İsrail Ordu Radyosu’nda çalıştı ve İsrail Televizyonu kurucuları arasında yer aldı. 30 yıl kadar radyo ve televizyon kurulunda görev yaptı, yüzlerce program yönetti.