Çağdaş sanat, çevre ve toplum bilincinin ağır bastığı, çok kültürlülük olayları ile ilgilenen, 1960’lı yıllardan günümüze kadar gelen bir sanat dalı olmakla tüm dünyada değerini koruyor.
Türkiye’de toplum olaylarının gün ve gün değişen zamanlarında soyut kavramları somut hale getirip canlandırma yapan Serra Behar, sanatı bizim için kendi tarzına özgün yorumladı. Kendi sanat yolunu bizimle paylaşarak diğer sanatseverlere örnek teşkil etmeye devam ediyor.
Serra heykeltıraş olmaya nasıl karar verdi? Bu yolda eğitim süreçleri nasıl oldu? Herkesin bir var olma sebebi ve şekli olduğunu düşünüyorum. Bu da benimki… Başka bir var olma biçimi düşünemiyorum. Çamur ve farklı malzemeler bana hayat veriyor, ben de onlara! Üretmediğim zaman mutsuzum ve yaşadığımı anlamıyorum. Kendimi ifade edemiyorum ve kayboluyorum. Mimar Sinan Sahne Dekor Kostüm ve Kukla Bölümü’nü bitirdikten sonra çok uzun yıllar müzelere canlandırma modelleri, konsept tasarımları mekan ve mekan canlandırmaları yaptım. Sonraki yıllarda da içinde sanat geçen her alanda profesyonel olarak çalıştım. Son olarak da sanat yönetmenliği yaptım. Ancak bu süreçte çamura dokunamadığım için kayboldum ve üniversitede akademik kariyerimi tamamlamak için yüksek lisansa döndüm. Deneysel tasarım ve çağdaş sanatta kukla ve enstalasyon ile ilgili yaptığım proje İngiltere’deki üniversitemde çok beğenilip sergiye seçilince, “tamam” dedim “bu yol benim yolumdur!” KOLAJ SADECE KAĞITLARLA OLUR DEMEYİN, SERRA DA BİR KOLAJ İNSANI… Bugüne kadar ürettiğin eserlerin hikâyeleri var mı? Senin için en farklı olanı hangisi? Son 5 yıldır kendimi en iyi ifade ettiğim, derdimi en iyi anlatabildiğim ve izleyenle ilişki kurabilme çabasında olduğum ağırlıklı olarak enstalasyonlardan oluşan, ister deneysel ‘abstract’ deyin, ister ‘kitch’ deyin, ister ‘to your face’ ister, ‘ekstra ekspresyonist’ deyin, isim koyamadığım ve koymaktan hoşlanmadığım, sanırım genel olarak çağdaş sanat kapsamında işler üretiyorum. Farklı tekniklerde yaptığım enstalasyon, animatronik+enstalasyon, stop motion ve bana kendimle ve izleyiciyle ilişki kurmamda yardım eden her disiplinden faydalanıyorum. Kısaca çok kolaj bir insanım; sanata da hayata da bakışım böyle. Örneğin son olarak İngiltere’de sergiye seçilen işim 165 cm yüksekliğinde animatronik bir enstalasyondu. ‘Paradise Bird’, kısaca ‘olmak’ kavramını sorgulayan, yazdığım bir şiirle beraber çıkan son derece kişisel ve özel bir işti. Ancak şunu da belirtmek isterim, ürettiğim her eser hayatımdan bir dönem, benden bir parça gibi… Bu nedenle hiçbirini bir diğerinden ayıramıyorum. Hepsi benim için çok özel. Sanırım anneler beni daha iyi anlayacaktır! EMİLİO ZAPATA YENİDEN CANLANDI! CANLANDIRAN İSE SERRA BEHAR… Maçka Demokrasi Parkı’na Zapata büstü tasarlayıp üç boyutlu hale getirmiş ve hayata geçirmişsin. Neden Emilio Zapata ve Maçka Demokrasi Parkı? Sayın Mustafa Sarıgül liderliğinde Şişli Belediyesi’nin çalışmalarını yakından izliyor ve takdir ediyorum. Sayın Sarıgül Türkiye’de çağdaş sanatı destekleyen bir belediyecilik anlayışıyla Şişli’yi yönetiyor. Tıpkı Londra, New York, Paris gibi dünya metropollerinde olduğu gibi İstanbul’da da kent ve sanat ilişkisinin derinleşmesi gerekiyor. Sayın Sarıgül’ün sanat parkı projesi gibi projeler buna destek. Böyle bir projede yer almam için teklif geldiğinde hiç düşünmeden kabul ettim. Şişli Belediyesi ile önümüzdeki dönemde de benzer projelerde yer almak isterim. Demokrasi demişken akla gelen Başbakan Erdoğan! Kars’taki İnsanlık Anıtı’na “ucube” dedi ve anıt hakkında yıkım kararı çıkartıldı. Bu konuda düşüncelerin nelerdir? Talihsiz bir açıklama olarak görüyorum. İleride heykellerini veya büstlerini yapmak istediğin isimler var mı? Varsa bu isimleri niçin seçtiğini de belirtir misin? Özellikle klasik anlamda büst veya heykel olarak birçok isim olabilir; ancak benim için son dönemde, daha önce de vurguladığım gibi çağdaş ve deneysel tasarımlar ile uygulamalar daha ön planda. Yine de sorunuzda ısrarlıysanız bu noktada düşündüğüm ve beni heyecanlandıran, üzerinde çalıştığım idollerimden olan bir isim var, ‘David Bowie’. David Bowie, çünkü bence kendisi pop art ve arkasından gelen tüm sanatsal formlara duruşu, tarzı ve müziğiyle damgasını vurmuş kişiliklerden. SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) 1968 yılından bu yana yerli ve yabancı filmler arasından yaptığı değerlendirmelerle birçok filmi ve sanatçıyı ödüllendirdi. Ödül heykelciği tasarımı sana ait. Bu konuyla ilgili düşüncelerin neler? Üç sene önce, SİYAD’IN 40. yılı için ödül heykelciğini ilk kez tasarladım. Şimdi ise her yıl SİYAD heykelciği sahiplerini buluyor. Saygı duyduğum birçok sanatçının elinde ve evinde benim tasarımımın olmasından gurur duyuyorum. Türk Sinema Onur Ödülü’ne layık görülmüş Türkan Şoray, Kadir İnanır, Şener Şen, Binnur Kaya bu isimlerden birkaçı. www.siyad.org’dan heykelciğe erişebilirsiniz. TÜRKİYE’DE BİR BALMUMU MÜZESİ AYNI BİR MADAME TUSSAUDS… İlerisinden bahsederken gelecekte İstanbul’da bir Balmumu Müzesi açmayı planladığını duydum. Planlarını kaç sene içerisinde gerçekleştirmeyi düşünüyorsun? Bu beni biraz heyecanlandırdı... Bu proje o dönemde konuşulmuştu ancak şu anda gündemimde çok daha farklı işler var. Ama tabii bu konudaki (canlandırma modellerli, müze düzenlemeleri) taleplere her zaman cevap verip beraber çalıştığım bir ekibim mevcut. Söylediğim gibi çağdaş sanatın her alanında çok hızlı bir üretim sürecindeyiz. Sanat dünyada ve Türkiye’de hiç görmediği kadar ilgi görüyor ve bu durum beni çok heyecanlandırıyor. Bu sürece değer katabilecek pek çok formun peşine düşebilirim. Birçok alanda ve kurumda senin eserlerini tanıma fırsatı bulduk. Kendine ait bir sergi planında var mı? 2011 yılı sonu- 2012 yılı başı gibi bir sergi yapmayı planlıyorum. Günümüz teknolojisinin boyutlarını eserlerime taşıyarak interaktif medya ve interneti de sergiye dahil ediyorum. Ürünlerde, ses, efekt ve hareket imgeleri de yer alacak. Video art, animatrik ve üç boyut kavramlarının izlerini taşıyan bir alan yaratıyorum. Bu kişisel sergimi Türkiye’de yapacağım. Tabii bu süre içerisinde karma sergilerde de yer alacağım. Konuyla ilgili detayları yakında aktif olacak web sitemden de takip edebileceksiniz.
