Dünya Yahudilerinin yanındaki kurum: Dünya Yahudi Kongresi

1936 yılından beri dünya Yahudilerinin diplomatik kolu olan WJC, Kanada’dan Çin’e, cemaatleri olan her memleketin Yahudilerini temsil ederek dünya Yahudilerini ilgilendiren çeşitli konularda çalışmalarını sürdürüyor

Joelle PİNTO Diğer
23 Şubat 2011 Çarşamba

1936 yılından beri dünya Yahudilerinin diplomatik kolu olan WJC, Kanada’dan Çin’e, cemaatleri olan her memleketin Yahudilerini temsil ederek dünya Yahudilerini ilgilendiren çeşitli konularda çalışmalarını sürdürüyor

Diaspora Yahudi cemaatlerinin temsilcisi olarak görülen Dünya Yahudi Kongresi (World Jewish Congress, WJC) tüm dünyadan birçok Yahudi cemaatini temsil eden, kâr amacı gütmeyen bir yardım organizasyonu. Holokost kurtulanlarına milyarlarca dolar kazandırmasıyla ilgileri toplayan WJC, tüm Yahudilerin birbirinden sorumlu olduğu felsefesini benimseyerek, çatısı altındaki Yahudi cemaatlerinin çeşitliliğinden de gurur duyuyor. Kanada’dan Endonezya’ya dünyada Yahudi nüfusu olan tüm memleketlerin cemaatlerini temsil eden WJC’nin üyeleri arasında Avrasya Yahudi Kongresi, Avrupa Yahudi Kongresi, WJC Kuzey Amerika gibi tanınmış organizasyonlar yer alıyor.

WJC, dünyadaki tüm Yahudilerin güvenliği için ve ihtiyaçlarına hitap eden çözümler oluşturmak için 1936 yılında uluslararası Yahudi cemaatlerini temsil etmek üzere, kâr gütmeyen bir organizasyon olarak İsviçre’nin Cenevre kentinde kuruldu. 1940 yılında ana merkezini New York, ABD’ye taşıyan WJC’nin öncelik verdiği yedi konu arasında İran, antisemitizm, teröre karşı mücadele, İsrail, Holokost, Arap devletlerinde yaşayan Yahudiler ve dinlerarası diyalog yer alıyor. Dünya Yahudilerinin diplomatik kolu olmayı vazifesi olarak benimseyen WJC, politik görüşleri göz önünde bulunmaksızın dünyadaki tüm Yahudi grupları temsil etmeye açık bir organizasyon olarak biliniyor.  Dünya Yahudilerini ilgilendiren çeşitli konularda çalışmalarını sürdüren WJC’nin İsviçre, Belçika, İsrail, Fransa, Rusya, Arjantin’de ofisleri bulunuyor.  

Antisemitizme karşı mücadele

Avrupa’da ve dünyanın çeşitli ülkelerinde antisemitizmde meydana gelen artış, Yahudi cemaatlerini tedirgin ediyor. İsrail karşıtı eylemlerin Yahudi karşıtlığına dönüştüğü son yıllarda, WJC antisemitizme karşı gençleri eğitme, antisemitizme karşı kanunların çeşitli ülkelerde yürürlüğe girmesi, medyanın duruşu, antisemitizm suçu işleyenlerin adalete teslim edilmesi gibi konularda çalışmalarını sürdürüyor. 

İran

İran’daki nükleer silahlanmanın komşu ülkelerde ve dünyada yaratacağı tehlikeyi önlemek için WJC yıllardır Yahudi cemaatlerini kendi devletlerini terör tehlikesi için uyarmaları ve bu devletlerin İran’a karşı ekonomik yaptırımlara başvurması konusunda mücadele veriyor. WJC Başkanı Ronald Lauder, 15 Nisan 2010 tarihinde ABD Başkanı Barack Obama’ya yazdığı mektupta, İran’ın terör açısından Ortadoğu’daki en büyük tehlike olduğunu ve nükleer silahlandırmayı durdurmanın önemine detaylı bir biçimde değinmişti. 

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad yıllardır Holokost’u inkâr ettiğini belirten ve İsrail’i haritadan silmekle tehdit eden söylemlerde bulunuyor. 

Dinlerarası diyalog

Dinlerarası diyaloga önem veren WJC, yabancı fobisi, ırk hoşgörüsüzlüğü, antisemitizm gibi problemlerin önlenmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Değişik inançlara saygı duymaya inanan WJC, dinlerarası sosyal, kültürel ve dini bilgi alışverişinde bulunmanın da öneminin altını çiziyor.

Holokost

1942’de WJC Genel Sekreteri Gerhart Reigner’in çabalarıyla başlayan ve günümüzde de devam eden mücadeleyle Holokost kurtulanlarının milyarlarca dolar kazanmasını sağlayan WJC, II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin Yahudilerden çaldıklarını geri iade etmeyen ülkelere karşı da mücadele veriyor. 25 Ocak 2011 tarihinde Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nda Avrupa Yahudi Kongresi’nin Holokost’u anma töreninde konuşma yapan Başkan Lauder, kayıtsızlığın en büyük tehlike olduğunu söyleyerek, dünyadaki milyonlarca Yahudi’nin kayıtsızlık yüzünden Holokost’ta hayatını kaybettiğini belirtti. Lauder, sessiz kalmanın, kabullenme ile eşit anlama geldiğini belirtti. WJC’nin devlet yetkilileri ile görüşerek Holokost kurtulanlarına hak ettikleri yardımı aldıkların anlattı. 

Teröre karşı mücadele

WJC, Yahudilerin sıkça hedef olduğu terörizme karşı mücadelesinde nükleer çoğalmayı durdurmak, silahsızlanmayı sağlama ve uluslararası yardımlaşmaya önem vererek kamuoyunu bilinçlendirme çalışmalarında bulunuyor. 

Şalom Gazetesi yazarı Nelly Barokas, WJC Başkan Vekili Roger Cuikerman’la yaptığı röportajda WJC’nin teröre karşı mücadelesi hakkında bilgi almış, Cuikerman Başkan Lauder’in dünya kamuoyunu El Kaide’nin dünyanın farklı bölgelerinde sebep olduğu terör olaylarına karşı bilinçlendirme çalışmalarına devam ettiğini belirtmişti.  

İsrail

Haksızlara karşı mücadele veren World Jewish Congress, İsrail Devleti’ne yapılan tek taraflı ve haksız saldırılara karşı da mücadele ediyor. Başkan Lauder 15 Nisan 2010 tarihinde ABD Başkanı Obama’ya yazdığı mektupta İsrail’in iki devletli çözüme hazır olduğunu, buna nazaran İsrail’in Yahudi devleti olarak var olma hakkının birçok Filistinli tarafından hâlâ sorgulandığının altını çizdi. Ortadoğu’daki en büyük tehdidin İran’daki nükleer silahlanma olduğunu vurgulayan Lauder, İsrail’in ABD’nin müttefiki olduğunu ve İran’ın nükleer silahlanmasına karşı olan tavrını paylaştığını belirtti. 

Arap devletlerinde yaşayan Yahudiler

WJC bir zamanlar sayıları 850 bini bulan, 1948 yılında İsrail Devleti’nin kurulması ile artan zulüm ve mallarına el konulması sonucunda ülkelerini terk etmek zorunda kalan, İran, Irak, Suriye, Ürdün, Mısır gibi Arap memleketlerinde yaşamış olan Yahudilerin hakları için mücadelesini sürdürüyor. 

Ronald S. Lauder kimdir?

Dünyaca ünlü kozmetik şirketi Estée Lauder Companies’in kurucularından Estée ve Joseph Lauder’in oğlu olan Ronald S. Lauder 26 Şubat 1944’de dünyaya geldi. WJC eski Başkanı Edgar M. Brofman’ın istifasının ardından, 2007 yılında WJC’de ilk defa seçim sistemiyle seçilerek, başkanlık görevine getirildi. 

1986 yılında ABD Büyükelçisi olarak gittiği Avusturya’da Yahudi kimliğini yeniden keşfeden Lauder, Holokost’tan zarar görmüş cemaatlerden etkilenip, 1987 yılında Ronald S. Lauder Vakfı’nı kurdu. Vakfı aracılığıyla büyükelçilik görevinden itibaren Doğu Avrupa ülkelerindeki Yahudi gençlerin eğitimine maddi ve manevi büyük katkılarda bulundu.  20 sene zarfında vakıf 37 okul ve kamp kurarak binlerce Yahudi gencinin Yahudilik hakkında bilgilenmesini sağladı.  Forbes Dergisi’nin 2007 yılında yayınladığı dünyanın en zengin iş adamları listesinde 3 milyar dolar ile yer alan Lauder, kamu görevlisi, iş adamı, zevkli bir sanat koleksiyoncusu olmanın yanı sıra büyük bir hayırsever olmasıyla takdirleri topladı. 

Sanata olan sevgisi ve hayırseverliği onu II. Dünya Savaşı’nda Naziler tarafından el konulan kıymetli sanat eserlerini bulma yolunda bir komite kurmasına da ön ayak oldu. Lauder’in başkanlığını yaptığı Sanat Eserlerini Yeniden Ele Geçirme Komitesi (Commitee for Art Recovery) bazı uluslararası kanunlarda düzeltmeler yaptırmayı başararak, bulunan birçok kıymetli çalıntı sanat eserini gerçek sahiplerine kavuşturdu.  Gençlere verdiği önemin WJC’de de altını çizen Lauder, seçildiği ilk günden itibaren gençlerin de organizasyonda daha aktif rol üstlenmesi için eski başkan Bronfman’ın oğlu Matthew Bronfman’ı sağ kolu olarak göreve getirdi.